Yoğun gündemde kafanızı işten kaldıracak vaktiniz yoktur ya da bazen canınız haber okumak istemez. Sorun değil. Her gün yaptığımız gibi, vaktinizi çalmadan size haberin özünü sunmayı pazar günleri özelleştirerek tekrarlayabiliriz. 10Haber'in bu hafta yaptığı özel haberlerden 10'u karşınızda.
IŞİD’in Ekim ayında Telegram kanalından yayınladığı mesajla lider ilan ettiği Ebu Hüseyin, Türkiye’nin kontrolünde olan Afrin’e bağlı Cinderes beldesinde öldürüldü. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın canlı yayında duyurduğu Ebu Hüseyin’in öldürülüşü, örgütün bir yıl içinde kaybettiği ikinci, Suriye’nin kuzeyinde ölen üçüncü halifesi anlamına geliyordu. Operasyon dünyada geniş yankı yarattı. Hazar Dost, detayları araştırdı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 22 Kasım 2022’de, bakanlığın SADAT’la ilişkili olduğu iddialarına ‘Hiçbir hukuki, ticari, mali ilişkimiz yok’ diye karşılık vermişti. Sadece 3 ay sonra SADAT bakanlıktan ihale almış. Caner Taşpınar bu haberde de görüldüğü üzere SADAT konusunda Türkiye’deki en deneyimli isimlerden. Zira 10Haber’deki mesai arkadaşımız Ersin Eroğlu’yla beraber hazırladıkları SADAT’ı anlattıkları, ‘Gölge Ordu’ adında bir de kitapları var.
Gazeteci Barış Soydan’ın köşe yazıları 10 Haber’de bu hafta başladı. Soydan ilk yazısında döviz talebi düşsün diye alış satış fiyatı arasındaki makasın açılmasının yol açtığı sonucu çarpıcı bir örnekle anlattı. Soru, ‘Dolarınızı nasıl görünen piyasanın üzerinde satabilirsiniz?’ Soydan tane tane açıklıyor.
Ekonomik belirsizlik ve parasını yüksek enflasyondan korumak isteyen küçük yatırımcının talebi altın fiyatını uçurdu. Uluslararası piyasalarda altının 64 bin dolar olan kilo fiyatı Türkiye’de 67 bin dolara ulaştı. Detayları, 10Haber ekonomi servisinin şef editörü Ruhi Sanyer’den öğreniyoruz.
Dünyanın en önemli mimarlarından ‘Starchitect’ Renzo Piano’nun imzasını taşıyan ve çook uzun süredir açılması için İstanbul’daki sanatseverlerin bekleyişte olduğu İstanbul Modern’in yeni binası açıldı. Müze yeni binasını beş sergiyle karşıladı. Sergilerin sürprizi Nuri Bilge Ceylan’ın fotoğraf sergisi oldu. Lakin en büyük sergi ise müzenin ta kendisiydi. Olkan Özyurt’un izlenimi.
Gelecek hafta bu saatlerde oy kullanıp sonuçları beklemeye başlayacağız. Peki o seçimden sonra ekonomimizi neler bekliyor? Bu konuda derinlemesine bir soruşturmayı, yazı dizisi halinde sunuyoruz. Nuray Tarhan’ın emeğiyle sunulan dizide, iktisatçı Uğur Gürses, kur üzerinde baskı yaratan koşullar ortadan kalkmadığı sürece her an bir döviz krizinin patlak verebileceğine dikkat çekti. Gürses, ‘Siyaset ve ekonomi kulvarında izlenen yola bakılırsa bugünkü ‘dövizde sıkıyönetim’ koşulları altında bile kontrolün kaybedilmesi mümkün’ diyor.
10Haber’in yeni köşesi Etikçi, geçen hafta yayına başlamıştı. Bu hafta işe siyaset karıştı. Siyasi kararlar gönül ilişkilerinde ne kadar etkili olabilir? Okurumuz kendisine iyi bir gelecek hayal ettiği kişiyi, seçim öncesi hayatından çıkarmak üzere olduğunu belirtti ve sorusunu sordu: Farklı dünyaların insanları bir arada olamazlar mı? Buradan tekrar duyuralım, etikçimize sorunuz varsa [email protected]‘e gönderebilirsiniz.
Maradona’nın hepimizi yıkan ölümüyle başlayan yeni dünyada, o güne kadar onun gölgesinde kalan herkeste bir kıpırdanma meydana geldi. Bağış Erten bu konuyu irdeliyor ve Napoli’nin şampiyonluğu için şu soruları sıralıyor: Futbol Kuzey İtalya sporudur. Bir Nijeryalı, bir Gürcü, bir Slovak, bir Makedon, bir Polonyalı, bir Güney Koreliden olsa olsa fıkra olur. Şampiyon olunmaz. Eski Fenerlilerle, Lille’lilerle ancak küme düşmezsen sevinirsin. Spaletti mi? Hani beş yıl Rusya’da kaybolan teknik adam mı? Olacak iş mi bu?
Beyza Topçu’nun her hafta ‘bunu hazırlayan çocuk kör oldu’ titizliğiyle inceleyerek önümüze serdiği bilim ve teknoloji dünyasının tortusu cumartesi günleri konsantre şekilde masamıza geliyor. Bu haftanın gündemi de yoğundu. Dün okuyamadıysanız, tekrar baskı olsun bu da.
Kapanışı kendime torpille yapayım. 10 bin adımda semt yazılarına geri dönüşü İstiklal Caddesi’yle yapıyorum. 10 bin adımlık yürüyüş, sizin birkaç saatinizi alacak bir aktivite. Buna bir de gezilecek yerler, yenecek-içecek şeyler eklediğinizde yarım gününüzü doldurmuş oluyorsunuz. Güzel bir gün de böyle yaşanıyor zaten. 5 yıl önce başladığım seriye daha önce uğradığım İstiklal Caddesi’yle dönüyorum, İstanbul sokaklarını arşınlamayı sürdürüyorum. İstiklal Caddesi hiçbir zaman bıraktığınız gibi kalmaz, İstanbul da öyle. Okuyun dediğimi anlayacaksınız.