Bir ‘ister inan ister inanma’ haberi: Bakan ‘Günlük 1500 TL’ye işçi bulamıyorlar’ dedi
Fernas Maden işçileri sekiz günlük yürüyüşün sonunda TBMM'ye ulaştı. Meclis önünde açıklama yapan madencilere DEM Parti, TİP ve CHP milletvekilleri eşlik etti. 'Patron' milletvekili Nasıroğlu ise işçileri suçladı.
Manisa’nın Soma ilçesinde AK Parti Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait Fernas Maden’de 38 gündür eylem, sekiz gündür Ankara’ya yürüyüş var. Altı işçinin Bağımsız Maden İşçileri sendikasına üye olduğu gerekçesiyle atılmasıyla başlayan eylemde işçilerin üç temel talebi var: Maaşların Soma havzasındaki diğer maaşlarla eşitlenmesi, güvenli çalışma koşulları ve atılan arkadaşlarının işe iadesi.
Ancak 38 gündür hiçbir değişiklik yok.
Muhatap bulamayan, görüşme talepleri kabul edilmeyen, edilse de somut çözüme ulaşamayan işçiler sekiz gün boyunca yalınayak bir şekilde Manisa Soma’dan Ankara’ya, Meclis’e, Ferhat Nasıroğlu’nun ‘iş yerine’ yürüdü.
Ancak kolluk kuvvetleri maden işçilerini Ankara’nın Temelli girişinde engelledi.
Milletvekilleri araya girdi, müzakere sonucu işçiler Meclise girdi.
Madenciler Meclis önünde açıklama yaptı ve DEM Parti, CHP ve TİP milletvekilleri tarafından karşılandı, işçilerle birlikte Meclis Basın Kapısı önünde açıklama yapıldı.
Bağımsız Maden İş Genel Başkanı Gökay Çakır TBMM’de milletvekillerine seslendi:
“Kanunu yapan sensin, patron olan sensin, bu işçileri bu şartlara getirene kadar niye duymadın.”
Genel Başkanımız Gökay Çakır TBMM’de milletvekillerine sesleniyor👇
“Anayasanın 51. maddesi işçiye sendikalara üye olabilir demiştir. Üye olan yüz binlerce işçi sendikalara üye oldukları için işten atıldılar. Yasa patronların yasası işçiler lehine işlemiyor. TCK 118, anayasanın… pic.twitter.com/Y0r1rEjBKw— Bağımsız Maden İş (@bagimsizmadenis) October 2, 2024
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli AK Parti’nin Meclis’in kapılarını işçilere kapattığını ve sorunlarını dinlemediğini belirtti. Temelli “İşçilerin sorunlarını çözmeyen, iş güvenliğini ve güvencesini ortadan kaldırma çabasında olan bir Meclis. AK Parti çoğunluğu ile sağlamış bu düzen aslında bugün ortaya çıkan mağduriyetlerin en temel nedenidir. AK Parti sermayenin partisidir. AK Parti-MHP bu meclisi sermayenin gereklerini yerine getirmek için çalıştırıyor. Kapılarını emekçilere, halka kapatmak istiyor” dedi.
Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık ise “Bu arkadaşlarımızın çalıştığı madenin sahibi bir AK Parti milletvekili. Bir AK Partili vekilin sahip olduğu bir iş yerinde bu arkadaşlarımız önlenebilir nedenlerle bir katliam olmasın diye direniyor. O katliamın ardından geride bıraktıkları ailelerine ‘fıtrat’ diye açıklama yapılmasın diye direniyorlar. İnsani koşullarda emeklerinin karşılığı olan ücret almak istiyorlar. Türkiye’nin özetidir aslında bu arkadaşların direnişi. O AK Partili vekil Meclis’te bir yasa tasarısı görüşmesinde güya işçi ve emekçiler için oya kullanacak. AK Parti bir patron devleti kurma sürecini tamamlamıştır. Mevzu artık yoksullar ve bir avuç zenginin rantı üzerinden dönecek bir mücadeledir” diye konuştu.
CHP olarak madencilere desteklerinin süreceğini belirten CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de “İşçiler örgütlü olmak istedikleri için işlerinden edildi. Bu madenin sahibiyle görüşme sağlayamadılar. Hakça yaşayabilecekleri bir ücret istiyorlar. İş güvenliği tedbirlerinin sağlanmasını istiyorlar. Soma’da daha önce yaşadığımız acı tecrübeler var. İşçilerin sesine kulak verilmeli. Biz CHP olarak işçilerimizin yanındaydık, yanlarında olmaya devam edeceğiz” dedi.
CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Soma’dan Ankara’ya yürüyen Fernas maden işçilerini Ankara girişinde karşılayarak destek verdi. Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada ”Sizin hakkınızı savunmak her yurttaşın görevidir. Biz size inanıyoruz size güveniyoruz. Hepinize Ankaramıza başkentimize hoşgeldiniz diyorum” diye konuştu.
Sinan Ateş davasından çıktıktan sonra Adalet ve Emek mücadelesinde Soma’dan Ankara’ya yürüyen Fernas işçilerinin yanında olduk… pic.twitter.com/GxIoioHrIn
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) October 2, 2024
‘Patron’ milletvekili Nasıroğlu da işçileri görüşmeyi reddetti ancak daha sonra TBMM’de basın toplantısı düzenledi. Şirkette yönetici olmadığını, siyasete girdikten sonra yöneticilik görevinden istifa ettiğini söyleyen Nasıroğlu, “Şirketin en üst düzeyindeki yöneticiler Soma’daydılar. Bu çalışan arkadaşlarımızı da davet ettiler. Çalışanlarla ilgili her zaman kapımız açıktır. Kimseye kapımız kapalı değil. Ama art niyetli bize parmak sallayan, bize hakaret eden insanlarla konuşmak istemiyoruz” dedi.
İşçilerin disiplin suçu işledikleri için işten atıldıklarını söyleyen Nasıroğlu şunları söyledi: “Bazı siyasi figürler ortaya çıkıyor, çalışanları kışkırtıyorlar… Bizim 10 yıldır işletmemizin yolunu bilmeyen bazı siyasi figürler ortaya çıkıyor. İşçilerle beraber işletmeye yönelik hareketler yapılıyor. Bu arkadaşlarımızı yönlendiriyorlar. Arka planda bazı marjinal gruplar bu arkadaşlarımızı sürekli oyalıyor. Onlara umut veriyor. Onlarla biz görüşüyoruz. Çalışan arkadaşlarımızı kendi çalıştığı iş yerine karşı kışkırtıyorlar. Ailelerini, çocuklarını kışkırtıyorlar. Yetkisi olmayan sendika ortaya çıktı. Bizim firmamızla pazarlık yapacak noktada değil. ‘Çalışma şartlarından, iş güvenliğinden şikayetçiyiz’ diyorlar. Gerçeğe aykırı beyanlar var… Sosyal medyada beyanatlar veriliyor ve belli bir basın grubu da bunu sürekli işliyor.”
Madenciler 26 Ağustos’ta Soma’da eylem başlattı. Aynı gün eyleme katılan 70 işçiyle birlikte sendika yöneticileri gözaltına alındı. Birkaç saat sonra serbest bırakılan işçiler vakit kaybetmeden madenin önüne döndü ve oturma eylemine başladı.
Gözaltı olayından dört gün sonra bu kez 30 Ağustos’ta eylem alanına gitmek isteyen madenci aileleri asker müdahalesiyle karşılaştı. Genel Başkan Gökay Çakır dahil dört gözaltı işlemi de o gün yapıldı. ‘Seslerini duyurmalarındaki en büyük yardımcıları’ olduğunu söyledikleri Facebook hesapları Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) başvurusu üzerine Facebook tarafından kapatıldı.
Eylemlerine 18 gün boyunca Soma’da devam eden madenciler 13 Eylül’de Ferhat Nasıroğlu’nun sahip olduğu Cape Bodrum otelinin önüne gitti ve protestolarını üç gün boyunca burada sürdürdü. Ancak Bodrum’da da gözaltından kaçamadılar. Eylemlerinin ikinci gününde, 15 Eylül’de gerekçe gösterilmeden gözaltına alınıp ertesi akşam serbest bırakıldılar.
Üç günlük nöbetin ardından bir grup madenci Bodrum’da eylemlerine devam ederken bir grup da 16 Eylül’de Ankara’ya gitti.
Daha sonra Soma’ya dönen madenciler sekiz gün boyunca yürüyerek Ankara’ya vardı.