AYM’ye yeni üye: ‘İstanbul Sözleşmesi’ ve Ayasofya kararlarında imzası vardı
Anayasa Mahkemesi, T24 yazarı gazeteci Tolga Şardan’ın tutuklanma gerekçesi de olan ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçunun iptalini gündeme aldı. Söz konusu madde 8 Kasım'da görüşülecek.
Anayasa Mahkemesi CHP’nin iptal ve yürütmenin durdurulması davası açtığı ve Tolga Şardan’ın tutuklanmasına da hukuki dayanak olarak gösterilen düzenlemenin iptali başvurusunu 8 Kasım Çarşamba günü görüşme kararı aldı.
Meslek örgütleri ve gazeteciler tarafından ‘Sansür Yasası’ olarak adlandırılan ve Ekim 2022’de TBMM’de yasalaşarak Türk Ceza Kanunu’na eklenen maddede şöyle deniyordu: “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fail suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.”
CHP ‘Sansür Yasası’nın içeriğinde bulunan ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçuna hapis cezası getiren 29. maddesini 18 Ekim 2022’de iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürmüştü.
İlgili maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle yapılan başvuru hakkında açıklama yapan dönemin CHP Grup Başkanvekili Engin Altay “Bu kanun Türkiye’de demokrasiyi tahrip etmekle kalmaz, Türkiye’yi dünya milletler ailesi içinde demokrasi liginden düşürmez, kategori dışında tutar” demişti.
Altay “Bu yasa muhalefeti, medyayı, basını, sosyal medyayı susturmaktır. Kendi yalanlarını gerçek gibi sunmak, gerçekleri yalan diye nitelemek yasasıdır ve kabulü mümkün değildir” diye konuşmuştu.
Anayasa Mahkemesi başvuruyla ilgili ilk incelemeyi 26 Ekim 2022’de tamamlamış, kanunun ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçuna hapis cezası öngören 29. maddesinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebinin görüşülmesine kararlaştırmıştı.
Basın meslek örgütleri ‘Sansür Yasası’na birçok defa tepki göstermiş, yasa hakkında ” Türkiye’de habercilik yok edilmek istenmektedir” açıklaması yapmıştı.
T24 yazarı gazeteci Tolga Şardan AYM’nin yasanın iptali başvurusunu 8 kasımda görüşmek üzere gündemine aldığı ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçundan 1 Kasım’da tutuklandı.
Şardan Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), İstanbul ve Ankara’da yargıda mensuplarının kanuna aykırı işlem yaptığına dair rapor hazırlayarak Cumhurbaşkanı ve Ak Parti Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a sunduğunu yazmıştı.
Adalet Bakanlığı, MİT ve Emniyet, söz konusu yazı hakkında bir yalanlama yapmazken Şardan 1 Kasım öğlen saatlerinde savcı talimatıyla gözaltına alındı, ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Mahkeme Şardan’ın tutuklanmasını ‘katalog suç’ gerekçesine dayandırdı.
Katalog suçlar şöyle:
Şardan’ın tutuklama gerekçesi olan madde bu katalog suçlar arasında yer almıyor.
Ayrıca gözaltına alındığı ve tutuklandığı ana kadar Şardan’ın yazısı hakkında herhangi bir kurumdan yalanlama gelmedi. Şardan’ın avukatları mahkemedeki savunmalarında “Yetki yönünden itirazlarımız bulunmuştu. Suçun mağdur ve muhatabının Cumhurbaşkanlığı ve MİT olduğunu söylemiştik. Söz konusu habere veya başvurulara ilişkin bu iki kurumun ne bir yalanlaması, ne de gerçek dışı olduğuna dair bilgi belge sunumu yoktur. Kamunun bu iddiadan haberdar olması doğrudan basın hürriyeti kapsamında değerlendirilmelidir. İfade özgürlüğünü dikkate almanız gerekmektedir” dedi.
İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcısının HSK’ya yaptığı ihbarla su yüzüne çıkan yargı içindeki büyük kavganın okları bu konuları haber yapan bir gazeteciyi vurdu.
Şardan’ın tutuklanmasına neden olarak gösterilen yazı ve haberler aslında ilk olarak İstanbul Anadolu Yakası Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar’ın Hakimler Savcılar Kurulu’na bir suç duyurusu/ihbar mektubu gönderdiğinin ortaya çıkmasıyla başlamıştı. BirGün gazetesinde Timur Soykan tarafından yazılan haber daha öğle saatlerini görmeden mahkeme kararıyla erişime kapatılmış, ardından da mahkeme ‘İçeriğin çıkarılması’ kararı vermişti.
Söz konusu haberde Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Uçar aynı adliyede birlikte çalıştığı kimi hakimler hakkında rüşvet suçlamalarında bulunuyordu. Savcının suçlamaları üzerine HSK soruşturma başlatmış ve Anadolu Adliyesine müfettişler göndermişti.
Başsavcı İsmail Uçar ayrıca kendisine bağlı Örgütlü Suçlar bürosunda söz konusu suçlamalar için de soruşturma başlatmıştı. Ancak dün Serbestiyet adlı site HSK’nın kendi başlattığı soruşturmayı gerekçe göstererek bu büroda yapılan soruşturmayı durdurduğuna dair bir haber yayınladı.
Öte yandan Başsavcı Uçar’ın suç duyurusu dilekçesinde suçladığı hakimler de HSK’ya İsmail Uçar aleyhine suçlamalar içeren çeşitli mektuplar iletti. HSK bu iddialar için de soruşturma açtı, gelen müfettişler İsmail Uçar’ı da sorguladı.
AYM’nin bu yeni hamlesi İstanbul-Ankara arasında alevlenen yargı kavgasının yeni bir boyutu olarak değerlendiriliyor.
Gazeteci Tolga Şardan mahkeme ifadesinde, “Ben de bu prensiple Başsavcı Uçar’ın yargı sisteminde büyük yankı bulan iddialarının sonuçlarının ne olduğu ya da olacağını araştırdım. Kulislerden elde ettiğim bilgileri soruşturmaya konu olan yazıda da kaleme aldım. Tabii şunu söylemek istiyorum. Kulislerde benim yazdıklarımın çok daha fazla bilgi mevcut” dedi.
Başsavcı Uçar’ın dilekçesi hakkında savunmasına devam eden Şardan, “HSK’ya yine Anadolu’nun değişik köşelerinde görev yapan yargı mensupları tarafından ihbarlar yapılmaktadır. Ve HSK tarafından görevlendirilen müfettişler söz konusu iddialar çerçevesinde aralarında üst düzey yargı mensupları da olmak üzere birçok kişinin bilgi sahibi konumunda ifadelerini almışlardır” diye konuştu.