Kupa Voley’de grup aşaması sona erdi: Beşiktaş çeyrek finalde
Gayrettepe'de eskiden adı Discorium olan Masquerade adlı gece kulübünde tadilat sırasında çıkan yangında 29 kişi birden öldü. Gece kulübüne 2006'da itfaiye olumsuz görüş vermiş. 2018'deki son ruhsatta itfaiye görüşü bile istenmemiş.
İstanbul Gayrettepe’deki ünlü eğlence mekanı Masquerade Club her ramazan olduğu gibi bu yıl da Ramazan ayında kapılarını bir ay süreyle kapatmıştı. Bu sürede de mekanın içinde tadilata başlandı. İki bin kişinin içeride eğlenebileceği kadar geniş bir alana sahip olan gece kulübünde ses ve yalıtımla ilgili tadilat başladı. Tadilatın sonlarına gelinmişti artık.
2 Nisan günü bazı çalışanlar ve işçiler yine içerde tadilatı sürdürdü. DJ’ler ses yalıtımı olup olmadığını denetliyor, ustalar yalıtım malzemesini yerleştiriyordu. Öğle saatinde kaynak tüpünün patlamasıyla elyaf yalıtım malzemesi alev topu gibi bir anda mekanın içini sardı. Üst kata çıkamayan çalışanlar malzeme girişi yapılan arka kapıya yöneldi. Ancak kapı kilitliydi. 29 kişi iki bin kişinin eğlendiği alanda alevin içinde mahsur kalmıştı.
İşin en kötü yanı bulunduğu alanda telefon çekmiyordu. Telefonla kimseye ulaşamadı. Alevler ve dumanlar içinde dakikalar süren bekleyiş çok acı sonlandı.
Kısa süre içinde itfaiye ekipleri gelerek yangını söndürme çalışmalarına başladı. Arka kapıyı açarak yangını söndürmeye çalıştı, söndürdüler de. Ancak içeride kaç kişi olduğu bilinmiyordu.
Peki ama normal şartlarda içinde bazen 1500-2000 kişinin bir arada eğlendiği bu gece kulübünde otomatik yangın söndürme sistemi yok muydu? En azından yangın çıkışı yok muydu? O 29 işçi yangından nasıl oldu da dışarı çıkamadı?
Bütün bu sorular faciadan sonra soruluyor.
Apartman inşa edilirken gece kulübünün olduğu iki kat, sinema salonu olarak yapılmıştı. Sonra burası uzun süre Kanal 6 adlı TV kanalının stüdyoları olarak kullanıldı. Ardından da gece kulübü oldu. Öğrenildiğine göre son kez buraya 2018 yılında gece kulübü olarak ruhsat verilmiş. Zaten sorun da tam burada.
Hürriyet gazetesinin haberine göre, daha önce sinema olan salona Beşiktaş Belediyesi 1987 yılında ‘diskotek’ olarak ruhsat vermişti. O ruhsatın verilmesi sırasında İstanbul Büyükşehir İtfaiyesi’nden mekanın yangın güvenliği konusunda bir rapor alınmadığı anlaşılıyor.
Mekan sahipleri 2006 yılında yeni bir işletme ruhsatı almak istedi. Bunun için Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü’nün raporu gerekiyordu. İtfaiye geldi, burada inceleme yaptı ve bir dizi olumsuzluk gördü. Bunun üzerine, tam nasıl olduğu bilinmiyor ama mekan sahipleri yeni ruhsat başvurularını geri çekti ve işlerine eski ruhsatlarıyla devam etti. Ama buranın yangın güvenliğinden sınıfta kaldığı 2006 yılında belli olmuştu.
2018’de mekan sahipleri bir kez daha Beşiktaş Belediyesi’ne başvurdu. Burayı ‘diskotek’ olmaktan çıkarıp ‘Eğlence yeri’ yapmak, böylece gece kapanma saatini daha ileri almak istiyorlardı. Belediye onlara bu ruhsatı verdi ama verirken İstanbul Büyükşehir İtfaiyesi’nden bir rapor istemedi. Böylece sabah 04.00’e kadar açık kalma imkanı elde eden gece kulübü bir yangın güvenliği denetiminden hiç geçmemiş oldu. O denetimsizliğin sonucu 29 kişi orada can verdi.
Burası sabahlara kadar yüksek sesle müzik çalınan bir kapalı mekan. Üst katları ise ev. O yüzden mekanın içinde neredeyse her metrekarede ses izolasyonu malzemesi var.
Polyesterden yapılma süngersi ve ses emici özelliği olan bu izolasyon malzemesi çok kolay tutuşabilen bir malzeme. O yüzden bunun üzerinin yanmaz özellikli bir başka malzeme ile kaplanması gerekiyor. Ama bu kaplamanın yapılmadığı veya en azından çok yetersiz kaldığı yangın sonrası görüntülerden anlaşılıyor. İtfaiye’nin uzman birimleri bu durumu gözledi.
Bu izolasyon malzemesi, gece kulübünün yegane giriş çıkış kapısına uzanan koridor boyunca da duvarları kaplıyor. Tadilat sırasında kaynak makinasından başlayan, bir süre işçiler tarafından yangın tüpleriyle söndürülmeye çalışılan yangın işte bu koridora sıçrayınca içerdekilerin kaderi çiziliyor.
Tek çıkış yolu alev alan işçiler arka tarafa kaçıyor. Bu koridor aynı zamanda içerideki yangını besleyen ana unsur; çünkü burası bir çeşit baca görevi görüyor, yangın buradan oksijen alıyor ve besleniyor.
Mekanda tek bir yangın çıkışı bile yok. Olan bir tane kapı da dışarıdan kilitli. Nitekim itfaiye mekana bu kapıyı kırarak girdi. Mekanda kaçılabilir yegane yer, eksi 2. katın arka bölümündeki yönetim ofisi. Burada minik bir pencere var. Ama pencereden çıkılmayı başarsa bile insanların 5 metre yükseklikten atlaması gerekiyor. Zaten içerde hayatını kaybeden 29 kişi bu odayı bulamamış bile.
İstanbul İtfaiyesi, yangın sonrası incelemesinde mekanda bir yangın söndürme düzeneği olduğunu gördü ama bu düzenek yangında çalışmamış, devreye girmemişti.
En önemlisi, içinde 2 bin kişinin eğlenebileceği büyüklükte olan, eski bir sinemadan bozma mekanın yangın çıkışlarının olmaması.
Bu denli güvensiz bir mekanın nasıl ruhsat sahibi olduğu ve işletilmeye devam ettiği, büyük bir denetim sorununu ortaya koyuyor.
Bu eğlence yeri 1987 yılında alınmış, 2006’da ruhsat alınmak istenmiş ama itfaiye olumsuz rapor verince vaz geçilmiş ve ilk ruhsattan 31 yıl sonra 2018’de ruhsat yenilenmiş. Son ruhsatta itfaiye görüşü yok bile yok ve 6 yıl önce alınan bu ruhsat hala geçerli kabul ediliyor. Şimdi belediye, ‘Tadilatı bizden ruhsat almadan yaptılar’ diyerek kendini temize çıkartmaya çalışıyor ama 2018’deki ruhsatın nasıl verildiği çok tartışmalı. Ayrıca her yıl denetim yapılıp yapılmadığı da belli değil.
Binlerce kişinin ışıklar içinde eğlendiği alan yangından sonra zifiri karanlığa gömülmüştü. İtfaiye ekipleri koca alanda ellerinde fener, insan aramaya başladı. Yangından harabeye dönen yerde ceset bulmak için köşe bucak arandı.
Arama saatlerce sürdü. Cesetlerin büyük çoğunluğu dumandan zehirlenerek hayatını kaybetmişti. Turuncu torbalarla gelen ambulanslarla Cemil Tugay Hastanesi’ne götürüldüler. Dışarıda hüzün ve acıyla bekleyen aileler içeriden çıkarılan torbalardaki cesetlerin kime ait olduğunu öğrenmek için adeta polislere yalvarıyordu. Cesedin kime ait olduğunu öğrenen aileler yıkılıyor, kendi yakını olmadığını öğrenen aileler bekleyişe umutla devam ediyordu.
İçeride gazdan boğularak ölenlerden biri kulübün DJ’i Mehmet Okumuş’tu. Normalde kulüp ramazanda kapalı olduğu için o da izinliydi. Ancak yeni DJ kabinleri yapılıyordu. Kulüp yöneticileri bu kabinlerin pahalı olduğunu, kendisinin de işin başında olmasını istedi ve Mehmet Okumuş kulübe geldi. Yangında dumandan zehirlenenlerden biri de Mehmet Okumuş’tu. Aile bayramdan sonra hukuki süreçleri başlatacağını söylemekten başka laf edemedi o acının ortasında.