Bağımsız gazeteciliğin yaşatılmaya çalışıldığı az sayıda web haber portalından biri olan GazeteDuvar dün yaşadığı mali zorluklardan ötürü kapanacağını duyurdu, Google’ın algoritmasını eleştirdi. Sahiden suç algoritmada mı?
Tam da Türkiye’nin 15 Temmuz darbe girişiminin karmaşasını yaşadığı günlerde, Ağustos 2016’da yeni bir web haber portalı yayın hayatına başlamıştı: GazeteDuvar.
O Duvar, dün sabah saatlerinde gazetenin künyesinde yayının sahibi olarak gözüken AND Gazetecilik ve Yayıncılık AŞ adına tüzel kişi temsilcisi olarak adı yazılı Vedat Zencir’in çalışanlara yaptığı bir açıklamayla yayın hayatına veda etti.
Vedat Zencir, konuşmasında Google’ın yaptığı algoritma değişikliğini suçladı, Google algoritmasındaki değişiklik yüzünden sitenin trafiğinin ve dolayısıyla reklam gelirlerinin düştüğünü anlattı. (Zencir, Gazete Duvar’da bir de veda yazısı yazdı, okumak için bu linki tıklayabilirsiniz.)
Aslında Vedat Zencir’in anlattığı ve GazeteDuvar’ı kapanma noktasına getiren Google algoritması sadece bu siteyi ilgilendiren bir sorun değil, çok daha genel ve yaygın bir sorun. Örneğin Sözcü, Sabah, Hürriyet ve Milliyet gibi köklü yayın kurumları da son haftalarda Google’dan şikayetçi, bu Amerikan şirketini ‘sansür’ uygulamakla suçladıkları da oluyor. (GazeteDuvar son gününde gazetecilik meslek örgütlerinin algoritma şikayetlerini bir haber halinde toplamış, buradan okunabilir.)
GazeteDuvar içinde onlarca gazetecinin çalıştığı bir kurumdu, oranın kapanması o kadar gazetecinin de işsiz kalması anlamına gelecek. Ayrıca Duvar özgün duruşu ve bağımsız haberciliğiyle, geniş köşe yazarı kadrosuyla da bilinen bir yerdi, bu anlamda Türkiye de Duvar’ın yok olmasıyla seslerinden birini daha kaybedecek. (GazeteDuvar çalışanlarının vedası için bu linke tıklayabilirsiniz.)
Hem Duvar’ın kapanması hem de bugünlerde Türk medyasının her kanadından gelen şikayetler Google algoritmasını işaret ediyor. Peki nedir bu şikayet edilen algoritma ve şikayetlerin sebebi ne?
Duvar çalışanları dün bu veda fotoğrafına poz verdi.
Google temelde bir arama motoru ama sadece arama motoru değil. İnternetin dağınık ve çoğu zaman kaotik ortamında arama motoru dünyanın dört bir yanında internete herhangi bir konuyu merak ettiği için girenlerin ilk giriş kapısı.
Bu kapıdan bir soru sorularak giriliyor ve Google size sorduğunuz soruya bağlı olarak bir dizi web sayfasının adresini alt alta sıralıyor.
Türkiye’nin haber medyasının görülmeyen bir yüzü var. Arka planda bazı ekipler, Google’a sorulabilecek bütün soruları önceden saptamaya çalışıp bunlara cevap niteliğinde bazı içerikler üretiyor ve sitede arka planda bir yere yerleştiriyor.
Bu yapılana ‘SEO çalışması’ adı veriliyor. ‘SEO’ Google’ın dilinde ‘Arama motoru optimizasyonu’ demek ve pek çok web sitesi yöneticisi için neredeyse bir sihir, bir gizli sanat gibi.
Amaç, arama motorunda internet kullanıcıları ne sorarsa sorsun ön sıralarda çıkabilmek ve bu sayede siteye trafik çekmek.
GazeteDuvar bu çeşit şeylere gönül indiren bir haber portalı değildi, haberden başka içerik girmezdi ama Google bir makine ve bu makine açısından Duvar hizmet sunulan milyonlarca web sitesinde sadece biriydi.
Google sadece arama sonuçlarını vermiyor. Bir de Google’ın ‘News’ ve ‘Keşfet’ adı verilen sayfaları var. Buralara çeşitli haber portallarından haberleri alıyor Google algoritması. Güncel kavga da bundan çıkıyor. Sizin sitenizin haberleri Keşfet’e veya News’a daha az girmeye ya da hiç girmemeye başladığında ansızın ciddi bir trafik azalmasıyla karşı karşıya kalıyorsunuz.
Peki Google bu Keşfet’e ve News’a haber seçme algoritmasını neden değiştiriyor?
Bunun sebebi, Türkiye’deki sitelerde aşırı SEO kullanımı. Google bu yolla kendisinin dolandırıldığını, bazı sitelerin bu yolu kullanarak kendi trafiklerini yapay olarak şişirdiğini düşünüyor, o sitelere karşı uzun yıllardır mücadele veriyor.
Ama dediğimiz gibi Duvar öyle SEO içerikleri yayınlayan bir yer değildi ama yine de algoritma değişikliği Duvar’ı da vurdu.
Türkiye’de 10Haber, okuyucusundan abonelik ücreti isteyen yegane haber portalı. Bunu, zaman zaman okuyucumuzdan tepki görmek pahasına yapıyoruz, çünkü gazetecilik pahalı bir iş ve gazetecilik yapabilmek için mutlaka bir gelirinizin olması gerekiyor.
Türkiye’nin geri kalan bütün haber portalları okuyucusuna sınırsız erişim sağlıyor, yani ücretsiz.
Peki bu siteler gelirlerini nasıl elde ediyor, çalıştırdıkları gazetecilere maaşlarını nasıl veriyor, sermayedarına kâr nasıl sağlıyor? Okuyucudan bir ücret istemeyince geriye tek (legal) bir yol kalıyor: Reklam gelirleri.
Burada da karşınıza yine Google çıkıyor. Bu dev şirket sadece bir arama motorundan ibaret değil, neredeyse o arama motoruna entegre bir dev reklam alım satım platformu aynı zamanda.
10Haber sitesi dahil girdiğiniz sitelerde karşınıza çıkan reklamların hemen hemen tamamını oraya Google yerleştiriyor. Google sizin okuyucunuzu tanıyor, ona onun ilgisini çekeceğini düşündüğü reklamları ardı ardına gösteriyor. Reklamveren reklamını nadiren doğrudan siteye veriyor, çoğunlukla Google’a veriyor, çünkü daha ucuz.
Yalnız Türkiye’de bir büyük sorun var: Reklam fiyatları aşırı düşük.
Haber medyası da bu durumdan şikayetçi, aslında Google da şikayetçi. Google’ın şikayeti temelde sitelere gelen trafiğin ‘kaliteli olmaması’ndan ve o yüzden gelen trafiğin çoğu zaman o reklamı görecek kadar bile sitede vakit harcamamasından kaynaklanıyor. O yüzden reklam fiyatı düşüyor.
Ama reklam fiyatı düştükçe siteler hem daha fazla reklam alanı açmaya hem de daha fazla trafik elde etmeye çalışarak gelirlerini belirli bir seviyede tutmaya çalışıyor.
Daha çok reklam alanı, mesela tam bir sayfayı açtınız okuyacaksınız karşınıza çıkan ve kapatmak için saniyelerce beklemek zorunda kaldığınız pop-up pencereler, sizin okuma alanınızı kapatan ve otomatik oynayan minik videolar vs anlamına geliyor.
Okuyucu deneyimi kötüleştikçe trafik kalitesi düşüyor, trafik kalitesi düştükçe reklam fiyatı ucuzluyor, fiyat ucuzladıkça okuyucu deneyimini daha da kötü yapan uygulamalar artıyor. Bu bir kısır döngü ve Türkiye’nin internet haber medyası bu kısır döngünün içinde.
Siteler daha çok ve daha çok trafiğe ihtiyaç duydukları için Google News’da ve Keşfet’te yer almak onlar için çok önemli.
Türkiye söz konusu olduğunda Google aslında buraya ‘haber’ seçmiyor, web sitesi ve sayfası seçiyor. Çünkü aynı haber aynı anda neredeyse kelime kelime aynı biçimde onlarca sitede yer alıyor.
Peki hangi siteyi seçeceğine nasıl karar veriyor Google? İşte buradaki ölçütün tam olarak ne olduğunu kimse bilmiyor ama sitenizin sayfaları sık sık ve bolca Keşfet ya da News’a giriyorsa şikayet etmiyorsunuz, bir gün ansızın eskisi kadar giremez olduğunuzda ise ‘sansür’ diye bağırmaya başlıyorsunuz.
Google’ın seçim kriterleri şeffaf olmadığı için, belki de bu dev şirket gerçekten de birilerini kollarken birilerini görünmez hale getiriyor.
Medya ve yayıncılık dendiğinde akla gelmesi gereken en önemli şeylerden biri olan ‘okuyucu sadakati’ artık Türkiye’de konuşulmaz oldu.
Haber portalları yüksek trafikleriyle her gün övünebiliyorlar ama diyelim günlük 1 milyonu bulan trafiklerinde o 1 milyon kişiden kaçının her gün sitelerine gelip vakit geçirdiğini hiçbir zaman söylemiyorlar. Ellerinde bunu ölçecek araçları olduğu halde.
Geçmişte Hürriyet gazetesinin tek tek siteye giren okuyucuların mouse hareketlerini, hatta göz hareketlerini bile takip edip bundan sonuç çıkarmaya çalıştığı, bu teknolojilere yatırım yaptığı biliniyor ama sadık okuyucu sayısını arttırma konusunda bir gelişme olmadı.
Çok kısa denebilecek bir zaman içinde zaten ‘okuyucu’ kelimesinin yerini ‘trafik’ aldı. Trafik deyince de, tek tek okuyucudan değil bir istatistikten, bir rakamdan konuşulmaya başlandı. Haber siteleri için okuyucu arka plana düştü, yerine rakamlar geldi. Hem de milyon kişiler, anlık yüzbinlerce trafikten söz edilir oldu.
Bu durum da Türkiye’de medya yöneticileri tarafından bir çeşit ‘doğa kanunu’ olarak düşünüldü: Trafik herhangi biri olabilir, herhangi bir yolla siteye gelebilir, yeter ki gelsin.
Medya yöneticilerinin bir çeşit ‘doğa kanunu’ gibi gördüğü bu trafik peşine düşme hali, haber portallarının Google’a bağımlı olmasını getirdi. Musluğun başında duran Google oradan akan suyu biraz kıstığında da bugün yaşanan şikayetler yaşandı.
Elon Musk satın alana kadar Twitter’a da bir bağımlılık vardı, Musk bu sosyal medyada sonunda bir internet sayfası linki olan paylaşımları kasıtlı olarak arka planda bırakmaya başlayınca Türkiye’nin haber siteleri bu sosyal medyadan trafik çekemez oldu. Şimdi Google da musluğu kıstığı veya suyun akış yönünü değiştirince haber sitelerinin trafikleri, dolayısıyla gelirleri ciddi kayba uğradı.
Oysa dünyada okuyucu sadakatine yatırım yapan ve dolayısıyla Google’a veya Twitter, Facebook gibi sosyal medyalara bağımlılığı çok azalan son derece başarılı haber portalları var. Bunların bir kısmının trafikleri Türkiye’de ayakta kalmak için mücadele vermek zorunda kalan web sitelerinin trafiğinden çok daha düşük olduğu halde, sadık okuyucuları sayesinde Google’dan elde ettikleri reklam gelirleri kat be kat daha yüksek.
Kaldı ki, Amerika’da The Wall Street Journal, The New York Times, The Miami Herald, Boston Globe; İngiltere’de The Times, The Daily Telegraph, Fransa’da Le Monde, Almanya’da Bild ve Frankfurter Allgemeine Zeitung gibi gazetelerin toplam gelirleri içinde reklam gelirleri ancak üçte bir. Gelirlerinin üçte ikisi abonelerden gelen para ve bu gelirler sayesinde Batıda yazılı medya altın çağını yaşıyor.
Türkiye’de ise maalesef dün bir önemli haber portalı kapanacağını ilan etmek zorunda kaldı. Gazete Duvar’ın Genel Yayın Yönetmeni Barış Avşar’ın veda yazısı burada.
‘Google vergisi’, 750 liralık kredi kartı vergisi kadar konuşulmuyorsa, bu kimin başarısı?
Abartıyorum o halde varım: Yeni medya ortamında abartının kaçınılmazlığı ve sonuçları
10HABER’e abone olun, bağımsız gazeteciliğe destek verin,
10HABER’in zengin ve özgün haberleri ile uzman köşe yazarlarını her gün sınırısızca okuyun