Trump’ın en büyük engeli: Dokunulmazlık sorunu ABD Yüksek Mahkemesi’nde
Külotlu çorap cinayeti olarak bilinen davanın dördüncü duruşması yapıldı. Sanık Seçil Çiftçi maktulün kendisini taciz ettiğini belirterek "kör öldü badem gözlü mü oldu! Bu durum ben istemeden yaşandı" dedi.
Sancaktepe’de ormanlık alanda cesedi bulunan Semih Sevim’i babasıyla birlikte külotlu çorapla boğarak öldürdüğü iddiasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen Seçil Çiftçi ile ona yardım etmekle suçlanan babası Cemal Çiftçi’nin davasında Adli Tıp Kurumu raporu mahkemeye ulaştı.
İstanbul 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dördüncü duruşmaya tutuklu sanık Seçil Çiftçi ile tutuksuz yargılanan babası Cemal Çiftçi ve Semih Sevim’in ailesi ve avukatları katıldı. Mahkeme Başkanı Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunun ulaştığını tutanağa geçirdi. Raporda otopsi raporuna göre maktulün zehirlenerek öldüğünün tıbbi delilleri olmadığı, bilincini kaybettirecek veya azaltacak, kendisini savunmasına etki edecek herhangi bir madde de tespit edilmediği kaydedildi.
Maktuldeki yaralanmalarının tamamının boğma öncesinde meydana getirildiği ve yaralanmaların sert ve künt bir cismin (sanığın ifadesinde belirttiği şekilde kırık sandalye bacağı, sopa ve benzeri cisim) doğrudan vurulması ile oluşturulmuş nitelikte olduğu anlatıldı. Kafa bölgesindeki yaralanmaların yaşamını tehlikeye sokar nitelikte olduğu belirtilen raporda kafatasında ve yüzünde kemik kırıkları ve beyninde kanama olan maktulün ölümünün bağla boğmaya bağlı meydana geldiği vurgulandı. Raporda ölende meydana gelen yaralanmaların tamamının sanığın kendisi tarafından da bir başkası ya da başkalarınca da yapılmış olabileceği, bu konuda tıbben ayrım yapılamadığı da belirtildi.
Rapora karşı savunması sorulan sanık Seçil Çiftçi raporun kendi sözlerini doğruladığını öne sürerek “Kafasının arkasına önce viski şişesiyle vurmuştum. Ancak herhangi bir şekilde etkilenmedi. Elinde bıçak olduğu için bu defa sopayla birkaç kez vurdum. Sağ kolundaki yaralanmalar muhtemelen bu sırada oluşmuştur. Aynı zamanda kurtulmak için kafasına ve başka yerlerine de sopayla vurdum. Darbe almasına rağmen etkilenmeyip tekrar kalkmaya çalıştı. Boğma olayına ilişkin olarak da o anda yerde bulduğum külotlu çorapla kollarını bağlamak istedim. O anda boğazına nasıl geldiğini hatırlamıyorum. Olay sebebiyle çok pişmanım” dedi. Maktulün olaydan bir hafta kapısında yattığını belirten Çiftçi “Keşke ailesi bu hassasiyeti yaşarken gösterseydi. Madem kardeşinizle husumetim olduğunu biliyorsunuz engel olmadınız, kör öldü badem gözlü mü oldu! Ben istemeden bu durum yaşandı. Takıntılıydı. Tokat’tan İstanbul’a geldi” diye konuştu.
Şikayetçi Sevgi Arslan, Seçil’in de sürekli ağabeyini aradığını anlattı, ağabeyinin barışmak isteyip sanığı rahatsız ettiği beyanlarının doğru olmadığını söyleyerek her iki sanığın da cezalandırılmasını istedi. Diğer şikayetçiler de sanığın eylemi tek başına yapmasının mümkün olmadığını vurguladı. Şikayetçi avukatı Selman Ok gelen raporda maktul Semih Sevim’in önce acımasızca darp edildiğinin ardından katledildiğinin belirtildiğini, sanığın bu eylemi tek başına yapamayacağını ifade ederek “Birden fazla kişi tarafından planlanarak canavarca öldürülmüştür. Her iki sanığın da en üst hadden cezalandırılmasını, Seçil’in tutukluğunun devamını, sanık Cemal Çiftçi’nin tutuklanmasını talep ediyoruz” dedi.
Yeniden söz alan Seçil Çiftçi “Eylemi tek başıma yaptım. Yanımda kimse yoktu. Yalnız yaşayan bir insanım. Deliller ortadadır, tahliyemi istiyorum” dedi. Baba Cemal Çiftçi olayla ilgisinin olmadığını söyleyerek suçlamaları reddetti.