Savcı, Narin’in amca, anne kardeş ve komşuyu suçladı: Birlikte öldürdüler
Narin cinayetiyle ilgili yeni bilgiler ortaya çıkıyor. 2 Eylül'de tutuklanan amca Salim Güran dün yeniden ifade verdi. Diğer yandan amca Güran'ın mahkeme süreci sonrası serbest bırakılan 15 yaşındaki işçisi yeniden gözaltına alındı ve tutuklandı.
Narin Güran henüz 8 yaşındaydı ve Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde yaşıyordu. Altı çocuklu ailenin tek kızıydı. Aslında onun bir de engelli ablası vardı ama o yıllar önce ölmüştü. Kamuoyu bunu Narin’in öldürülmesiyle öğrendi. Çünkü Narin 21 Ağustos’ta kayboldu ve 19 gün sonra bir dere yatağında, çuval içinde bulundu. Narin’in ölümüne ilişkin çok fazla soru var ve ailesinden 22 kişi gözaltına alındı. Amcası Salim Güran ise tutuklandı çünkü onun aracındaki kan, kusmuk ve idrar buluntuları Narin’in DNA’sıyla eşleşti.
Narin’e kimin ya da kimlerin kıydığı henüz bilinmiyor ama kamuoyu her gün bunu konuşuyor. 8 yaşındaki bir çocuğun Kuran kursundan çıktıktan sonra kaybolup günler sonra zaten sürekli arama yapılan yerde ölü bulunması, üstelik ailesinin çelişkili ifadeleri ve itirafçıların söyledikleri cinayetin aydınlanmasını engelliyor. Bununla birlikte Narin cinayetinin etkisiyle köyde de neler olduğu sorgulanıyor. Uzun süren sessizlik ve hala kimsenin yeterli bilgiyi vermemesi şüpheyi artırıyor. Bu cinayet soruşturmasında Narin’in ablasının da yüksekten düşme sonucu öldüğünün raporlanması ayrı bir şüpheyi doğuruyor. Onunla ilgili de soruşturma başlatıldı.
Narin’in ailesinin gözaltındaki ifadeleri de ortaya çıktı. Dün sabah mahkemeye sevk edilen 22 kişiden sekizi tutuklandı. Bunların arasında Narin’in annesi ve abisi de var. Babası ve 13 kişi ise serbest kalmıştı. Konuyla ilgili ayrıntılı haberimize bu linkten ulaşabilirsiniz.
Ancak saatler sonra Salim Güran’ın eşi Hediye Güran ile şartlı serbest bırakılan 15 yaşındaki işçisi R.A. için yeniden gözaltı kararı verildi. R.A. savcılıktaki sorgusunun ardından çıkarıldığı nöbetçi sulh ceza hakimliğince tutuklandı.
Böylelikle olayda toplam tutuklu sayısı 11 oldu. Güran’ın eşi Hediye Güran’ın sorgusu ise sürüyor.
Diğer yandan gazeteci Ferit Demir Narin cinayetinde önemli bir bilgi aktardı. İddiaya göre Narin’in tutuklanan amcası Salim Güran ile yanında çalışan işçisi Ramazan Atasoy’un Narin kaybolduktan sonra, saat 15.15’te yaptığı telefon görüşmesinin ses kaydı olduğu ortaya çıktı. Halk TV yayınında Demir’in aktardığına göre bu kayıt Ramazan Atasoy’un telefonundan ele geçirildi ve dört ayrı kaynaktan da teyit edildi. O görüşmede Salim Güran Ramazan Atasoy’a “Ramazan kız öldü mü yaşıyor mu?” diye soruyordu.
Demir “Bu ses kayıtlarından Narin’in Ramazan Atasoy’a sağ teslim edildiği ortaya çıkıyor. Aynı zamanda itirafçı Nevzat Bahtiyar ile Ramazan Atasoy’un birlikte olduğu gerçeği de ortaya çıkıyor” dedi.
Bu gelişmelerle birlikte 2 Eylül’de tutuklanan amca Salim Güran, telefon kayıtları savcılığa ulaşınca yeniden ifadesine başvurulmak üzere adliyeye getirildi. Güran burada soruşturmayı yürüten üç savcı tarafından sorgulandı.
Güran savcılıkta, olay günü yaptıklarına ilişkin daha önce jandarma ve savcılıkta verdiği ifadeleri tekrarladı, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
Aracına farklı çocukların bindiğini savunan Güran, “Sadece Narin’in DNA’sının çıktığına ilişkin herhangi bir diyeceğim yoktur” dedi.
Soruşturma kapsamında tutuklanan Mehmet Selim Atasoy’un olay günü tarlada kızlarının olmadığını, sadece oğlu ve kendisinin olduğunu belirttiğinin aktarılması ve ‘olaydan 2 gün önce Salim’in kızlarını köydeki evine götürdüğü’ yönündeki beyanlarının sorulması üzerine Güran, şunları söyledi: “Bu beyanı kabul etmiyorum. Olay günü kızları da tarladaydı. Kızlarını ben olay günü eve götürdüm. 20.00 sıralarında bana telefon geldi ve ‘Narin kayıptır.’ dediler. Beni arayan kızım Gizem’di. Köyün içine arabayla gittiğimde bütün köy kapıdaydı. Ben telefonla jandarma komutanını arayıp ‘Kardeşimin kızı kayıptır.’ dedim. Yürüyerek aramaya katıldım. Sabaha kadar arama yaptık.”
Güran, olay günü tutuklu Nevzat Bahtiyar ile saat 15.08’de yaptığı görüşmenin içeriğinin içme suyu olduğunu iddia etti. Bahtiyar, amcanın Narin’i gömmesi için kendisi tehdit ettiğini ve para teklifi yaptığını söylemişti.
Savcılığın, “Sizden ele geçirilen cep telefonuna ilişkin yapılan Dijital Materyal İnceleme Raporu’nda 23 Ağustos gününden önceki tüm normal arama ve whatsApp arama kayıtlarını sildiğiniz anlaşılmıştır. Neden arama kayıtlarını silme ihtiyacı duydunuz?” sorusu üzerine Güran, “Sürekli telefonumda bulunan dijital verileri siliyorum. Narin’in ölümüne ilişkin herhangi bir delili yok etme amacı taşımıyorum” dedi.
“Sizin ailenin birçok üyesinin 21 Ağustos gününe ilişkin telefonunda bulunan arama, mesajlaşma, whatsApp kayıtlarını sildikleri tespit edilmiştir. Neden böyle bir şey yapma ihtiyacı hissetmişlerdir?” sorusu üzerine Güran, aile üyelerinin neden bu verileri sildiklerini bilmediğini ileri sürdü.
Soruşturma kapsamında tutuklanan Nevzat Bahtiyar’ı tanıdığını aktaran Güran, ifadesine şöyle devam etti: “Nevzat Bahtiyar’ın aleyhime söylemiş olduğu tüm hususlar yalandır. Kesinlikle olay günü Nevzat’a seslenmedim. Onu 15.00-16.00 saatleri arasında kesinlikle görmedim. Sadece saat 20.00’den sonra köyün içine evime doğru ilerlerken bir kalabalığın içerisinde gördüm. Bu beyanlarını kabul etmiyorum. Yeğenim Narin’i öldürerek cesedini arabama yükledikten sonra kendisine teslim etmedim.”
Ancak HTS kayıtları bu ifadenin aksini gösteriyordu. Amcaya “Olay günü Nevzat Bahtiyar’ın sizi aradığında tarlada olduğunuzu ve devamındaki süreçte saat 20.00’ye kadar Nevzat Bahtiyar ile hiç görüşmediğinizi söylemenize karşın alınan HTS analizlerinde olay günü saat 15.21 ile 15.46 saatleri arasında Nevzat Bahtiyar’ın beyanı ile uyumlu birlikte olduğunuz anlaşılmıştır. Bu çelişkiye ilişkin beyanınız nedir?” soruldu. Güran, “Kesinlikle olay günü Nevzat Bahtiyar ile görüşmedim. Baz analizleri yanlıştır. Bu hususu da kabul etmiyorum” şeklinde yanıtladı.
Olay günü, tutuklu Mehmet Selim Atasoy’un oğlu R.A. ile farklı saatlerde yaptığı telefon görüşmeleri de sorulan Salim Güran, tarla ile ilgili konular konuşmuş olabileceklerini, konuşmaların içeriğini hatırlamadığını söyledi. R.A. ile saat 18.37, 18.42, 18.51 ve 18.54’te yaptığı görüşmenin içeriği de sorulan Salim Güran, konuşmaların ‘şüpheli’ olarak değerlendirdikleri beyaz araçla ilgili olduğunu iddia etti.
“Mehmet Selim Atasoy’un sizi araması üzerine okulun önünden geçerek beyaz renkli arabayı kontrol etmeye gittiğinizi beyan ettiniz. HTS incelemelerinde Mehmet Selim Atasoy’un sizi 18.27’de aradığı, ancak 18.59’da okulun önünden geçtiğiniz kamera görüntüleri ile sabit olduğu, ayrıca R.A. ile 18.37-18.54 arasında yapmış olduğunuz 4 görüşmenin araba ve tarlaya ilişkin olduğunu ve arabayı kontrol ettiğiniz noktada gerçekleştiğini, sonrasında tarlaya ve sondajın olduğu yere gittiğinizi beyan ettiniz. Bu durum okul kamerası önünden 18.59’da geçtiğiniz sabit olduğu hususu ile çelişmektedir” denilerek söyleyeceklerinin sorulması üzerine Salim Güran, bu konuda söyleyeceği bir şey olmadığını söyledi.
Öte yandan Diyarbakır Barosu, Narin Güran’ın cinayetinde ilişkin sürdürülen soruşturmaya ”müşteki” olarak başvuruda bulundu. Baro Başkanı Nahit Eren, Güran ailesinin soruşturma kapsamında şüpheli oldukları için ”müşteki” olmayacaklarını belirterek, “Aile bireylerinin bu dava dosyası açısından şüpheli konumda ve tutuklu oldukları için müşteki sıfatını kazanamayacaklarından dolayı Diyarbakır Barosu olarak, dosyaya müşteki olma talebinde bulunduk” dedi.
Serbest bırakılan baba Arif Güran da dün gazetecilere açıklama yaptı. Güran ilk ifadesiyle aynı ifadeyi verdiğini söyledi ve şunları anlattı: “İlk günden beri demişiz, devlet zaten burada. Temennim kızımın sağ olmasıydı. Ölü bulunması bile.. Şu an kızımın bir mezarı bile olması.. Ben de bir şey bilmiyorum. Bana da kimse bir şey söylemiyor. Ben de sizden öğreniyorum. Şüphelendiğim bir şeyler varsa da onu jandarmayla paylaştım. İnanıyorum adalet yerini bulacak. Nevzat Bahtiyar her akşam namazda yanımızdaydı. Ailemle ilgili çok fazla yorum yapılıyor. İnanıyorum ki devlet ortaya çıkaracak. Oğlum bir daha yakalanır bir daha alınır bir daha bırakılır. Devletin bileceği iş. Netice olarak bu soruşturmanın savcılarımızın başarılı gitmesi için en gerekiyorsa yapılır. Bu normal bir durum değil. İlk ifadem de, ikinci ifadem de, son ifadem de aynıdır. Bu soruşturmanın selameti için devlet herkesi alabilir. Devlet kızımın katilinin kanını yerde koymayacaktır.”