Telefonun ‘silah’ sayıldığı dava itirazla yeniden görüldü: İki kardeşe ceza ve tahliye
Denizli'de yemeğine fare zehri koyup öldürdüğü Nadia Noori'nin (30) ellerini ve ayaklarını bağlayıp, battaniyeye sardığı cesedini 2 kilometre el arabasıyla taşıyıp yol kenarına atan Afganistan uyruklu Sabour Sakhizadeh (21), ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Denizli Pamukkale ilçesi Cumhuriyet Mahallesi 1968 Sokak’ta yol kenarındaki boş arazide battaniye içindeki kadının hareketsiz yattığını görenler, 112 Acil Çağrı Merkezi’ne bildirdi. 11 Eylül 2021’de meydana gelen olayda bölgeye polis ve sağlık ekipleri sevk edildi. Sağlıkçılar, Afganistan uyruklu Nadia Noori’nin öldüğünü belirledi.
Polis, battaniye sarılı halde, elleri ve ayakları plastik kelepçeyle bağlanmış Noori’nin cesedinin bulunduğu yeri geniş çaplı inceledi. Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Adli Tıp Kurumu’nun morgunda yapılan otopside Noori’nin zehirlenerek öldürüldüğü saptandı. Cinayet bürosu ekipleri, İstiklal Mahallesi’nde yaşadığını belirlediği Noori’nin, evinde Afganistan uyruklu Sabour Sakhizadeh tarafından yemeğine fare zehri katılarak öldürüldüğünü tespit etti.
Tartışma sonrası Noori’nin, Sakhizadeh tarafından öldürüldüğü, cesedinin elleri koli bandı, ayakları plastik kelepçeyle bağlanıp battaniye sarıldıktan sonra ‘çekçek’ olarak bilinen 2 tekerlekli el arabasına konup, 2 kilometre götürüldükten sonra araziye atıldığı belirlendi. Gözaltına alınan cinayet şüphelisi Sakhizadeh, emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildiğini adliyede tutuklandı.
Polisteki ifadesinde, kadını kıskançlık yüzünden öldürdüğünü itiraf eden Sakhizadeh, 2017’de ablasını annesi, eniştesini ise babası gibi gösterip, onlarla Türkiye’ye giriş yaptığını, bir süre sonra yabancı kimlik belgesi aldığını söyledi. Sakhizadeh, 2 yıl önce Manisa’da evli ve 3 çocuğu olan Noori ile sosyal medyadan tanıştığını, Noori’nin çocuklarını ve şiddet gördüğü eşini terk edip yanına gelmesinden sonra birlikte yaşamaya başladıklarını söyledi.
Noori’nin kendisini aldattığı için tartıştıklarını ileri süren Sakhizadeh, “Ben ona bu yüzden tartıştığımızda ‘Birlikte intihar edeceğiz’ diyordum. Olay günü fare zehirli pilav yaptım. Ben az yedim o ise pilavı bitirmiş. Bir süre sonra yatakta nefes almadığını gördüm. Ağzından kan geliyordu. Yanına yatıp bir süre ağladım. Daha sonra kardeşimi arayarak Nadia’yı zehirleyerek öldürdüğümü söyleyip, gelmesini istedim. Kardeşim gelene kadar kolay taşımak amacıyla ellerini koli bandıyla, ayaklarını da plastik kelepçeyle bağlayıp, battaniye sardım. Çuvalın içine koyup, yaşadığım evden kardeşimle birlikte sürükleyerek çıkardım. Nadia’nın bütün kıyafetlerini de çuvala koydum. Bizi bu sırada kimse görmedi. Cesedi sürüklerken, merdivenden indirdiğim için sesler çıkıyordu; yavaş hareket ettim. Kimse duymadı. İki tekerlekli hurda toplanan el arabasına koyduktan sonra gidip yol kenarına bıraktık. Olaydan dolayı çok pişmanım” dedi.
Ağabeyine cesedi taşımasında yardım eden N.K.’ye ise ‘suça sürüklenen çocuk’ kapsamında işlem yapıldı. Soruşturmanın ardından Sakhizadeh hakkında ‘Kadını tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ağırlaştırılmış hapis istemiyle, suça sürüklenen çocuk N.K. hakkında da ‘Suç delillerini gizlemekten’ 2 yıla kadar hapis istemiyle Denizli 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.
Davanın bugün Denizli 3’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde 4’üncü duruşması görüldü. Duruşmaya sanıklar Sabour Sakhizadeh ve kardeşi N.K. katıldı. Duruşmayı sanık Sakhizadeh’in yakınları da duruşmayı izledi. Duruşmada savcılık, ‘Kadına karşı tasarlayarak öldürme’ suçlamasıyla sanığın ağır tahrik ve iyi hal indirimlerinden faydalanmaksızın, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmasını yönünde mütalaa verdi.
Sanık Sakhizadeh, son savunmasında, sevgilisinin intihar ettiğini ifade ederek, “Ben bir şey yapmadım. Daha önce 3 kez Afganistan’da 1 kez de Türkiye’de intihar girişiminde bulunmuş. Midesi yıkanarak kurtulmuş. Canımdan çok sevdiğim kişiyi nasıl öldüreyim? Ona her şeyimi verdim. Bana daha önce evli olduğunu söylememişti. Yaşı konusunda da bana yalan söylemiş. Eski eşi arayınca başından 1 evlilik geçtiğini ve 3 çocuğu olduğunu öğrendim. Ailem ayrılmamı istedi. Gözüm kör olmuştu, bırakmak istemedim” diye konuştu.
Cesedi taşımakta yardım etmekle suçlanan N.K. ise savunmasında; “Benim suçum yok. Demir taşıdığımı sanıyordum. Sarılı haldeydi, içinde ceset olduğunu bilmiyordum. Bana ‘Demir var depoya götüreceğiz’ denildi. Paraya ihtiyacım vardı, gidip yardım ettim” dedi.
Mahkeme heyeti, verilen kısa aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme heyeti, N.K. hakkında ‘Suçu gizleme’ suçundan önce 2 yıl hapis cezası verdi. Ardından sanığın yaşının küçük olması nedeniyle cezası yarı oranda düşürülüp, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildi. Diğer sanık Sakhizadeh ise ‘Kadını tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan, ağır tahrik ve iyi hal indirimleri uygulanmaksızın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.