33 yıldır şehrin caz hali: Akbank Caz Festivali
Türkiye'nin en uzun soluklu festivallerinden Akbank Caz Festivali sona erdi. Bu yıl 34. kez gerçekleşen festival 25 bini aşkın müzikseverlerle buluştu. 13 Ekim'de sona eren festivali direktörü Gözde Sivişoğlu değerlendirdi.
34. Akbank Caz Festivali sona erdi. 28 Eylül’de Kenan Doğulu’nun Müze Gazhane’deki performansıyla başlayan festival, iki hafta boyunca 25 bini aşkın müzikseveri 34 konserde ağırladı. Şehrin dört bir yanına yayılan festivalde 200’den fazla müzisyen sahnedeydi.
Grammy ödüllü cazcıları İstanbullu müzikseverlerle buluşturan 34. Akbank Caz Festivali farklı türlerde müzik üreten sanatçıları da sahneye taşıdı. Festivalin direktörü Gözde Sivişoğlu, artık şehirle özdeşleşen bu müzik buluşmasını değerlendirdi.
Festival direktörü Gözde Sivişoğlu, etkinliğin İstanbul’un kültür yaşantısına sunduğu katkı hakkında yaptığı açıklamada şunları söyledi: “Festivalimizin mottosu ‘Şehrin Caz Hali’ ve festival olarak şehre yayılmayı, kültürün getirdikleriyle şehri caz etkisine almayı çok önemsiyoruz. Ayrıca, Akbank Caz Festivali’nin İstanbul’un müzik kültüründe oldukça önemli bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. Üreten ve yaratan alanları, mekanları, sanatçıları desteklemeyi, paylaşım alanları yaratmayı çok önemsiyoruz”
Festivallerin sürdürülebilirliğinin önemine vurgu yapan Gözde Sivişoğlu “Bana göre her şeyin temelinde merak ve yenilik heyecanı var. Bu heyecanı da festivalimize her yıl yeni içerikler, deneyimler ve mekanlar ekleyerek büyütmeye çalışıyoruz. 34 yıldır birlikte çalıştığımız sanatçılarımız, seyircilerimiz, paydaşlarımız ve mekanlarımız da bu sürdürebilirliğin en büyük destekçisi oluyor” dedi.
Gelinen noktada Akbank Caz Festivali’nin yurtdışındaki bilinirliğinin de yüksek seviyelerde olduğunu söyleyen Gözde Sivişoğlu “Festivalimizin yurt dışındaki bilinirliği oldukça yüksek ve takip edilir boyutta. Festival olarak uzun yıllardır Europe Jazz Network üyesiyiz. Yabancı müzisyenler İstanbul’a ve festivale gelmeyi çok arzuluyor. İstanbul, Türk yemekleri ve en önemlisi seyircimize bayılıyorlar. Tüm sanatçılarımız oldukça heyecanlı oluyor. Daha gelmeden araştırıp Türkiye’deki müzik sahnesine hakim oluyor. Sahnelerimizde izleyicilerimizle birlikte olmaktan çok keyif alıyorlar” dedi.
Festival direktörü Gözde Sivişoğlu bu durumu yaşanmış bir olayla anlattı: “Bu sene festivalimizde yer alan Takuya Kuroda oldukça uzun süre İstanbul’da kaldı, festival mekanlarımızdan Bova’da kendisi bir jam session düzenledi. Festivalimizin son konserini gerçekleştiren Antonio Sanchez ve Aydın Esen de konser bitiminde Bova’da onları dinlemeye, onlara eşlik etmeye gitti. Mekanda birçok müzisyen vardı… Bu birlikteliği isteseniz sağlayamazsınız. Bu tür etkileşimler sanatçıların heyecanından, festivale ve İstanbul sahnesine hayranlıklarından dolayı organik oluşuyor. Şahane bir geceydi”
34 konsere ev sahipliği yapan festivalin şehrin farklı semtlere yayıldığını hatırlatan Gözde Sivişoğlu, bu noktadaki hedeflerini şu sözlerle anlattı: “Şehrin bize ne söylediğine dikkat ediyoruz, şehrin dinamiklerine, değişimine ayak uydurmaya çalışıyoruz. Programı oluştururken yenilikçi ve çeşitliği korumaya çok dikkat ediyoruz. Her sene “Festivalimizin kimliğini korurken, bu sene farklı neler yapabiliriz, festivale neler ekleyebiliriz?” diye soruyoruz ekip olarak. Bu soruyu mekana indirgediğinizde bir mekana girdiğinizde kulağınıza üflediği müziği iyi duymak gerekiyor. Mekan size ne anlatıyor iyi duymak gerekiyor, hayal etmek gerekiyor. Bir programı oluştururken mekan-müzik birlikteliği ve dengesi oldukça önemli konulardan biri. Bizler de buna uygun içerikler üretmeye çalışıyoruz”