Yargı defalarca ‘Soykırım demek suç değil, ifade özgürlüğüdür’ dedi ama RTÜK Açık Radyo’ya bu özgürlüğü fazla gördü
Açık Radyo'daki Açık Gazete programında bir konuğun 'Ermeni Soykırımı' ifadesini kullandığı için RTÜK radyoya ve programa ceza vermişti. RTÜK şimdi de radyonun yayın lisansını iptal etti. Açık Radyo kararın kabul edilemez olduğunu açıkladı.
Bir grup girişimcinin kooperatif gibi bir araya gelip para koymasıyla 1995’te kurulan ‘kainatın bütün seslerine açık’ Açık Radyo, Türkiye’deki ifade özgürlüğü kısıtlarının son büyük kurbanı oldu. Radyoda hafta içi her sabah yayınlanan Açık Gazete’nin 24 Nisan 2024 tarihli programında yayına katılan konuğun ‘Ermeni Soykırımı’ ifadesini kullanması nedeniyle RTÜK Açık Gazete programına ve Açık Radyo’ya ceza vermişti. Kurum Açık Radyo’ya üst sınırdan 189 bin 282 TL idari para cezası ve Açık Gazete’ye de beş gün yayın durdurma cezası kesmişti. Radyo bu para cezasını ödedi ama şimdi yayın durdurma kararını uygulamadığı gerekçesiyle RTÜK tarafından yayın lisansı iptal edildi.
RTÜK üyesi İlhan Taşçı dün de RTÜK’ün Açık Radyo’nun lisansını iptal ettiğini duyurdu. Taşçı RTÜK’ün kararı radyo kanalının beş gün program durdurma cezasına uymayıp yayını sürdürmesi nedeniyle aldığını açıkladı ve “Oysa yayıncı para cezasını ödemiş, ancak yayın kesmemiş. Bu durum yayıncı lehine yorumlanmalıydı” dedi.
Açık Radyo’nun lisansının iptalinin ardından bir başka RTÜK üyesi Tuncay Keser “RTÜK en ağır cezasını Açık Radyo için uyguladı. Yaptırım kararının bir kısmını yerine getirmediği için Açık Radyo’nun yayın lisansı oy çokluğuyla iptal edildi. Basın ve ifade özgürlüğüne ağır bir darbe içeren kapatma kararına karşı oy kullandım” açıklaması yaptı.
Açık Radyo yetkilileri kararın henüz kendilerine tebliğ edilmediğini ama RTÜK’ün 03.07.2024 tarihli toplantısında Açık Radyo’nun yayın lisansının iptal edildiği öğrendiklerini açıkladı.
Radyodan yapılan açıklamada “Yayın durdurmayla beraber verilen para cezası için karardaki gibi taksitlendirme talebinde bulunulmuş ve bu kabul edilerek ilk taksit ödenmiştir. Böylece yasaya karşı direnmek ve yargı yolu dışında karara karşı gelmek gibi bir niyetimiz olmadığı ve iyi niyetli bir süreç sürdürmeye çalıştığımız ortadadır. Gelinen noktada Açık Gazete programındaki ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü kapsamında olduğu tartışmasız bulunan bir ifadeden yola çıkarak Açık Radyo’nun yayın izninin iptali noktasına gelinmesi kabul edilemez bir durumdur” dendi.
RTÜK’ün aldığı kararla ilgili yasal müracaatların yapılacağının da belirtildiği açıklamada “30 yıldan beri yayın hayatına devam eden Açık Radyo bundan sonra da aynı evrensel gazetecilik ilkeleri doğrultusunda, aynı sorumlulukla yayın hayatına devam edecektir. Bugüne kadar her zaman yanımızda bulunan siz sevgili dinleyicilerimiz ve dostlarımız ile bundan sonra da aynı kararlılık ve aynı duygular ile beraber olmaya devam edeceğiz. Kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo” dendi.
RTÜK’ün kararına Türkiye Gazeteciler Sendikası da sert tepki gösterdi, “Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun Açık Radyo ile ilgili verdiği lisans iptal kararı açıkça Anayasa’nın düşünce ve ifade özgürlüğünü düzenleyen 26. Maddesi’ne aykırıdır. Özerk bir kurum olması gereken RTÜK bu kararı derhal geri çekmelidir” açıklaması yaptı.
Bir açıklama da TİP’ten geldi: “Türkiye İşçi Partisi sansüre ve yasaklara karşı özgür basını ve ifade özgürlüğünü her zaman savunacaktır. Açık Radyo’nun yanındayız.”
CHP Sözcüsü Deniz Yücel de RTÜK tarafından Açık Radyo’nun lisansının iptal edilmesiyle ilgili “Anayasal bir hak olan basın özgürlüğüne yapılan herhangi bir müdahaleyi herhangi bir gerekçeyle tasvip etmemiz mümkün değil” dedi.
RTÜK Açık Radyo’ya verilen ilk ceza kararını kurul üyeleri Dr. Necdet İpekyüz, Tuncay Keser ve İlhan Taşçı’nın karşı oylarına rağmen oy çokluğuyla almıştı. RTÜK ‘ihlal’in tekrarı halinde yayının 10 güne kadar durdurulabileceği ve yine tekrarı durumunda radyo kanalının yayın lisansının iptal edileceği ihtarı vermişti.
Açık Radyo’nun 24 Nisan 2024’teki Açık Gazete programına katılan konuk “… Ermeni, yani Osmanlı topraklarında gerçekleşen tehcir ve katliamların, soykırım olarak adlandırılan katliamların 109. Yıldönümü, sene-i devriyesi. Bu yıl da yasaklandı biliyorsunuz Ermeni soykırım anması” demişti. Bu ceza konuğun konuşmasının ardından programcıların kendisini uyarmaması nedeniyle verilmişti.
Açık Radyo ilk cezanın ardından “Değerli dostlarımız” diye başlayan bir açıklama yapmıştı:
“Anılan kararın hatalı değerlendirmeler neticesi verildiği açık olup kararla ilgili yargısal müracaatlar yapılmıştır. Bildiğiniz gibi Açık Radyo’nun temel sloganı ‘Kâinatın tüm seslerine, renklerine ve titreşimlerine Açık Radyo’ olmuştur. Bu çerçevede radyomuzun ‘ırk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz’ şeklindeki bir yasa maddesini ihlal ettiğinin iddia edilmesi bile bizim için son derece anlaşılmaz ve üzücü bir durumdur.
Yargısal süreç içinde de ifade etmeye çalıştığımız üzere Açık Radyo ilk yayına geçtiği andan başlayarak her zaman düşünce ve ifade özgürlüğünü ve bunun doğal bir sonucu olan basın özgürlüğünü savunmuştur. Düşünce ve ifade özgürlüğü ve bunun uzantısı olan basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğü gerek Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde ve gerekse Anayasamızda ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup bu konuda uygulamaya yol gösterecek sayısız uluslararası ve ulusal yargı kararı da mevcuttur. Kaldı ki ifade özgürlüğü demokratik bir toplumun esaslı temellerinden biri olduğu gibi çoğulculuğun, hoşgörünün ve açık fikirliliğin de gereğidir.
Açık Radyo da kuruluşundan bu yana yaklaşık 30 yıldan beri bu ilkelere uygun yayın hayatını sürdürmektedir. Bu çerçevede RTÜK kararına konu 24.04.2024 tarihli Açık Gazete yayını da aynı ilkeler doğrultusunda yapılmış olup karardaki değerlendirmelerin evrensel hukuk ve gazetecilik ilkeleri doğrultusunda kabulü mümkün bulunmamaktadır.
Bilindiği gibi Açık Gazete programı gerek ülkemizden ve gerekse dünyadan birçok haber kuruluşundan gelen haberlerin objektif olarak dinleyicilere aktarıldığı, gündeme ilişkin konukların görüşlerini dinleyicilerle paylaştığı bir program olup her zaman gazetecilik etik ilkelerini öncelikle gözetmiştir. Bu doğrultuda cezaya konu gündeki program içinde ifade ve düşünce özgürlüğünün sınırlarını aşan bir ifade bulunmadığı gibi gerek karara konu ifadeler ve gerekse anılan programın bütünü değerlendirildiğinde evrensel nitelikteki gazetecilik ilkelerine aykırı bir yön de bulunmamaktadır. Hele anılan programın toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edici ve toplumda nefret duyguları oluşturabilecek nitelikte olabilmesi mümkün değildir.
Ayrıca şu noktayı da açıkça belirtmek gerekir: Açık Radyo tüm programcıları ve dinleyicileriyle beraber büyük bir ailedir. Tüm programcılarımız ve dinleyicilerimiz basın özgürlüğünün kıymetinin ve getirdiği büyük sorumluluğun elbette farkındalar ve yayın hayatımız boyunca bu ilkelere dikkat etmişlerdir. Özellikle vurgulamak isteriz ki 30 yıllık süreçte ulusal ve uluslararası alanda tanınmış, konularında uzman bin dört yüzü aşkın programcımız gerek habercilik alanında ve gerekse hukuk, felsefe, tarih, antropoloji, bilim, kültür, edebiyat ve sanat gibi birçok konuda yaptıkları binlerce programda evrensel gazetecilik ilkelerini her zaman ön planda tutmuşlardır; Açık Radyo olarak elbette bundan böyle de aynı ilkeler doğrultusunda ve aynı sorumlulukla yayın yapmaya devam edeceğiz.”