Yargıtay, Gezi kararını onadı: Kavala’ya müebbet, 4 kişiye 18 yıl, Yapıcı ve Altınay’a tahliye
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, FETÖ'nün 25 Aralık kumpas soruşturması hakkında kesin kararını verdi. İlk derece mahkemenin, aralarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan sanıkların da bulunduğu 65 sanığın cezaları onandı. Yargıtay, 25 Aralık'ın hükümete darbe girişimi olduğunu tescilledi.
Yargıtay’da terör davalarının incelemesini yapan 3. Ceza Dairesi, FETÖ’nün 25 Aralık soruşturması hakkında kesin kararını verdi. Yargıtay, 17 Aralık ve 25 Aralık sanıklarının eylemlerinin ve hizmet ettikleri amaçların benzer ve aynı olduğuna dikkat çekerek, sanıkların Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırma saikiyle hareket ettiklerini bildirdi.
Yargıtay, amaçlarının direnç oluşturduğunu kabul ettikleri kişi ve kurumları etkisizleştirmek ve ortadan kaldırmak, bu amaçla pek çok operasyon ve denemeden sonra operasyonlarını en büyük direnç noktası olarak gördükleri mevcut hükümete çevirdiklerini vurguladı.
Kararda, FETÖ/PDY terör örgütü tarafından yargı ve emniyetteki mensupları eliyle hükümeti yıkma kastı ile 25 Aralık darbe girişiminin uygulamaya konulduğu, 17 Aralık darbe girişiminin etkileri devam ederken kamuoyu nezdinde oluşturulan yolsuzluk algısını devam ettirmek amacıyla örgüt mensubu Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş tarafından ikinci operasyon için düğmeye basıldığı belirtildi.
Örgüt mensuplarınca emniyet ve yargıyı adeta silah şeklinde kullanarak hazırlanan ve operasyona dönüştürülen soruşturmada; 61’inci hükümetin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere hükümet üyeleri ve milletvekillerinin hedef şahıslarla yaptığı görüşmelerin tape haline getirildiği, böylelikle Başbakan ve 61’nci Hükümet üyelerinin belli bir organizasyon dahilinde rüşvet ve yolsuzluğa bulaştıkları, kamu ihalelerine fesat karıştırdıkları, El Kaide terör örgütüne yardım ettikleri yönünde ulusal ve uluslararası kamuoyu nezdinde aleyhte ve olumsuz algı oluşturulabilmek için sözde delil toplama biriktirme sürecine giriştikleri belirtildi.
Ayrıca, “ikinci dalga” olarak adlandırılan 25 Aralık darbe girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve Hükümetini itibarsızlaştırmak, soruşturmada şüpheli yapılan Yasin El Kadı üzerinden El-Kaide terör örgütüne yardım edildiği görüntüsü vererek uluslararası yargı organları nezdinde hukuki ve cezai sorumluluk altına sokmak için sözde soruşturma işlemleri gerçekleştirildiğine dikkat çekildi.
Delil olarak dosyaya giren bir gizli tanığın ifadeleri ise dikkat çekici. Gizli tanık, dinlemelerde suç unsuru bulunmasına rağmen örgütün istemediği kişiler hakkındaki konuşmasını tape yaptırmadığını söyledi.
Gizli tanık Fatih, soruşturmada Emniyet bir kişiyi dinlemek istediği zaman suçu olsun olmasın, dinleme kararı alabildiklerini, Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’tan gece vakti bile dinleme talebi alabildiklerini belirtti. Ayrıca, telefon numaralarında suç unsuru olan bir konuşma varmış gibi bir rapor tuttuklarını kaydetti.
Gizli tanık, dinlenilen kişilerin Başbakan ve Bakanlar olduğunu, bunun sıkıntı olabileceğini üstlerine söylendiğinde kendisine “korkma böyle bir dosyada çalışmak herkese nasip olmaz, bu dosya bunları götürür bir sıkıntı yok” dediğini kaydetti.
Kararda, soruşturmayı hazırlayan görevlilerin kanuni sebeplerle değil de, kendilerini yönlendiren örgüt imamlarının talimatıyla hareket ettiklerine de dikkat çekildi.
Emniyet Müdür Yardımcısı Hamza Tosun’un 17 Aralık 2013 tarihinde örgüt lideri Fetullah Gülen’in yardımcısı Sinan Dursun ile telefon görüşmesi yaptığı, bu görüşmenin ardından dinleme işlemlerine son verilmesinin kıtalar ötesinden bir talimat alındığını, “spark” adlı program üzerinden yapılan konuşmaların bunu destekler nitelikte olduğu kaydedildi.
Kolluk görevlileri Hüseyin Tokgöz ve Murat Kaya arasında geçen “spark” konuşmalarında, her ihtimale karşı tarihsiz bir fezleke düzenleyerek savcıya sunacakları, yurt dışından gelecek olan abi diye tabir edelin birinden bahsettiklerine dikkat çekildi.
Kararda, Mali Şubenin fezleke yazımının soruşturma özelinde ayrı bir odada gizlilik içerisinde yapıldığına da dikkat çekildi.
17-25 Aralık kumpas soruşturmasında dinlemelerde görev alan bir gizli tanığın beyanında ise, Mehmet Fatih Yiğit’in fezleke yazımı sırasında Hüseyin Korkmaz’a “Ben dönemin Başbakan’ı yazıyorum” dediğinde Hüseyin’in bunu memnuniyetle karşıladığını ve onayladığını söyledi.
Yargıtay, FETÖ’nün hükümeti devirmeye yönelik yaptığı bütün kumpas soruşturmalarını anlattığı gerekçeli kararda, 17/25 Aralık operasyonunun nasıl yapıldığına dair bütün detaylara yer verdi. Yargıtay, eski emniyet müdürleri Yakup Saygılı, Yasin Topçu, Kazım Aksoy, Mehmet Akif Üner, Mustafa Demirhan, Arif İbiş, İsmail Arpacı, Mehmet Fatih Yiğit’in, Mehmet Habib Kunt ve İbrahim Şener hakkında Türkiye Cumhuriyeti Hükumetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçundan verilen cezaları onadı.