En vicdansız çete hakim karşısında: ‘Kaya bebek kötüleşirse tüpünü çek’ itirafı kan dondurdu
Yenidoğan çetesiyle ilgili davada sanık olarak yargılanan eski Esenyurt Belediye Sağlık Dairesi Başkanı Renas Kılıç "Benim hedefim belediye başkanı olmaktı. Ama şimdi katil olarak anılıyorum. Medyada ‘katil’ olarak lanse ediliyorum" dedi.
Kamuoyunda yaygın olarak ‘yenidoğan çetesi’ olarak anılan, 10Haber’in başından bu yana detayları ‘Türkiye’nin gelmiş geçmiş en vicdansız çetesi’ anonsuyla okurlarına aktardığı suç örgütüyle ilgili davanın ilk duruşması devam etti.
Bilindiği üzere Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 22’si tutuklu toplam 47 sanık yargılanıyor. Örgütün elebaşları için talep edilen cezalar yürekleri soğutmaya yetmiyor. 112 Acil görevlisi Gıyasettin Mert Özdemir hakkında 589 yıl, hastane sahibi ve doktorlar Fırat Sarı ile İlker Gönen hakkında ise 582 yıla kadar hapis cezası isteniyor.
Dördüncü oturum Bakırköy Adliyesi 22. Ağır Ceza Mahkemesi Salonu’nun kapasitesinin yetersiz olması sebebiyle konferans salonunda yapıldı.
Mahkeme salonunda Fırat Sarı ve İlker Gönen’in de aralarında olduğu 22 tutuklu sanık, 14 tutuksuz sanık ve taraf avukatları hazır bulundu.
Bazı tutuksuz sanıklar Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) katıldı.
Oturum saat 10.30 itibariyle tutuklu sanık muhasebeci Funda Özen’in savunmasının alınmasıyla başladı.
Gazeteci Emrullah Erdinç’in aktardığına göre mahkeme başkanının “Savunma yapacak mısın” sorusuna Özen “24 yaşında, üniversite mezunuyum. 2020’de Reyap Hastanesi’nde işe başladım. Doktor asistanı olarak başladım, sonra hasta kayıta geçtim, sonra da medikal muhasebe faturalandırma uzmanı olarak çalışmaya başladım. Sadece bir yıl yoğun bakımı fatura ettim. Örgüt üyesi iddialarını asla kabul etmiyorum, örgüt varsa içinde değilim. Ek bir gelirim yok. Maaşımla aileme destek oluyorum” diye cevap verdi.
Özen hakkındaki dolandırıcılık suçlamalarını da reddederken iş hayatı dışında kimselerle muhabbeti olmadığını ifade etti. Esenyurt Reyap Hastanesi’nde SGK faturalandırmalarını yürüten Özen yenidoğan yoğun bakımda epikriz raporlarının Hasan Basri tarafından yazıldığını ve Doktor Fırat Sarı tarafından kontrol edildiğini belirtti.
Özen “Epikriz raporları bize Pusula Sistemi üzerinden gelir. Bizim epikrizleri düzenleme yetkimiz yoktur. Fatura kesildikten sonra doktor onayı yapılır. Ben sadece Fırat Sarı’nın düzenlediği epikriz raporlarını gördüm” dedi.
Özen’in avukatı ise müvekkilin savunmasını güçlendirmek için şu iddialarda bulundu: “Savcı Yavuz Engin müvekkilimin müdafiliğini müvekkil mali şubedeyken sona erdirmiştir. Bu nedenle müvekkilimin mali şubede alınan ifadesi geçersizdir. Müvekkil hakkında ilk dinleme kararı 18 Temmuz 2024’te verilmiştir. Bu tarihten önce elde edilen tape kayıtları hukuka aykırıdır ve usulsüz delil elde edilmiştir.”
Sanık kürsüsüne gelen Esenyurt Belediyesi Sağlık Dairesi eski Başkanı Renas Kılıç 2022 yılında belediyede çalışmaya başladığını belirtti. Reyap Hastanesi’ni kurduktan sonra Esenyurt Belediyesi Sağlık İşleri Müdürü olduğunu ve hastaneyle bağlantısı olduğunu söyledi. “Belediyeye geçtiğimde hekim ihtiyaçları olduğunda destek veriyordum” diyen Kılıç, Fırat Sarı ile olan ilişkisini de “Fırat Bey ile samimiyetim var, çocuğum olduğunda çok ilgilendi, kızımla da hep ilgilendi” diyerek açıkladı.
Mahkeme Başkanı’nın 112’yi devre dışı bırakarak para kazandığı yönündeki suçlamayı sorması üzerine Kılıç “Hiçbir hekim protokol olmadan hasta kabul edemez” diyerek suçlamayı reddetti. Ayrıca kendisine hiçbir hasta veya hastane tarafından para verilmediğini belirtti.
Kılıç mahkeme başkanının hesabına gelen paralarla ilgili sorusuna şöyle cevap verdi: “Onlar eski paralar. Daha önce ben Fırat Bey’e borç para vermiştim. Hastane yetkililerine bile ‘Fırat’tan alacağım var’ demiştim.”
Fırat Sarı’nın kendisini hasta kabulü için aradığına dair bir soruya ise “Evet, ben Fırat Bey’e de söyledim. Dernekten gelen yabancı hastalar oluyor. Onlar için her zaman mavi kod verilerek sevk yapılıyor” diye cevap verdi. Çevre hastanelere hasta gönderdiği iddialarına yanıt olarak “Hangi hastane isterse hastayı oraya gönderiyorum” dedi.
Mahkeme Başkanı Kılıç’a “Fırat Sarı’ya ‘Yok deme, başta kabul et, devam et’ diyorsun” şeklindeki iddiayı yönelttiğinde Kılıç 112 sistemine dair konuştuğunu ve yeni doğan doktoru bulunmayan hastanelere hasta gönderilmesinin engellendiğini söyledi. Kılıç “İnternetten 112 sistemine baktım. Eğer yeni doğan doktoru hastanede yoksa 112 hasta gönderemiyor. Sistemde görüyorlar. Ben buna dair konuşuyorum” diye konuştu.
Mahkeme Başkanı Fırat Sarı ile yaptığı bir konuşmada “Hastam az, 3-4 boşum var” ifadesinin anlamını sordu. Kılıç “Fırat Bey beni aradı. Ancak ben hasta ayrımı yapmam” dedi ve sağlık hizmeti vermek amacıyla belediye olarak tüm vatandaşlara yardım ettiklerini açıkladı.
Kılıç’a “Aysel Yılmaz ile konuşmanda ‘Komisyon oranı kaç olacak?’ diyorsun. Bu neyle ilgili” diye de soruldu.
Kılıç sağlık turizmiyle, Reyap Hastanesi’ne gelen hastalarla ilgili olduğunu belirtti. “Bir-iki bebek geldi” ifadesinin Fırat Sarı ile bir konuşmasında geçtiği hatırlatıldığında Kılıç bu bebeklerin tanıdığı bir arkadaşının bebeği olduğunu söyledi.
Mahkeme Başkanı’nın “Ücret almadan başlayamazlar” şeklindeki ifadesinin hatırlatılması üzerine Kılıç bu konuşmayı hatırlamadığını ifade etti. Meral Bulut ile para konusunu konuştuğu iddiasına ise “Reyap Hastanesi muhasebecisi olabilir. Ancak bu konuşmayı hatırlamıyorum” yanıtını verdi.
Kılıç son olarak “Başka bir diyeceğin var mı” sorusuna “Eşim bu olayları bilmiyordu. İki kez depremde kaldım. Bir insanın hayatıyla oynamak bu kadar kolay mı? Benim hedefim belediye başkanı olmaktı. Ama şimdi katil olarak anılıyorum. Medyada ‘katil’ olarak lanse ediliyorum. Katil damgası yiyorum. En çok belediyeyi zarara uğratmış olabilirim. Cezaevinde de infaz koruma memurları kötü davranıyor, ‘Geç lan şuraya’ diyorlar. Terör bölgesinde çalışmış bir insanım, ama şimdi bebek katili olarak anılıyorum” yanıtı verdi.
Mahkeme heyeti Kılıç’a nasıl hasta yönlendirdiğini sordu. Kılıç “Doktor adı veriyoruz” diyerek yoğun bakım için hasta yönlendirilmediğini, sadece ihtiyacı olan kişilere doktor önerildiğini belirtti.
Duruşma savcısının sorusu üzerine Kılıç’ın hakkında disiplin soruşturması olmadığı ve şu an maaş almaya devam ettiği ortaya çıktı.
Savcı “Bebek için gelen oluyor mu? ‘Geliyor, istersen 1,5 verirsin’ dediğin doğru mu” diye sorunca Kılıç “Yenidoğan ile ilgili her hastanenin hak ediş sistemi vardır. Bu durum Fırat Bey ve Fehmi Bey arasında olan bir mesele” diyerek bu konuda bir sorumluluğu olmadığını savundu.
Savcının “Yenidoğana gelen her bebekten doktor para mı alıyor” sorusuna Kılıç “Evet, çünkü doktorların maaşı düşük” yanıtı verdi. Ancak ilaç satışlarına dair bir soru sorulunca Kılıç “İlaç muhabbetini duyduktan sonra, aynı şeyi Özgür Bey’e söyledim” diyerek konuyu paylaştığını belirtti.
Savcı bu konuya dair daha fazla bilgi almak isteyerek “Kimi ve hangi hastaneyi söylüyorsun” diye sordu. Kılıç “Reyap Hastanesi” yanıtıı verdi ve neden ilgilendiğini açıklamak için “Reyap Hastanesi’ni sahiplendiğim için, onun deposunu soruyorum” dedi.
Savcı’nın “Reyap Hastanesi’nin deposundan sana ne? Neden ilgileniyorsun” sorusuna ise Kılıç “Fehmi Bey’den duydum. O yüzden konuştum” savunması yaptı.
Sanık sandalyesine gelen Serdar Yüksel mahkeme başkanı ve üye hakimin sorularını yanıtladı.
Gazeteci Rojda Altıntaş’ın aktardığına göre davada “suç örgütüne üye olmak” ve “kamu kurumlarını dolandırmak” suçlamalarıyla 14 yıla kadar hapis cezası talep edilen Yüksel 112 aracılığıyla hastane sevkleri ve para transferleri hakkında detaylı bilgi verdi.
Mahkeme başkanının “Bu hastalar 112’den mi geliyordu” sorusuna Yüksel “Evet, hepsi” yanıtını verdi. Ayrıca İlker ile Fırat Sarı arasındaki bir görüşmeye atıfta bulunularak Yüksel’e yöneltilen “Serdar’dan ses var mı” sorusu üzerine Yüksel “Yoğun bakımı doldurmak istediklerini biliyorum, her hastanede olan bir şey” dedi. Bu ifade hastane içindeki yoğun bakım doluluk oranları ve bu konuda yapılan planlamalar hakkında soru işaretleri yarattı.
Yüksel, Fırat Sarı ile yaptığı bir konuşmada “Fırat Bey, kolay gelsin, vaktinizi almayayım, 112’nin vakasını attım size” ifadesini kullandığını da söyledi.
Çam Sakura Şehir Hastanesi’nden gelen hastalarla ilgili sorulara ise Yüksel hastane ile olan ilişkisini doğrulayarak çok sayıda hasta yönlendirdi yanıtı verdi. Mahkeme başkanının sorularına cevap vermekte zorlandığı anlar da oldu.
Yüksel, Gıyasettin Mert ile olan borç ilişkisinin olmadığını, para alışverişinin ise farklı bir bağlamda gerçekleştiğini ifade etti.
Mahkeme Başkanı “Gıyasettin Mert ile borç ilişkin var mı” sorusuna Yüksel “Yok” yanıtını verdi. Para ilişkisi sorulduğunda ise “Hangi para? Ben istememiştim” şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı’nın “İnsan durduk yere birine neden para versin, hem de istemediği halde” sorusuna Yüksel “Emniyet ifademde borç olduğunu söylemiştim. Sonra bunun böyle olmadığını, parayı hasta için aldığımı ifade etmiştim. Toparlarsak, benim ona verdiğim borcun karşılığında vermişti” karşılığını verdi.
Mahkeme Başkanı’nın işletmeye dahil olup olmadığını sorması üzerine Yüksel “Asla” yanıtını verdi ve işletme ile ilgili sorulara ve “İddianameye baktın mı” ve “İşletme dediğin şeyin ne olduğunu hâlâ anlamadın mı” şeklinde devam eden sorgulamalara net cevaplar vermekte güçlük çekti.
Fırat Sarı’nın avukatı tarafından yönlendirilen hastanelerle ilgili “Hastaları başka nereye sevk ediyordun? Aralarında devlet hastaneleri de var mı?” sorusuna Yüksel devlete ait hastanelerin de aralarında bulunduğunu doğrulayarak “Evet” yanıtını verdi.
SGK avukatının il dışından gelen hastaların hangi hastanelere sevk edildiğiyle ilgili sorusu üzerine Yüksel sevk işlemlerinin Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kartal Koşuyolu Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi (Siyami Ersek Kalp ve Damar Cerrahisi Merkezi) ve Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi önemli sağlık kuruluşlarına yapıldığını anlattı.
Gıyasettin Mert Özdemir’in avukatı Yüksel’e hasta yönlendirmelerinin 112’ye bildirilip bildirilmediğini sordu.
Bu sırada Mahkeme Başkanı Gıyasettin Mert Özdemir’in 112’de çalıştığını ve konu hakkında en iyi bilgiye sahip olması gerektiğini belirterek “En iyi o bilir, ona sorun” dedi.
Serdar Yüksel’in avukatı müvekkili hakkında tahliye talebinde bulunarak savunmasını tamamladı.