DEM Parti'nin Diyarbakır'da düzenlediği mitingden izlenimler: Bu kez miting hem daha kalabalık hem daha çoşkuluydu ama katılımcılar daha çok orta yaş ve üzerindeydi. BBC muhabirinin izlenimleri.
İmralı heyetinin Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiği iki görüşmenin ardından, DEM Parti, yeni süreçle ilgili mesajları halkla paylaşmak üzere birçok kentte sivil toplum örgütleriyle toplantılar yapıp ve mitingler düzenliyor.
“Barış için özgürlük” mitinglerinde son toplantılardan biri Cumartesi günü Diyarbakır’da yapıldı. BBC Türkçe adına mitingi takip eden Hatice Kamer izlenimlerini yazdı:
İstasyon Meydanındaki mitingin, DEM Partinin önceki etkinlikleriyle kıyaslandığında hem daha kalabalık hem de coşkusunun daha fazla olduğunu söylemek mümkün.
Orta yaş üstünün daha çok katıldığı mitingde, sık sık Öcalan’ın özgürlüğü ve barış için sloganlar atıldı. Suriye’nin kuzeyine, Türkiye destekli olduğu iddia edilen yapıların düzenlediği operasyonlara karşı da tepkiler öne çıktı.
Abdullah Öcalan’ı “çözümün aktörü” olarak gören bu insanlar, devletten somut adımlar atmasını bekliyor.
Yeni süreçten beklentilerini sorduğumuz birçok Diyarbakırlı, hem umutlu hem de güven sorunu yaşamaya devam ettiklerini anlattı.
Miting için Kulp’tan gelen Medeni “Bu sürecin başarıya ulaşmasını istiyorum ama güvenemiyorum” diyor.
Barış talebi ve çözüm umudu için mitinge katılan Mehmet Can da Türkiye’de Kürtlerin hiçe sayıldığını öne sürüyor.
“Biz de buradayız, barış ve çözüm istemek, bu ülkenin eşit yurttaşları olarak ana dilimizle, varlığımızla kabul görmek için buradayız. 2013 sürecini hep beraber yaşadık, umudumuz o kadar fazlaydı ki, sonra kıyametler koptu. Bu yüzden somut adımlar görmeyinceye kadar güvenemiyoruz” diyor.
Nadir adlı vatandaş ise hapishanelerde on binlerce siyasi tutuklunun varlığını hatırlatıyor ve devletin samimiyetin bir ölçüsü olarak Demirtaş dahil, onbinlerce siyasi ve hasta tutuklunun özgür bırakılması gerektiğini söylüyor.
Elinde HDP bayrağı ile miting alanına gelen Hüseyin adlı yaşlı adam ise barış konusunda umudunu diri tutmak istediğini ifade ediyor.
“Yaşımızı, başımız aldık ya, barış görmeden ölmek istemediğim için umutlu olmak istiyorum” diyor.
Arkadaşı da onu destekliyor. “Kürtler barış olacağından emin olsa, kurban keser, bayram eder ama barış tek taraflı olmaz ki, kendimiz çalıp kendimiz oynuyoruz, AKP tarafından hala derin bir sessizlik var ve bu durum bizi endişelendiriyor” diyor.
Mitinge eşiyle gelen Zülfü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir açıklamasını hatırlatıyor.
“Cumhurbaşkanı demişti ki, ‘Bizim kadife eldivenimizin altında demir yumruğumuz’ var. Yani süreci savaş ve barış olmak üzere iki farklı yöntemle çözmeye çalışacaklar. Kürtler savaş taraftarı değil ama devletin bu sessizliği bizi tedirgin ediyor, bu yüzden de güvenemiyoruz” diye konuşuyor.
PKK lideri Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat’ta bir çağrı yapacağı beklentisi yüksek. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 11 Ocak’ta Diyarbakır’daydı ve konuşmasında, Bahçeli’nina açıklamasıyla başlayan sürecin temel hedefinin ‘örgütün’ silah bırakması olduğunu söylemişti.
Peki Öcalan’nın yapacağı açıklamada silah bırakma çağrısı olacak mı?
DEM Parti’den görüştüğümüz bazı isimler, hazırlıkların daha tamamlanmadığını ve tarihin sarkabileceğini söylediler.
Adını kullanmamızı istemeyen bir siyasetçi de, Öcalan’ın çağrısını sadece PKK’ya değil, devlete, iktidara ve muhalafete de yönelik olacağını ifade etti.
Bakırhan: Öcalan barışın yol haritasını hazırlıyorMitingde konuşan DEM Parti Eş genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Abdullah Öcalan’ın, barışın yol haritasını hazırladığını söyledi.
Bakırhan “Sayın Öcalan istiyor ki Türkiye demokratik olsun, Kürt özgürce ana dilini konuşsun, anadili ile eğitim görsün, Kürt halkının seçmiş olduğu iradeye kayyım atanmasın, gasp edilmesin istiyor” dedi.
Bakırhan, Diyarbakır’da halkın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan da bir yol haritası beklediğini söyledi ve Suriye’deki gelişmelere de değindi.
“Türkiye’de çözüm isteyen iktidar, Suriye’nin kuzeyindeki Kürtlere karşı savaşta diretiyor” diyen Bakırhan, “Türkiye’de huzur olacaksa, Suriye’de Kürtlerin, Alevilerin diğer halkların kardeşçe eşitçe bir arada yaşadıkları bir rejimin mümkün olmasıyla sağlanacağını” savundu.
Sivil toplum örgütleri de süreci destekliyor.
Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu çatısı altındaki yedi kurumun temsilcisi, geçtiğimiz hafta yeni başlayan sürece desteklerini iletmek üzere mecliste grubu olan parti temsilcileriyle bir araya geldiler.
Görüşmelerin ardından Diyarbakır’da bir basın açıklaması yapan STK temsilcileri, “Ankara’dan umutlu döndüklerini” açıkladılar.
Bu görüşmelerde gelişecek sürecin kalıcı barışa ulaşması konusunda Diyarbakır ve bölge kentlerinde çok ciddi bir talep ve beklenti olduğunu söyleyen STK’lar, sürecin siyasi kaygılardan uzak, evrensel insan haklarını esas alan bir perspektif ile yürütülmesi gerektiğini ifade ettiler.
Platform üyeleri, Kürt sorununun demokratik zeminde çözülmesi ve bu sürecin ilerleyebilmesi için bazı talepler de sundular:
-Kayyum atama yetkisini içeren yasa metni iptal edilmeli
-Demokratik siyasetin önünü tıkayan gözaltı ve tutuklanmalar son bulmalı,
-Anadilin eğitim ve kamusal alanda kullanımı önündeki engellerin ortadan kaldırılması için yasal düzenleme yapılmalı
-Sivil ve demokratik anayasa yapım süreci bir an önce başlatılmalı
-Suriye’de Esad sonrası yaşanacak yeni süreçte Kürtlerin de varlığı kabul edilmeli, askeri operasyonlar sonlandırılmalı
-Anayasa Mahkemesi ve AİHM tarafından verilen ihlal kararlarının yerel mahkemelerce uygulanmasının önündeki engeller kaldırılmalı
-Siyasî partiler ve seçim mevzuatında değişiklik yapılmalıİfade ve örgütlenme özgürlüğü önündeki engeller kaldırılmalı
Yeni sürece dair BBC Türkçe’ye konuşan Kürdistan Sosyalist Partisi Başkanı Bayram Bozyel de yeni süreç için Türkiye’yi harekete geçirenin, Esad sonrası Suriye’de Kürtlerin statü talepleri olduğunu ileri sürdü.
Bozyel “Türkiye, Öcalan üzerinden özellikle PKK’nın tasfiyesini ve Suriye’deki Kürt hareketini kontrol altında almayı istiyor. Kürtlerin en az kazançla süreçten çıkmasını hedefliyor” dedi.
Öcalan’ın yapacağı çağrıda, PKK’nin silah bırakmasını isteyebileceğini söyleyen Bozyel’e göre “PKK’nın da katkısıyla Suriye’de Kürtler önemli bir kazanım elde etmişken, PKK’nın yapması gereken şey zaten artık Türkiye’de sonuç alıcı olmaktan çıkmış silahlı mücadeleyi sonlandırmak ve gücünü, enerjisini Suriye’de Kürtlerin bir statü sahibi olma sürecine destek vermek olmalı.”