Mahalle fena karıştı, seks partisi iddiaları Beştepe’den istifa getirdi

Tutuklanan Habertürk eski yayın  yönetmeni Mehmet Akif Ersoy “Siyasi komploya kurban gittiğini” söylüyor ama dün  Sabah gazetesi bir kadının savcılığa verdiği seks partisi ifadesini yayınladı. İfade adı geçen Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi koordinatörlerinden Furkan Torlak görevinden istifa etti.

Gündem 14 Aralık 2025

Habertürk televizyonunun eski genel yayın yönetmeni ve ana haber sunucusu, gazeteci Mehmet Akif Ersoy ve bir grup insana yapılan uyuşturucu operasyonu, sıradan bir uyuşturucu operasyonu mu, yoksa bir “Siyasi operasyon” mu? Mehmet Akif Ersoy hakkında yürütülen soruşturmanın ve tutuklanmasının “Siyasi operasyon” olduğunu söylemekten vazgeçti.

Halen tutuklu olarak cezaevi de bulunan Mehmet Akif Ersoy hakkındaki uyuşturucu ve savcılık tarafından araya sıkıştırılan “seks partisi” suçlamalarını kategorik olarak reddediyor, kendisinin bir “Siyasi komplo”ya kurban edildiğini söylüyordu ama Ersoy dün yeni bir açıklama yaptı ve “Siyasi operasyon” derken “Maksadı aştığını” söyledi.

Habertürk, halen kamu tarafından, daha doğrusu TMSF tarafından yönetilen bir kanal. TMSF kanalın başına kayyum olarak atanınca Ersoy’dan görevine devam etmesini istemişti ama savcılık Ersoy’u gözaltına alır almaz onun işine de son verdi.

Mehmet Akif Ersoy’a yönelik uyuşturucu suçlamaları, daha önce gözaltına alınıp bırakılan üç TV sunucusu kadına yönelik operasyondan sonraya denk geldi.

Dün ilginç bir şey oldu, iktidara yakın yayın organlarının en başlıcası olan Sabah gazetesinde Mehmet Akif Ersoy’a yönelik soruşturmayla ilgili bir savcılık ifadesi yayınlandı.

İfadeyi veren kişinin kimliği belli değil ama Sabah gazetesi bu kişinin 35 yaşında bir “kadın spiker” olduğunu söylüyor. İfade suçla ne kadar bağlantılı olduğu kestirilemeyen belden aşağı hikayelerle dolu. Savcılığın yönelttiği suçlamayla olası tek bağlantı, kadının Ersoy’un kokain kullandığını öne sürmesi.

Seks partisi ifadesi

Sabah’ın yayınladığı ifade şöyleydi:

“Mehmet Akif Ersoy’la 2024’te tanıştım. Daha önce de ona ulaşmaya çalıştım ama kendisi bana cevap vermemişti. Çünkü o dönem çok güçlüydü. Ben de iş arıyordum. Ersoy evli olduğu süre zarfında hem Bebek’te hem de Etiler’de iki ayrı evi kullandı.

Tanışmamızdan 1 ay sonra bir gece kulübüne gittik. İkinci görüşmede Bebek’te Mustafa Manaz ile Mehmet Akif Ersoy’un ortak kullandığı eve gittik ve ilişkiye girdik.

O sırada eşi sürekli aradığı için daha uzun görüşemedik. Üçüncü görüşmemiz yine Manaz’la tuttukları Etiler’deki evde gerçekleşti. Yine ilişki yaşadık.

Bir gün ‘Kütüphane’ diye bir mekâna gittik. Eve döndük ve Ersoy’la ilişki yaşadık. Sabah odanın kapısı açıldı. O sırada Akif’le ilişki yaşıyorduk. Ahmet Göçmez ‘Gömleğimi alacağım’ dedi. Yatağa doğru yaklaşmaya başladı. Ben de Akif’e ‘Neler oluyor’ dedim. O da ‘Ne olacak izlesin’ dedi. Ahmet bu konuşmadan dolayı bana trip attı.

Ersoy beni Ankara’dan gelen arkadaşı Furkan T. ile tanıştırdı. Bir gün, ‘Furkan T. ile beraber Ayfer B.’yi de alarak bir mekâna gidecektik’ dedi. Ancak mekân yerine, Akif’in kiraladığı eve gittik. Orada Furkan T. ve Ayfer’le birlikte uzun süre kaldık.

Etiler’deki eve gittim. Evde Akif vardı. Manaz daha sonra eve geldi. Akif’le ilişkiye başladık. O sırada Manaz odaya geldi. Bana dokunmaya başladı. Üçlü ilişki yaşadık.

Bir gün Etiler’deki evde buluştuk. Manaz, Ersoy ve Ece A. parayı rulo yaparak kokain içtiler.”

Kim bu Furkan T?

İfade suçtan çok özel hayata ilişkin ve pek çok isim geçiyor içinde ama geçen isimlerden biri özellikle dikkat çekti ‘Ankara’dan gelen Furkan T’ diye geçen isim, sosyal medya tarafından anında Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi koordinatörü Furkan Torlak olarak ilan edildi.

Sosyal medyada başlayan bu isim ifşasından kısa süre sonra Furkan Torlak’ın kendisi bir açıklama yaptı ve görevinden istifa ettiğini duyurdu.

Torlak’ın açıklaması şöyle:

“Bugün bazı basın-yayın organlarında ve sosyal medya mecralarında, adli bir süreçle ilgili yer alan haberde adımın geçtiğini öğrenmiş bulunuyorum. İçeriği ve bağlamı itibarıyla rahatsız edici olan söz konusu haberde, hakkımda herhangi bir suçlama bulunmamasına rağmen ismimin anılması, şahsım adına üzüntü verici bir durumdur.

Haberde adı geçen gazeteci Mehmet Akif Ersoy, çoğu kişinin malumu olduğu üzere çocukluğumdan itibaren tanıdığım bir arkadaşımdır. Şahsıma yönelik herhangi bir isnat söz konusu olmamasına rağmen, kişisel olarak hukuka aykırı bir eylem içerisinde bulunmadığımı özellikle vurgulamak istiyorum.

Bununla birlikte çalıştığım kurumun böyle bir haber bağlamında anılması, kesinlikle isteyeceğim en son şeydir. Devletin ve kurumlarının itibarı, şahısların itibarından üstündür. Bu nedenle görev yaptığım kurumun yıpranmaması adına yürütmekte olduğum görevden istifa etme kararı almış bulunuyorum.”

İki kişi daha işten çıkarıldı mı?

Bir yandan savcılık soruşturması sürüyor ama dışarıda, özellikle de medya camiasında Mehmet Akif Ersoy’a yönelik soruşturma hakkında bir sürü söz dönüyor.

Dün, bir başka gazeteci, Seyhan Avşar, Habertürk’ün patronu konumundaki TMSF kayyumunun Habertürk’e iki kişiyi daha işten çıkardığını öne sürdü. Buna göre haber sunucusu Ela Rümeysa Cebeci ve kanalın görsel yönetmeni Abdullah Çebi kanaldan uzaklaştırılmıştı.

Rümeysa Cebeci geçen hafta gözaltına alınıp salıverilen üç kadın spikerden biriydi.

Ersoy: Açıklamam maksadı aştı

Bu arada tutuklanmasının hemen ardından bir açıklama yapıp başına gelenlerin “Siyasi operasyon” olduğunu söyleyen, hatta aynı sözleri tutuklandığı hakimlik sorgusunda da tekrarlayan Mehmet Akif Ersoy bu açıklamasından geri adım attı.

Ersoy dün yeni bir açıklama yayınladı. O açıklama aynen şöyle:

“Bilindiği üzere salı akşamı gözaltına alındım. Geceyi nezarette tamamen uykusuz ve stresli bir halde geçirdim. Sağlık kontrolü, adli tıp muayenesi, savcılık sorgusu ve mahkeme ifade süreci derken hem fiziksel hem de ruhsal açıdan son derece yıpratıcı bir süreç yaşadım.

Bugün avukatım, tutuklanma sürecime dair bazı sosyal medya yorumlarını benimle paylaştı. Bunlar arasında meslek büyüğümüz Şamil Tayyar Ağabey’in “siyasi operasyon” ifademe dair yaptığı yorum ve eleştiriler de yer alıyordu.

Bu vesileyle ifademe yeniden göz atma imkânım oldu. Şamil Ağabey’in eleştirisine konu olan “siyasi operasyondur” şeklindeki sözlerimin maksadımı aştığını, hem hükümete hem de adli makamlara yönelik yanlış algılara kapı araladığını gördüm.

Bu nedenle bu ifadenin oluşan algı bakımından talihsiz olduğunu ve maksadımı yansıtmadığını özellikle belirtmek isterim.

Şöyle ki; TMSF yönetimindeki medya grubu yöneticiliğinden alınmam için zaten siyasi iradenin bir operasyon yapmasına gerek yoktur. Bu yönde gösterilecek bir irade beyanı yeterlidir. Öte yandan adli makamlar, kendilerine iletilen ihbarları ve şikayetleri değerlendirmekle yükümlüdür ve bu durum vazifelerinin gereğidir.

Ben bir operasyona maruz kaldığımı söylerken, kastettiğim husus, adli makamlara ihbarda bulunan veya kimliklerini gizleyerek şikayetçi olan bazı kişilerin, şahsıma yönelik asılsız, haksız ve organize nitelikli bir operasyon yürütmek suretiyle adli makamları da yanlış yönlendirmeye çalışmış olmalarıdır.

Söz konusu ifadeyle hedef aldığım merci, adli makamlar değil; bilerek ya da bilmeyerek süreçleri manipüle etmeye çalışan bu kişi ve çevrelerdir. Rekabetin acımasız olduğu bir mesleği icra ediyorum.

Evvelce magazin siteleri ve sosyal medya hesaplarında yapılan haberlerin arka planına dair belirli duyumlara sahibim. Hırsları aklının birkaç fersah ötesinde bulunan, hasmım olduktan sonra “Akif’i patlatacağım” diyerek sağda solda gezen veya belirli talep ve beklentileri karşılanmadığı için husumet güden kimseler olduğunu ben de işittim.

Bu tür söylemler ve kişisel husumetler, hakkımdaki sürecin manipülatif biçimde yönlendirilmeye çalışıldığına dair kanaatimi güçlendirmiştir. Her halükarda karşı karşıya kaldığım suçlamalar, özel hayatıma dair hukuki zeminde suç olmayan ithamlar olmanın çok ötesinde, madde ve cinsellik üzerinden menfaat temini gibi son derece onur kırıcı ve kişiliğime ağır saldırı niteliği taşıyan ölçüsüz suçlamalardır.

Bu tür iddiaların, hayatımı ve mesleki itibarımı hedef alan ağır bir karalama niteliği taşıdığı açıktır. Ancak bu suçlamalara karşı tepkimi ifade ederken, yaşadığım şok, yorgunluk ve yoğun stres nedeniyle yanlış anlaşılmaya müsait ifadeler kullanmış olabilirim.

Bu açıklamayı, hem gerçeği netleştirmek hem de oluşan muhtemel yanlış anlaşılmaları gidermek amacıyla yapıyorum.

Amacım, sürecin doğru zeminde anlaşılmasını sağlamak ve hiçbir makama yönelik haksız bir imada bulunmadığımı bir kez daha ifade etmektir. Kamuoyunun sağduyusuna güveniyor, sürecin adil ve şeffaf biçimde sonuçlanacağına yürekten inanıyorum.”

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.