Sinem öldükten sonra gelen adalet: İstismarcı babaya 28 yıl hapis
Bir telefondan 15 yaşından küçük dört çocuğun cinsel temas görüntüleri çıktı. Aileler şikayetten vazgeçti, ama bakanlığa bağlı il müdürlüğü şikayetçi oldu. Dört çocuğa da 'fail' dendi ve üç yıldan fazla ceza verildi, üçü hapse girdi, biri kaçak.
Yaşları 12 ila 14 arasındaki ikisi kız, ikisi erkek çocuk tek davacının Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün olduğu davada “birbirlerini cinsel istismar” suçundan 3 yıl 4 ay hapis cezası aldı. Mahkemenin bir hakimi “nitelikli cinsel temas olmadığına” dikkat çekmesine ve “olayın karşılıklı rıza ile gerçekleştiği nazara alındığında çocukların birbirlerine karşı cinsel eylemlerinde suç saik ve kastı yoktur” deyip karara karşı çıkmasına, olmaz böyle ceza düşüncesiyle çocukların beraat etmesi gerektiğini söylemesine rağmen…
“Pipi-kuku oyunu”nda hayatı kararan çocuklardan biri yattı çıktı, ikisi henüz hapiste ve dördüncüsü ise henüz yakalanmadı; “kaçıyor.”
Bundan iki yıl önce eylül ayında 12 yaşındaki bir kız çocuğunun telefonu çalındı. Annesini arayan hırsız “İstediğimiz parayı verirseniz telefonu geri veririm yoksa denize atacağım” dedi. Anne de olayı polise anlattı, şikayetçi oldu. Bu sayede telefon bulundu ama hiç beklenmeyen olaylar silsilesi de böyle başladı. Çünkü polis telefonu incelemişti ve içinde çok karanlık ve belirsiz bir görüntüde çocukların cinsel temasına dair kayıt vardı.
BirGün’den Timur Soykan’ın haberine göre önce telefonu kaybeden kız çocuğunun ifadesi alındı. Onunla birlikte ifadesinde isimlerini verdiği 12 yaşındaki kız, 13 ve 14 yaşındaki erkek arkadaşları gözaltına alındı. Dört çocuğun ifadelerine ve iddianameye göre olay şöyle gelişti:
12 yaşındaki iki kız öğrenci ve 13 yaşındaki erkek öğrenci 2022 yılının Eylül ayında okuldan kaçıp bir binanın merdivenlerine oturdular. Sonra yanlarına sosyal medyadan tanıştıkları 14 yaşındaki bir erkek öğrenci geldi. Çocuklar daha sonra merdivenlerinde oturdukları binanın kapısı açık bodrum katına indi.
Karanlık bodrumda 12 yaşındaki kız öğrenci ile 14 yaşındaki erkek öğrenci diğerlerinden uzaklaştı. İddianameye ve ifadelere göre öpüştüler. Diğer taraftaki 12 yaşındaki kız ve 13 yaşındaki erkek öğrencinin de öpüştüğü iddianamede yer aldı. Çocukların bir kısım kıyafetlerini çıkarttıkları, cinsel temasta bulundukları da iddianamede ve ifadelerde anlatıldı. Olayda cebir, tehdit ya da hile tespit edilmedi. Birbirlerine cinsel temasta bulunan çocuklar ifadelerinde bodrumun karanlık olması nedeniyle diğerlerini görmediklerini söyledi. Yaklaşık yarım saat karanlık bodrumda kalan çocuklar sonra dışarı çıktı.
Cep telefonunda bu görüntünün bulunmasından sonra başlayan soruşturmada önce kız çocuklarının aileleri şikâyetçi oldu. Ancak erkek çocuklar da 15 yaşın altındaydı ve onların aileleri de iki kızdan davacı olacaklarını söyledi. Tüm aileler çocukların ceza alma riski ve sicillerine cinsel suçun işlenmesi kaygısıyla şikâyetten vazgeçti.
Ancak savcılık dört çocuğa da ‘nitelikli cinsel istismar’ suçundan 20 yıla kadar hapis istemiyle dava açtı. Kız ve oğlan çocuklarının birbirlerine cinsel istismarda bulunduğu öne sürülerek hepsinin cezalandırılması istendi. Ayrıca Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü de çocuklardan davacı oldu.
Çocuklar için soruşturma ve mahkeme süreci işkenceye dönüştü. Henüz 12 yaşındaki kız çocuklarıyla 13-14 yaşındaki erkek çocuklarına bodrumda yaşadıklarına dair detaylı sorular yöneltildi. Dört çocuğun hem mağdur hem sanık olduğu davada tek davacı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’ydü.
Çocukların hepsi kendi rızalarıyla bodruma indiklerini ve cinsel temas olduğunu anlattı. İddianamede cinsel birleşme yaşandığı öne sürülüyordu. Ancak duruşmalarda çocuklar bunun doğru olmadığını söyledi. Nitekim kız çocukları Adli Tıp Kurumu’na nitelikli cinsel istismar raporu için götürülüp muayene edilmiş, raporda nitelikli cinsel istismar bulgusuna rastlanmamıştı.
Buna karşın savcı mütalaasında “… cinsel ilişkinin gerçekleşmediği ancak cinsel eylemlerin birbirine temas etme, dokunma şeklinde gerçekleştiğinin anlaşıldığından…” diyerek dört çocuğun cinsel istismar suçundan cezalandırılmasını istedi.
Mahkeme ikisi kız dört çocuğa 8’er yıl hapis cezası verdi. 15 yaşından küçük oldukları için her bir çocuğa verilen 8 yıl hapis cezası 3 yıl 4’er ay hapse düşürüldü.
Mahkeme başkanı ve bir üye cezalandırma yönünde oy kullanırken bir hâkim çocukların beraat etmesi gerektiğini söyledi. Bu hâkim karara yazdığı muhalefet şerhinde çocukların yaşlarının küçük, akran ve ergen olduklarına dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Herhangi bir hile, zorlama, cebir olduğuna dair bir delil dosya kapsamında mevcut değildir. Oysa verilen cezada suç kastı olması zorunludur. Olayın karşılıklı rıza ile gerçekleştiği nazara alındığında çocukların birbirlerine karşı cinsel eylemlerinde suç saik ve kastı yoktur. Ceza kanununun ve mevzuatın amacı küçük yaşta, ergen merak ve dürtüsü ile rızalı olarak fiziksel temasları cezalandırmak olmasa gerek.”
Hâkim muhalefet şerhinde Türkiye’nin taraf olduğu ‘Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ne de (Lanzarote Sözleşmesi) atıf yaptı. Karara “Bu sözleşmenin 18/3 fıkrasında ‘küçük yaştaki çocuklar arasındaki karşılıklı rızaya bağlı cinsel faaliyetleri düzenleme amacı bulunmadığı’ ifade edilerek sözleşme bunu cezalandırılan alan olarak görmemektedir” diye yazdı. Hâkim çocukların lekelenmeme hakkına da dikkat çekerek “Suç saik ve kastı olduğuna dair delil yok, çocuklar beraat etmeli” dedi.
Hâkimin muhalefet şerhindeki ‘rıza’ vurgusunu dönemin Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Küçüğün rızası var” sözleriyle karıştırmamak gerekiyor. Bekir Bozdağ bu sözü yetişkin erkeklerle evlendirilen çocuklar için kullanmıştı. Bu olayda tamamı 15 yaşın altında çocuklar söz konusu ve hâkim ‘rıza’ şartına ‘cinsel istismar’ suçundan ceza verilmesi için suç kastı olması gerektiğinin altını çizmek için işaret ediyor.
Ancak mahkemenin 12-14 yaşındaki dört çocuğa ‘cinsel istismar’ suçundan verdiği cezayı istinaf mahkemesi de onayladı.
12 yaşındaki kız çocukları ve 13 yaşındaki erkek çocuk hapse girdi. Kızlardan biri 9 Nisan ile 3 Mayıs tarihleri arasında çocuk cezaevinde kaldı, denetimli serbestlikle serbest bırakıldı. 12 yaşındaki diğer kız çocuğu 15 Nisan’da çocuk cezaevine girdi, halen cezaevinde. Birkaç gün içinde denetimli serbestlikle tahliyesi bekleniyor. 13 yaşındaki erkek öğrenci 9 Nisan günü hapse girdi. İki ayı aşkın süredir çocuk cezaevinde, ay sonunda tahliye olması bekleniyor. 14 yaşındaki erkek çocuk ise yakalanmadı ve yakalama kararıyla aranıyor. Dört çocuğun sabıkasında da ‘cinsel suçlu oldukları’ yazıyor.
Çocuk istismarıyla ilgili dernekler 12-14 yaşındaki çocukların birbirlerini cinsel istismar suçlamasıyla cezalandırılmasına karşı çıkıyor.
Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu Başkanı Canan Güllü çocuklara ceza verilen olayla ilgili şunları söyledi: “Bir garabet yargılama demek istiyorum. 2016 yılında TCK’nin Madde 103 değişikliğinin bu tür sonuçları olacağını komisyonlarda söylemiştik. Eğitim sistemimizde cinsel bilgi eksikliği ile ergenliğin buluşmasının bir sonucu olarak dört çocuğun hayatında derin yaralar bırakan bir yargılama sistemiyle karşı karşıyayız. Şerh maddesini yazan hâkime katılıyorum ve 103. Madde’nin yeniden tanzim edilmesini talep ediyor ve yargılama boyutunda çocuğun üstün yararını düşünmeyen Aile Bakanlığı’nı kınıyorum. Bakanlığın erken yaşta ve zorla evliliklerde aradaki yaş farkının beş yaş üstünde olan durumlardaki rehaveti göz önüne alındığında durumun vahameti iç yakıyor.”