Sahte ‘MİT görevlisi’ operasyonu: 15 milyon lira dolandırdılar
Datça’da Mesudiye muhtarı Cüneyt Akdeniz’in hazine arazilerini sattığı tespit edildi. 10Haber’e konuşan Akdeniz para aldığını kabul edip “Arazinin kiracısıyım, bana ‘Biz tapuyu çözeceğiz, sen de bize devredeceksin’ dediler” diye kendisini savundu
Ege’nin incisi Muğla’nın Datça ilçesinde denetim yapan ekipler hazineye ait bazı arazilerin Mesudiye muhtarı tarafından satıldığını ortaya çıkardı. 10Haber’e yaptığı açıklamada Hazineye ait araziyi köy senediyle sattığını ve karşılığında para aldığını kabul eden muhtar “Bana ‘Biz tapu işini çözeceğiz, sen de bize devredeceksin’ dediler” sözleriyle kendisini savundu.
Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Muğla il Müdürlüğüne bağlı ekipler Muğla’nın Datça ilçesinde denetim yaparken hazineye ait bazı arazilerin Mesudiye muhtarı tarafından yasadışı şekilde satıldığını fark etti.
Mesudiye mahallesi Muhtarı Cüneyt Akdeniz’in hazineye ait iki dönüm araziyi yaklaşık 50 bin Euro’ya (yaklaşık 1 milyon 800 bin lira) köy senedi karşılığı turizmci Yaman Okur’a sattığı ortaya çıktı. Bu durum ortaya çıkınca muhtar Akdeniz’den köy senedi karşılığı hazine arazisi aldığı ortaya çıkan Yaman Okur mağdur olduğunu belirterek savcılığa suç duyurusu yaptı.
Okur “Ben mağdurum. Senetle parsel arazi aldım muhtardan. ‘Benim arazim’ dedi, muhtardır diye güvendim. Olay ortaya çıkınca da savcıya suç duyurusunda bulundum. Hukuki süreç başlattık” dedi.
Yine muhtar Akdeniz’in Mesudiye’de başka bir hazine arazisini de Ali Çamlık isimli kişiye sattığı ortaya çıktı.
Senet ile sahte satış tespitinin ardından ekipler hazine arazileri üstünde denetimi arttırdı.
10Haber’e konuşan Cüneyt Akdeniz hakkındaki iddialara karşı kendisinin de adli süreç başlatacağını söyledi ve “Kimin haklı olduğuna yargı karar versin” dedi.
Akdeniz sözü edilen arazinin aile büyüklerinden kendisine miras kalan yerler olduğunu, Tapu ve Kadastro’nun parselleme sürecinde arazinin bir kısmının Hazine’ye kaldığını söyledi. Devamında önce ecrimisil (haksız işgal tazminatı) usulü oranın kirasını ödediğini, ardından da Milli Emlak’ın ‘gerçek kiracısı’ olduğunu anlattı. Arazinin kira sözleşmesinde dönemin kaymakamının imzası olduğunu ve zeytinlik olarak orayı işlediğini söyleyen Akdeniz “Bir süre sonra bizim burayı doğrudan satış yoluyla alma hakkımız oluyor. Satmak için önce benim almam lazım. Ben satmak değil kirayı bile devredemiyorum” dedi.
Yaman Okur’u tanıdığını belirten Akdeniz “Benden orayı almak istediler, konuştuk. ‘Ben alınca size satarım’ dedim. Karşı tarafla aramızda kontrat yaptık. Bana 48 bin Euro verdiler. ‘Ankara’da tanıdıklarımız var. Biz bu işi çözeceğiz. İki ay içinde sana doğrudan satış gelecek. Sonra biz de senden devralacağız’ dediler. Zaten kontrat ‘devredilmek şartıyla’ diye yapıldı. Onlar benim tapu alma işimi çözecekti, ben de alınca onlara satacaktım. Aldığım parayı inkar etmiyorum. 48 bin Euro aldım (700 bin lira yapıyordu o zaman). ‘O parayı geri vereyim’ dedim ama anlaşmadılar. İsmi geçen Ali Çamlık da Yaman Okur’un ortağı oluyor zaten” diye konuştu.
Gerçekten de, hazine arazileri komşu tarla veya zeytinliklerin sahiplerine ecrimisil ödemek şartıyla kiralanıyor. Bu kiralamanın uzun süreli olması durumunda, belli şartların da gerçekleşmesiyle araziler kiracısına satılıyor. Ancak satışın bir şartı var: Orada tarım yapılmaya devam edecek.
Kaldı ki, eğer bir tarım arazisi komşu tarlanın veya zeytinliğin sahibi tarafından hazineden bu şartlarda satın alınacak olursa, tapular birleştiriliyor. Yani Hazineden devralınan yeni arazi ile eski arazinin tapusu tek bir tapuya dönüşüyor, bu arazinin öyle parsellere bölünerek satılabilmesi mevcut kanuna göre mümkün değil.