Şehit Şeyda Yılmaz’ın eşi saldırıyı görev başında öğrenmiş

Yunus Emre Geçti, İstanbul’un Ümraniye ilçesinde yaşıyordu. Daha 19 yaşındaydı ama 26 farklı suçtan kaydı vardı, annesi onun peşinden koşmaktan yorulmuş, tehditlerinden bıkmıştı. Oğlunu sürekli polise şikayet ediyordu. Hatta 19 Temmuz’da yani iki ay önce Aile İçi ve Kadına Şiddetle Mücadele Büro Amirliği’nde, oğlu aleyhine ifade vermişti:

“Oğlum ikametimizde sürekli huzursuzluk çıkaran biridir. 18 Temmuz’da saat 18 sıralarında eve geldi. Babasını aramasını ve ne yaptığını sormasını istedim. Bir anda sinirlenerek, boğazımı sıktı. Telefonumdan babasının numarasını sildi. Telefonumu kurcalayarak, aramış olduğum numaraları sordu. Ben ne kadar anlatsam da anlamadı. Sırtıma ve yüzüme birkaç defa vurdu. Bana ‘O…, onu bunu arıyorsun, o…luk yapıyorsun, seni öldüreceğim, bu gece zulüm olacağım sana’ gibi tehdit ve hakaretler etti. Polis ekiplerine haber vereceğimi söyledim. Polisi duyar duymaz evden kaçtı.”

Ayrıca oğlunun gece eve gelip kendisinin yüzüne vurduğunu ve tehdit ettiğini de anlatıyordu. Halk TV’den İsmail Saymaz’ın haberine göre; oğlu için uzaklaştırma talep ediyordu çünkü ondan korkuyordu. Onun anlattığına göre Yunus Emre Geçti madde bağımlısıydı ve öfke kontrolü yoktu. Bu yüzden Ümraniye Kaymakamlığı’na da başvurmuştu.

Yunus Emre Geçti ve annesi Pınar Geçti.

Yunus Emre Geçti hakkında savcılık tedavi edilmesi yönünde karar verdi ama olayın devamında ne oldu bilinmiyor. Zaten yaşından büyük suç kaydı olan Yunus Emre Geçti, 26 dosyasına rağmen dışarıda dolaşmaya devam ediyordu. Ne zaman patlayacağı belli olmayan bir bomba gibi sokaklarda terör estirmeye devam ediyor, ailesine huzursuzluk veriyordu. 23 Eylül Pazartesi günü motosiklet hırsızlığından gözaltına alınmıştı. T24’ten Tolga Şardan’ın haberine göre; Yunus Emre Geçti gözaltındayken annesi karakola geldi polisler onları bahçede görüştürdü. Nezarette olması gerek Yunus Emre Geçti dışarı çıktığı gibi ilk fırsatta karakolun duvarından atlayıp kaçtı. Bunun üzerine emniyet karıştı polisler onu aramaya başladı, yakalandı da ama tekrar gözaltına alınmamak için direndi.

Semih Yılmaz (ortada) Sivas’ta Şeyda Yılmaz’ın ailesinin evinde taziyeleri kabul etti.

Polisin silahını alan Yunus Emre Geçti rastgele ateş açmaya başladı. İstanbul emniyetinin telsizlerinden anons geçiliyordu. Dudullu Polis Merkezi’nde görevli bir memur yaralanmıştı. Başka bir karakolda görevli olan polis Semih Yılmaz da hemen bir yıllık evli olduğu eşi Şeyda Yılmaz’ı aradı. Çünkü o bahsedilen karakolda görevliydi. Semih Yılmaz’ın telefonunu açan olmadı o da arkadaşlarına bu şekilde bekleyemeyeceğini olay yerine gitmek istediğini söyledi.

Mesai arkadaşlarıyla yola çıktı ve bir arkadaşı ona “Kardeşim vurulanlardan birisi de senin eşinmiş” dedi. O anı “Öyle olunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Ne yapacağımı bilemedim” sözleriyle anlatan Yılmaz, 27 yaşındaki eşinin şehit olmayı çok istediğini ve kendisine “Önce ben olayım sonra sen olursun” dediğini aktardı.

Yunus Emre Geçti’yle ilgili konunun kendisi için farklı olduğunu ve bir şey söyleyemeyeceğini söyleyen şehit polisin eşi sözlerini şöyle noktaladı:

“Tüm ülke olduğu gibi ben de çok sinirliyim. Belki söylenecek çok söz var ama devletimizin gereğini yerine getireceğine inancım tam. Başka Şeyda’lar şehit olmasın, başka anaların, babaların, eşlerin, çocukların canı yanmasın. Devletimizden bunu diliyorum. Bu suç makinelerine karşı biraz daha dikkatli olunmasını talep ediyorum. Dediğim gibi ben yandım, başka ailelere ateş düşmesin.”

Yunus Emre Geçti olay sonrası çöp poşeti giydirilerek hayvanlar için yapılan arabayla karakola götürüldü. Daha sonra da tutuklandı ve onun ardından silahlı fotoğrafları ortaya çıkan kuzeni de gözaltına alınıp hapishaneye gönderildi.

Şeyda Yılmaz’ı şehit eden Yunus Emre Geçti: Polis olduğunu görmedim