Eşi ve çocuklarını bıçakla rehin aldı, birkaç saat sonra serbest kaldı!
Çıplak arama ve işkenceye maruz bırakılması sonrası hayatına son veren Onur Yaser Can davasında 4 polise 6'şar yıl hapis cezası verildi.
Onur Yaser Can’ın Haziran 2010’da çıplak arama ve işkenceye maruz bırakılması sonrası hayatına son vermesine yönelik dava dün görüldü. Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 41. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanıklar Hakan Aydın, Muhammet Ongun, Onur Ülker ve Yunus Başay’ın, “kamu görevlisinin resmi belgeyi bozma veya yok etme” suçundan 6’şar yıl hapisle cezalandırılmalarına, sanık Zafer Kökdemir’in ise delil yetersizliğinden beraatine hükmetti.
Sanıklar hakkında daha önce “resmi belgede sahtecilik” suçundan yürütülen soruşturmanın takipsizlikle sonuçlanması ve kesinleşmesi nedeniyle bu suçtan hüküm kurulmasına yer olmadığına karar veren heyet, müdahillerin sanıklar hakkında, “işkence” ve “kötü muamele” suçlarından işlem yapılması taleplerinin değerlendirilmek üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesini karara bağladı.
Duruşma sonrası adliyenin karşısındaki meydanda avukatlarıyla birlikte basın açıklaması yapan Ezgi Sevgi Can, mücadeleye devam edeceklerini belirterek, “İşkence iddialarımızla ilgili temyize gideceğiz. Evrakta sahtecilik suçu 15 yıllık bir zaman aşımına tabi, bu konuda 2 yıldan az bir zamanımız kaldı. Bununla ilgili yoğun bir takip lazım. Maalesef burada bitmedi, keşke bitebilseydi. İşkence ve intihara sürüklemeyle ilgili süreci tekrar başlatacağız. Adaleti maalesef hep kırıntı olarak veriyorlar bize. Keşke bu kadar mücadelenin karşılığı olan daha cesur kararlar verebilse mahkemeler” ifadelerini kullandı.
ODTÜ Mimarlık Fakültesi mezunu Onur Yaser Can, 2 Haziran 2010 tarihinde İstanbul Beyoğlu’nda narkotik polisi tarafından gözaltına alındı. İfadesinin alınmasının ardından serbest bırakıldı. Bundan iki gün sonra, “Tutanaklarda eksiklik olduğu” gerekçesiyle tekrar karakola çağrıldı. 23 Haziran 2010’da tekrar ifadeye çağrılan Can aynı gün intihar etti. İntiharının ardından annesi Hatice Can, oğlunun pantolonunun arka cebinde, üzerinde çıplak aramaya maruz bırakıldığına ilişkin ifadelerin yazılı olduğu bir not buldu. Anne Hatice Can 2014 yılında intihar etti. Baba Mevlüt Can ise sağlık sorunlarından dolayı 2019 yılında hayatını kaybetti.