Bir gün yumuşak bir gün sert: Akşener’den CHP salvoları
Twitter'da son dönemde hayata geçirilen 'sana özel' algoritma düzenlemesi ve Türkiye'de seçimler yaklaşırken bot hesapların sayısının artması tartışma yarattı. Prof. Dr. Emre Erdoğan, sosyal medya tartışmalarına dikkat çekerek, "4 ila 5 puan etkilemesi seçim sonucunu değiştirir" dedi.
Türkiye’de 14 Mayıs’ta yapılacak seçimler öncesi sosyal medya platformu Twitter’da bot hesapların sayısında ciddi bir artış yaşanıyor. Ücret karşılığında yönetilen profesyonel-kampanyacı (astroturfer) hesaplar ve botların birlikte hareket ederek kamuoyunu şekillendirmek için seçmen davranışlarını etkilemeye çalıştığına yönelik endişeler var.
Seçim öncesi muhalefet cephesi sosyal medyadaki bot hesaplarla ilgili kaygı güderken iktidara yakınlığıyla bilinen Sabah Gazetesi yazarları da Twitter’ın ‘sana özel’ algoritmasına karşı kampanya başlattı.
Gazete yazarlarından Melih Altınok, 17 Mart tarihli yazısında şunları yazdı:
“Twitter kullanıcılarına ‘sana özel’ diyerek bu hesapları tavsiye ederken hangi algoritmaya göre hareket ediyor? İlgilerimize, beğenilerimize uymayan hesaplar mı ‘bize özel?’
Adını bile duymadığım Sözcü yazarlarını beğenebileceğimi düşünüp yazılarını önüme düşürürken, her gün sektirmeden okuduğum Engin Ardıç’ın köşesini aramazsam Twitter’da bulamıyorum mesela.”
Sabah yazarlarından Yüksel Aytuğ’un ise “Yalanın merkez üssü Twitter” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:
“FETÖ ve PKK trolleri Twitter üzerinden seçimi manipüle etmeye yönelik yalanlar yaymaya başladılar. Sahte anketler, düzmece skandallar, montajlanmış demeçler vs… Üstelik işin içinde Twitter’ın kendisi de vardı. Kurgulanmış algoritmalar nedeniyle bu soysuzların paylaşımları öne çıkartılıyor, defalarca kullanıcıların önüne geliyor, gerçekleri anlatanların haber ve yorumları ise gölgeleniyordu. Sonunda Twitter’ın sahibi Elon Musk da olayı itiraf edip, ‘Algoritmalarımızda sorunlar olduğunu biliyor ve düzeltmeye çalışıyoruz’ demek zorunda kaldı.”
DW Türkçe’ye konuşan NewsLabTurkey Direktörü Dr. Sarphan Uzunoğlu, bot hesapların sosyal medyada çeşitli roller üstlendiklerini belirtiyor.
Uzunoğlu, siyasal iletişim için kullanılan astroturfer-profesyonel hesapların gerçek anlamıyla demokratik bir süreç olan siyasal iletişim süreçlerini manipüle etmek için güdümlenmiş hesaplar olduğunu ifade ediyor. Twitter gibi iletişimsel mesajın çok hızlı bir şekilde manipüle edilebileceği mecralarda profesyonel hesapların bot networku ile birlikte çalıştığına işaret eden Uzunoğlu, “Astroturferlar, şöyle yaparlar. Muharrem İnce, Kemal Kılıçdaroğlu’ndan daha iyi mesajını yayarlar, işte solcu olsam Muharrem İnce’ye oy veririm mesajını yayarlar ve bunları gerçek fotoğraflarla, gerçek kullanıcı olarak yaparlar çoğu zaman. Çoğunlukla Google’dan toplanan random scriptler ve yazılımlar üzerinden bir kimlik inşa edilen bot hesaplar ise bu mesaj trafiğini artırırlar” diyor.
Twitter’ın kurucusu Twitter’a fazlasıyla benzeyen yeni bir sosyal medya kurdu
Yakın zamanda sosyal medyaya böyle bir bot akışı olduğunu dile getiren Uzunoğlu, “YektaKopan5 diye de hesap geldi mesela. Şunun için geldi. Görünür olan, çok fazla aratılan kullanıcıların isimlerini baz yapan bir bot networku giriş yaptı” diye konuşuyor. Teknik olarak bu kullanıcıların catchpa ve benzeri sistemlerle yakalanıp kaba tabirle imha edilmesinin çok kolay olduğuna işaret ediyor.
Elon Musk’ın Twitter’ı satın alırken ‘burada çok fazla bot var, ben botlardan temizleyeceğim’ dediğini ve bu gerekçeyle bir sistem yarattığını söyleyen Uzunoğlu, “Ama Musk’ın Twitter’ı için önceliğin demokrasi değil para olduğu ortada. Şunu görüyoruz şu an Türkiye’nin siyasal iletişimdeki ve siyasetteki en önemli sınavı olabilecek bu seçimler öncesinde Twitter’a ciddi bir bot ağı akışı var” diyerek ekliyor: “Bu akışın arkasında kim var? Bu akışın arkasında olan kişiler nasıl bir mesaj yayacaklar? Bunun analizini yapmak lazım. Aktif olarak henüz çalışmaya başlamamışlar. Şimdilik çoğu hesap sadece oluşturulmuş durumda. Ama netice itibariyle bunların seçimler için oluşturulduğunu görmek için alim olmaya gerek yok.”
Son dönemde bot hesap sayısındaki artışın dikkat çekici olduğunu belirten bilişim hukuk uzmanı Prof. Dr. Yaman Akdeniz de Twitter’ın sistemi üzerinden şu anda bot hesaplar için araştırma yapabildiklerini ancak kuruluşun bu sistemi araştırmacılar için paralı hale getirmek üzere olduğunu vurguluyor.
DW Türkçe’ye konuşan Akdeniz, “Twitter bunun için çok yüksek fiyatlar açıkladı. Dolayısıyla, bu tip araştırmaları yapmak da neredeyse imkansızlaşacak. Twitter şeffaflıktan uzaklaşacak” dedi.
Sarphan Uzunoğlu, devletin parasıyla yapılmadığı sürece siyasi partilerin astroturfing kampanyası yapmasında bir sakınca olmadığı, bunun aktif bir siyasal iletişim taktiği görüşünde. Söz konusu kampanyayı ABD’de Demokratların da Cumhuriyetçilerin de yaptığını belirten Uzunoğlu, “Günün sonunda bu bir suç değil. Ancak İletişim Başkanlığı veya benzeri bir kurum üzerinden tamamıyla siyasal iktidarın elde tutulması için bu tarz bir faaliyet yapılıyorsa, bu zaten hem etik olarak problemli hem de legal olarak problemli. Yani yetki aşılmış ve yetki kötüye kullanmış oluyor” diyor.
Uzunoğlu, bu hesapların kime çalıştıklarının, içerik üretmeye başladıklarında ve karşılıklı takip ağları oluştuğunda yapılacak bir içerik analiziyle ortaya çıkabileceğini vurguluyor.
“Sosyal mecraların seçmenin nihai davranışına asli olumlu etkisi seçmenin demokrasinin gereği olan haberciliğe erişebilmesine bağlı” diyen Uzunoğlu “Seçim sonuçlarına ve demokrasiye dair bu olumlu etki, sosyal ağlardaki yoğun yanlış bilgi akışıyla da bambaşka bir noktaya evriliyor. İktidarın da son yıllarda bu alana yenilikçi aktörlerle büyük bir yatırım yapıyor olması boşa değil. Burada onlar için önemli olan yüksek sesli ve yoğunluklu bir tartışma yaratıp önemli siyasal tartışmaları gölgede bırakmak olacaktır” ifadelerini kullanıyor.
Basın örgütlerine göre geleneksel medyanın neredeyse yüzde 90’ının iktidar tarafından kontrol edildiği Türkiye’de sosyal medya basın ve ifade özgürlüğü açısından büyük önem taşıyor. Londra merkezli We Are Social tarafından yayınlanan, “Dijital Türkiye 2023” raporuna göre Türkiye’de toplam nüfusun 73,1’i sosyal medya kullanıyor ve günde ortalama 7 saat 24 dakikasını internette geçiriyor.
Peki sosyal medyada çeşitli hesaplar üzerinden yürütülen astroturfing kampanyaları Türkiye’de seçmen tercihlerini etkileyebilir mi?
Bütün Silikon Vadisi gözünü dikmiş Elon Musk’ı izliyor: Twitter’ı yönetmek için kaç kişi lazım?
DW Türkçe’ye konuşan İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden siyaset bilimci Prof. Dr. Emre Erdoğan, seçim sürecinde sosyal medyadaki tartışmaların kritik bir kitleyi etkileyebileceğine dikkat çekiyor: “Özellikle bizim şu anda yapmakta olduğumuz bir seçim türü ise yani ufacık bir fark seçimi alıp vermeye yola çıkacaksa burada çok fazla etkisi olabilir. Çünkü 4 ila 5 puan etkilemesi seçim sonucunu değiştirir.”
Sosyal medya etkisini 2016 Amerikan seçimleri sonrasında doğrudan analiz etmeye başladıklarını söyleyen Erdoğan, burada bir dış müdahale olduğunu belirterek ABD merkezli veri analizi şirketi Cambridge Analytica’nın, milyonlarca Facebook kullanıcısının özel verilerine ulaştığı ve bu bilgilerle ABD seçmeninin davranışlarını öngörüp tercihlerini etkileme hizmeti sunduğuna dair iddiaları hatırlatıyor.
Yanlış haber yayma açısından sosyal medyanın geleneksel medya araçlarına göre altı kat daha hızlı olduğunu vurgulayan Erdoğan, “Ve iddia o ki 2016 yılında yaşlı beyaz Amerikalıların seçime katılma oranının bu kadar fazla olmasında en önemli sebeplerden biri sosyal medyada yürütülen duygu durumunu manipüle edecek kampanyalar” diyor.
Sosyal medya kampanyalarıyla yapılacak herhangi bir dış müdahalenin ülke içerisindeki çatışmaları artırarak huzursuzluk da yaratabileceğine işaret eden Erdoğan, seçimlere dış müdahale tehdidinin varlığına dikkat çekiyor. Burada kullanılacak en önemli araçlardan birinin sosyal medya olacağını ifade eden Erdoğan, “Türkiye’de seçim gününde dış kaynaklı bir sosyal medya kampanyasıyla seçim sonuçların meşruiyetine gölge düşürülmesi ve bunun çatışmaya dönüştürülme olasılığı var. Ve biz tabi buna karşı herhangi bir tedbir almış değiliz” diyor.
Bu tür dış müdahalelerle kurumsal düzeyde mücadele edildiğini, NATO’nun bununla ilgili Litvanya’da bir merkezi olduğunu, Avrupa Birliği’nin de bunu bir güvenlik meselesi olarak edindiğini anlatan Erdoğan, Türkiye’de ise bu işle mücadelenin geçen kasım ayında çıkan dezenformasyon yasası çerçevesinde çok gevşek bir şekilde yapıldığını söylüyor. Erdoğan, “İletişim Başkanlığı dezenformasyonla mücadeleyi öncelikleri arasında almış durumda. Ancak şu ana kadar gördüğümüz sadece Türkiye içerisinde muhaliflerin yaydıkları haberlerle ilgileniyor. Dış müdahaleye yönelik herhangi bir tavır alınmış durumda değil. Biz o açıdan da çok korumasız durumdayız” ifadelerini kullanıyor.
Rekabet Kurulu, Twitter’ı satın alırken Türkiye’ye sormadı diye Elon Musk’a para cezası kesti
Çok fazla yanlış haberin yaygınlaşmasının da kutuplaşmayı artırarak seçim sonuçlarını etkileyebileceğini dile getiren Erdoğan, ekliyor: “Çok kutuplaşmış bir ülkede gündelik tartışmaları daha da kutuplaştıran yanlış haberler, mesela orman yangınlarıyla ilgili yanlış haberler, toplumsal kutuplaşmaları pekiştirilebilir. Bu da seçim sonucunu etkiler. Yani bunu kabul etmek gerekiyor.”
Emre Erdoğan, sosyal medyanın manipülatif amaçla birçok ülkede kullanıldığını, Türkiye’nin de bulunduğu Ortadoğu bölgesinde iktidarlara yakın çok sayıda astroturfer hesap ve bu hesapların paylaşımlarını yayan bot hesapların olduğunun uzun süredir tartışıldığını söylüyor. Erdoğan, “Bu müdahale stratejisi zaten şunu yapmaya çalışır. Haber çıkar, botlarla çoğalır, ondan sonra organik büyümeye gider. Esas risk organik büyüme. Elimizdeki en büyük sorun sıradan insanın bir de çok iyi bir şey yaptığını düşünerek bu tür yanlış bilgileri ve haberleri paylaşmaları” diyor.
Türkiye’de eleştirel okuryazarlık ya da medya okuryazarlığı yaygınlaşmadığı için genel olarak bir filtreleme problemi olduğunu ifade eden Erdoğan, bir haberin içerisinde duygusal bir boyut varsa yaygınlaşmasının çok daha hızlı olduğuna işaret ediyor. Erdoğan, “Toplum olarak yaşadığımız şeylerden dolayı öfkeli ve gergin bir durumdayız. Seçimlere girerken bu çok daha fazla olacak. Öfkeli insanlar o manipülatif haberi daha fazla yayıyorlar. Böyle bir duygusal kırılganlık içerisinde olduğumuz için tehdit kat ve kat fazla” ifadelerini kullanıyor.
Sosyal medya platformu Twitter, Haziran 2020’de Türkiye’den 7 bin 340 hesabı, “devlet bağlantılı bilgi yayma operasyonlarına” karıştığı gerekçesiyle kapattığını duyurmuştu.