İngiltere yüksek performaslı kuantum çipi üretti
Uçaklarda zaten var olan bir özelliği yeniymiş gibi, 'Türbülansı önceden gören yazılım icat ettim' diyerek sundu. ‘Büyük icadı’ Cafa Chip ile yakın çevresinden yüzde 30 kâr vaadiyle para toplayan ve bu yüzden davalık olan fizik öğretmeni Çiğdem İ. 10Haber’e konuştu: Lansman yapacağım.
Çiğdem İ. 33 yaşında, fizik öğretmenliği mezunu. Dersanelerde fizik öğretmenliği yapıyordu. Geçen nisan ayında çok önemli bir buluş yaptığını söyleyerek bir çip tanıttı. CAFA Chip olarak duyurduğu yazılımla uçakları türbülanstan kurtardığını öne sürdü. Bu yazılım uçak türbülansa girmeden önce pilota uyarı verecek, bu sayede uçağın en güvenli yeni rotaya geçmesi sağlanacaktı.
Google’da yapılan bir aramayla uçak radarlarının türbülans gibi hava olaylarını önceden gördüğü ve pilotların hava trafiği gibi nedenlerden dolayı bilerek türbülans gibi hava akımlarına girdiğine ilişkin yüzlerce içerik bulunabilir. Ancak medya bunu görmedi. Bu yazılımı Türk mucidin büyük bir buluşu olarak duyurdu. Daha önce ballandırarak haber yapan medya kuruluşlarının büyük bölümü Çiğdem İ.’nin çipiyle ilgili içeriklerini ise şimdi kaldırmaya başladı.
Yazılı ve görsel medyayı kullanarak kendisinin ve bu sözde buluşunun reklamını yaptıran Çiğdem İ., geçtiğimiz nisan ayında çıkan bu haberleri Instagram sayfasında da paylaşarak, çevresinde daha çok güven kazandı. Türbülansa yakalanmayı önlediğini söylediği projeyi Türkiye ve dünyada çok sayıda şirkete pazarladığını ve 150 milyon dolar yatırım aldığını iddia etti. Buna da inanan çıktı.
Çiğdem İ. ardından yakın çevresine bu çipin geliştirilmesi ve çoğatılmasıyla ilgili Kanadalı bir şirketle anlaştığını söyleyerek melek yatırımcı olmalarını istedi. Ancak ortada bir şirket yoktu. Yakın çevresinden alınan paralar şahsi hesabına yatırılıyordu.
10Haber’e konuşan mağdurların avukatı Elif Nur Aydın “Mağdurların büyük çoğunluğu yakın çevresinden. Bunlara yüzde 30 kâr vaadi vererek parayı alıyordu. Örneğin 100 bin lira yatıran bir kişi 7-10 gün içinde 130 bin lira alıyordu. İlk başta bu ödemeler düzenli gittiği için insanların verdikleri miktar da çoğaldı” dedi. Bu anlatımdan anlıyoruz ki Çiğdem İ. aslında bir ‘saadet zinciri’ kurmuştu.
Nisan sonunda yatırdıkları parayı alamayan ilk mağdurlar avukatları aracılığıyla Çiğdem İ. hakkında şikayette bulundular. Savcılık Çiğdem İ.’yi yurtdışına çıkış yasağı koyarak serbest bıraktı.
10Haber’in ulaştığı Çiğdem İ. ise dolandırıcı olmadığını ileri sürerek, “Cihaz yaptım. Cihazım elimde. 27 milyon dolar alacaktım Kanadalılardan. Ödemem gelmedi 3 aydır. Ben de yatırımcılara ödememi yapamıyorum. Ben her yere çıktım. Cumhurbaşkanlığına kadar çıktım. Beni dinlemeleri gerektiğini söyledim. Ankara’ya gittim, Külliye’ye gittim, CİMER’e gittim. Kısıklı’da yattım iki gün” dedi.
Bu proje için bir şirketi olmadığını ve gelen paraların şahsi hesabına yatırıldığını doğrulayan Çiğdem İ. “Bana bu süreçte Kanada’dan kısmi bir ödeme yapıldı. Bu şekilde bazılarının parasını ödedim. Şirket yoktu. Yatırımcılar parayı benim hesabıma yatırıyordu” dedi. Dolandırıldığını söyleyen kişilere 7-8 milyon lira ödemesi olduğunu söyleyen Çiğdem İ.’yi mağdurların avukatı Eli Nur Aydın yalanlıyor. Elif Nur Aydın şu ana kadar tespit edilen paranın 30 milyon lira olduğunu söyledi.
Çiğdem İ. sosyal medya paylaşımlarında ve televizyon programlarında kendisini öğretim görevlisi olarak tanıtıyordu. Ancak mağdurların avukatı Elif Nur Aydın “Biz çalıştığını söylediği üniversitelerle temasa geçtik. Böyle bir öğretim üyesinin veya öğretim görevlisinin kendilerinde çalışmadığın söylediler” diye konuştu. Çiğdem İ. ise üniversitede ders verdiği konusunda ısrar ederek “Ben Yeditepe ve Bahçeşehir üniversitelerinde ders verdim” diye kendisini savundu. “Akademik geçmişiniz nedir” sorusuna Çiğdem İ. “Lisansımı fizik alanında yaptım. Yüksek lisansımı da yaptım. Dışarıdan öğretim görevlisi olarak aerodinamik dersleri veriyordum” diye yanıt verdi.
Kendisinin yazdığını söylediği yazılımı Air Canada adlı şirketin kullandığını iddia eden Çiğdem İ. “Ben sadece şunu istiyorum işadamlarının beni dinlemesini istiyorum. Beni dinledikleri takdirde ben çipimi üreteceğim yere kadar buldum. Ben önümüzdeki cumartesi Four Seasons otelinde lansman yapacağım. Bu lansmanda bana sponsor olan iş insanını da tanıtacağım” dedi.
Kanadalı şirketle sözleşmesi olduğunu söyleyen Çiğdem İ. “Sözleşmenizi bizimle paylaşır mısınız sorusuna “2 yıl gizlilik var. 8 sayfa sözleşme, uluslararası ceza mahkemeleri tarafından sözleşme yapıldı. Sözleşmenin yayılması uygun olmaz. Yüz yüze sözleşmeyi gösterebilirim” diye yanıt verdi.
Çiğdem İ.’nin bu anlattıkları 2006 yılında ortaya çıkan ‘Erke dönergecini akıllara getirdi. Bir zamanlar Türkiye’de ‘Erke’ adında çağın buluşu diye tanıtılan bir dönergeç vardı. Hiç enerji kullanmadan enerji üretecek olan bu dönergeç, bizi enerji bağımlılığından kurtaracaktı. Erke Araştırmaları ve Mühendislik A.Ş.’nin 2006 yılında ürettiği bu makine, bir yıl sonra piyasaya çıkacaktı. Aradan tam 16 yıl geçti. Ne Türkiye enerji bağımlılığından kurtulabildi ne de makineyle ilgili bir daha haber çıktı.
Erke dönergeci, 21 Kasım 2006’da Swissotel’de düzenlenen bir basın toplantısıyla tanıtılmıştı. Toplantıya eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, emekli Orgeneral Necati Özgen, emekli Orgeneral Kemal Yavuz, emekli Orgeneral Fikret Boztepe, emekli Korgeneral Köksal Karabay, Kara Kuvvetleri Eski Komutanı Muhittin Fisunoğlu, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, Rasim Betil, Çetin Uğural, Tuncay Özkan gibi isimler katılmıştı.
Toplantıda İsmail Hakkı Karadayı “Ben meraktan geldim. Ama sırrı öğrenemedim. Öğrenirseniz bana da söyleyin” diye konuşmuş, Vural Savaş da “Asker yapmışsa fiyasko olmaz” sözleriyle Erke’ye tam destek vermişti.