52 kişiye mezar olan Reyyan Apartmanı davası: Çatıya kaçak dairelerle 700 ton ilave yük eklediler
Deprem bölgesinde havalar ısınınca depremzedelerin ihtiyaçları da değişmeye başladı. En başından beri ihtiyaçları tam olarak karşılanmayan kadınlar destek bekliyor.
6 Şubat depremleri 10 ili enkaz altında bırakırken çevre illeri de etkiledi. Resmi verilere göre deprem nedeniyle 50 bin 783 kişi hayatını kaybetti, 5 milyon 649 bin 317 konut hasar gördü. Enkazdan sağ kurtulanlar ise aylardır çadır kentte yaşam mücadelesi veriyor ve temel ihtiyaçları halen zorlukla karşılıyor. Depremin ağır hasar verdiği Adıyaman’da da halen temel ihtiyaçlar güncelliğini koruyor. Havalar ısınınca bu temel ihtiyaçlara yenileri de eklendi çünkü kışın gönderilen yardımlar artık bu mevsim için kullanılabilir değil.
Gazete Duvar’dan Evrim Deniz’in haberine göre; depremzede kadınlar afetin ilk günlerinde gönderilen yardımların sayısında azalma olduğunu söylüyor ve seçim gündemiyle birlikte bölgedeki ihtiyaçların geri planda kaldığını belirtiyor. Afet İçin Feminist Dayanışma’dan Birgül Karakaş, kadınlar ve çocuklar için çadırlar kurduklarını belirtiyor ve “Biz kadın ve çocuk çadırını çok değerli buluyoruz. Özellikle çocukların, kendilerine yönelik etkinlik yapılan çadırlarda geçirdiği vakitler depremzede kadınlara çok alan yarattı. İlk günlerden beri hijyen malzemeleri bu alandaki en büyük ihtiyaçlar. Kadın pedi, çocuk bezi ve yazlık elbise de çok büyük ihtiyacalar arasında. Özellikle yaşı büyük kadınlar için büyük beden kıyafet neredeyse gelmiyor artık. Havalar ısındıkça sinek ve böcek ilaçları da temel ihtiyaçlar arasında artık” diyor.
Aynı zamanda bir başka ihtiyaç ise tuvalet alanlarının çadır kentlere uzak olması. Bunun kadınlar için güvenlik sorunu oluşturduğunu belirtiyor Karakaş ve şehirde, çadır kentlerde ışıklandırmanın olmamasının da riskleri artırdığını vurguluyor. Ayrıca güçlü dayanışma ile gönüllülerin kurduğu çadır kentlere taşınmaların sürdüğünü ifade ediyor Karakaş ve bu noktada deprem bölgesindeki en önemli sorunlardan birine de işaret ediyor: Şebeke suyunun kullanılmaması sebebiyle temiz içme suyu en temel ihtiyaçlardan biri.
Deprem bölgelerinde barınma, hijyen malzemesi, gıda ve içme suyu gibi temel ihtiyaçları karşılamak için ilk günden itibaren gönüllü kadınlarla birlikte Dayanışmanın Kadın Hali Derneği de (DAKAHDER) sahadaydı. DAKAHDER’den Sevda Çetinkaya, kadınların felaketlerde görünmez olduğunu vurguluyor:
“Cinsiyet eşitsizliği her yerde ve her zaman olduğu gibi afet sonrasında da kadınların yaşamı üzerinden yeniden örgütlenmiş durumda. Depremin ardından ilk müdahale, kadınların özgün ihtiyaçları gözetilmeden organize edildi. Kadın örgütleri ve toplumsal cinsiyet çalışmaları yapan gruplar, feministler, bu ihtiyaçların karşılanması için bağımsız hareket edip dayanışma grupları kurdular.”
Köylerde ve çadır kentlerde hijyen kitlerini dağıttıkları sırada konuştukları pek çok kadının yaşadığı travma nedeniyle psikolojik desteğe ihtiyaç duyduğunu gözlemlediklerini söyleyen Çetinkaya, “Kimisi hayatta kalmış olmaktan utandığını, kayıplarının yasını tutamadıklarını, ağlayamadıklarını söyledi. Birçok kadında depresyon belirtileri var. Kadınlar, kaygı ve korkularını aileleri ile paylaşamıyor, yalnızlaşmışlar, uyku sorunları var. Depremden sonra çadırlarda her şeye sıfırdan başlamak zorunda kalan kadınlar için hayat hiç kolay değil. Halihazırda çadırlarda da toplumsal cinsiyet rollerini ve eşitsizliği pekiştiren şekilde iş bölümü yapılıyor. Depremde kayıp yaşayan kadınların, deprem öncesi ev içinde gerçekleştirdiği bakım vermek ve temizlik gibi sorumlulukları çadırda da sürdürmesi bekleniliyor, yas tutamıyorlar ve şiddet devam ediyor” diyor.
Yaşamsal ihtiyaçlar bir ölçüde karşılanmış görünse de depremin etkilediği şehirlerde zamana ve insan gücüne ihtiyaç olduğunu dile getiren Çetinkaya, ’”Dayanışmanın Kadın Hali Derneği olarak, şimdi kadınlara öncelikle psikososyal destek vermek için uzmanlarla birlikte buradayız. Kadınların psikolojik, hukuki, cinsel sağlık, üreme sağlığı ve benzeri ihtiyaçlarını rahatlıkla ifade edebilecekleri kadın dostu bir alanımız (çadırımız) var artık. Gücümüz yettiğince bu kadın dostu alanı büyütmek için gayret göstereceğiz” diye anlatıyor çabalarını.
Seçimlerde afet bölgesinde kullanılan oylara değinen Çetinkaya, “14 Mayıs seçimleri sonrası ülkede yaşanan hayal kırıklığı ve öfke, afet bölgelerinde yaşayan depremzedelere yöneldi. Ancak insani yardım ve dayanışma koşulsuz ve karşılıksızdır, ayrımcılık yapmaz. ‘Küstüm oynamıyorum, artık yardım da yapmıyorum’ demek en hafif tabiriyle çocukluk olur” diyor.