The Rolling Stones yeni albümlerini gazeteye verilen şifreli bir ilanla duyurdu
Doksanlı yılların unutulmaz ismi Sinead O'Connor 56 yaşında hayata veda etti. 'Nothing Compares 2 U' şarkısıyla koca bir döneme damga vuran O'Connor, inişli çıkışlı yaşamında İrlanda'nın dünyaya mâl olmuş en önemli yıldızlarından biri olmayı başardı.
Kısacık saçları, büyüleyici sesi ve yakın plan kameranın çekimiyle hafızalara kazınan o görüntü… Sinead O’Connor bir kuşağın belleğinde böyle yer etmişti. 56 yaşındaki İrlandalı o efsane ses ne yazık ki artık aramızda yok. Artık aramızda olmayan bir diğer efsane Prince’in şarkısı ‘Nothing Compares 2 U’ yorumluyla unutulmazlar arasına giren müzisyen 56 yaşında hayatını kaybetti.
İrlandalı müzisyenin ölüm haberi, dün akşam saatlerinde ailesi tarafından yapılan bir açıklamayla dünyaya duyuruldu. 56 yaşında hayatını kaybeden müzisyenin ölüm sebebi açıklanmazken açıklamada ailenin duyduğu üzüntü de dile getirildi. 8 Aralık 1966 yılında İrlanda’nın başkenti Dublin’de dünyaya gelen Sinead O’Connor, müzikal kariyeri boyunca farklı tarzı ve duruşuyla dikkat çekti. İrlanda için adeta milli bir simgeye dönüşen müzisyenin vefat haberi sonrası ülkenin Cumhurbaşkanı Michael D. Higgins de bir taziye mesajı yayınladı. Cumhurbaşkanı Higgins, twitter2da yayınlanan mesajında “İrlanda, son dönemlerin en büyük ve en yetenekli bestecilerinden, şarkı yazarlarından ve yorumcularından birini kaybetti” dedi.
Adını İrlanda bağımsızlığının önderlerinden Eamon de Valera’nın eşindan alan Sinead O’Connor, çok da hoş olmayan bir çocukluk geçirmişti. Anne ve babasının boşanması sonrası annesinden şiddet gören müzisyen, travmalara neden bu olay sonrası babasıyla yaşamaya başlamıştı. 1980’li yılların başından itibaren müzik dünyasına adım atan sanatçı, Barbra Streisand’ın ‘Evergreen’ şarkısına getirdiği yorumla dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştı. Bu dönemde annesinden göremediği şefkatin aksine babasının desteğini sürekli yanında hisseden müzisyen, eğitim hayatını da bu sayede doğru adımlarla şekillendirebildi.
Babasının teşvikleriyle Dublin’deki bir müzik okulunda eğitim görmeye başlayan Sinead O’Connor’un ne denli büyük bir yıldız olacağından dünya şimdilik habersizdi. Gerçi 1980’lerde yine Dublin’den yükselen bir ses dünyayı kasıp kavurmaya çoktan başlamıştı bile. Evet, ta kendisi, Bono ve U2’dan bahsediyoruz. Chris de Burgh ve Bob Geldof’u söylemeye bile gerek yok zaten.
İrlanda adasında yaşanan gerilimli yıllar adanın iki ayrı ülkeye ayrılmasıyla daha da körüklenmişti. Büyük Britanya’dan bağımsızlığını ilân eden İrlanda Cumhuriyeti ve imparatorluğun bir parçası olarak kalmayı sürdüren Kuzey İrlanda’da yaşanan gelişmeler bu güzel adanın dünya haberlerinde hep savaş ve şiddetle yan yana anılmasına neden oluyordu. Ancak bu durum 1980’li yıllardan itibaren değişmeye başlamıştı. Bu değişimden müzik ve müzisyenler de olumlu manada etkilenecekti. Bunlardan biri de kuşkusuz ilk gençlik yıllarını Dublin’de geçiren Sinead O’Connor da olacaktı.
1984 yılında kurduğu Ton Ton Macoute adlı grubuyle Sinead O’Connor, bu bol yağışlı güzel ülkenin müziğine katkı sunmak için dev bir adım atmış oldu. Henüz 18 yaşındayken kuruduğu grubuyla Dublin’in barlarında adını duyurmaya başlayan müzisyen için tam her şey yolunda giderken 1985’te annesini bir trafik kazasında kaybeder. Geçmişte annesiyle kötü anıları olsa da bu kayıp sanatçıda büyük izler bırakır. Dublin’deki performanslarını bırakan müzisyen için yeni bir başlangıç zamanı gelmişti. Bunun için de en ideal şehir tabii ki dünyanın müzik başkentlerinden biri olan Londra’dan başkası değildir.
Sinead O’Connor, bu dönemde ilk evliliğini de kendisi gibi müzisyen olan John Reynolds ile yapar. 1987 yılında, ilk çocuğu Jake dünyaya gelir. 1989 yılında yaptırdığı bir kürtaj sonrası ise ‘My Special Child’ isimli dokunaklı bir şarkı kaleme almıştı. Dört kez evlenen müzisyenin dört çocuğu dünyaya gelecekti. Aşk hayatındaki istikrarsızlık bir yana Londra, sanatçının hayatındaki en önemli kırılma noktalarından birine ev sahipliği yapacaktı. Burada müziğin efsane ismi Bob Dylan’dan hemşehrisi Bono’ya kadar çok sayıda isimle çalışma fırsatı yakalayan Sinead O’Connor, en büyük kırılamayı Prince’in bir şarkısyla yaşayacaktır. Dönemin efsane ismi Prince, ‘Nothing Compares 2 U’ şarkısı için yeni bir düzenleme arayışındaydı. Belki de içine sinmeyen bir şey ya da bir tamamlanmamışlık duygusu vardı. 1990 yılında O’Connor’un yeniden yorumladığı şarkı adeta dünyayı kasıp kavurdu.
Sadece bir yıla değil tüm 90’lı yıllara damga vuran, ‘Nothing Compares 2 U’ klibiyle de hafızalara kazınan Sinead O’Connor doğal olarak bu dönemde çok sayıda ödüle de lâyık görülmüştü. Bunlardan biri de Grammy idi. Kazandığı bu ödülü reddeden sanatçı bu dönem politik duruşuyla da gündemde yer edinmeyi başarmıştı. Ülkesinin içinde bulunduğu durumdan ötürü müdür bilinmez, O’Connor toplumsal olaylarda duruşunu göstermekten yana hiçbir çekince taşımadı. Kadın hakları ve çocuk istismarı konusunda oldukça duyarlı bir tavır sergileyen müzisyen, Vatikan’da patlak veren bir skandal sonrası tepkisiyle dikkat çekmişti.
Vatikan’daki çocuk istismarı skandalında Papa 2. Jean Paul’ün sessiz kalmasını eleştiren müzisyen katıldığı bir televizyon programında Papa’nın fotoğrafını yırtmıştı. Ulusal kimliğinde Katolik inancının önemli bir yer tuttuğu İrlanda’da da doğup büyüyen İrlandalı bir müzisyenin bu tavrı tüm dünyada büyük yankı uyandırır. Sanatçı aleyhine düzenlenen gösterilerirde albümleri yakılır. Bu olayı üzerinden uzun yıllar geçtikten sonra bir röportajda kendisine yöneltilen soruyu yanıtlayan O’Connor, yaptığı hareketten ötürü pişmanlık duymadığını belirtir.
Bu olay sonrası Sinead O’Connor, müzikal kimliğinin yanı sıra öngörülemez hareketleri ve politik çıkışlarıyla da dünya basınının ilgisini daha da fazla çekmeye başlamıştı. Aynı dönemde ikinci evliliğini yapmıştı. Aşktan yana hayatı pek de istediği gibi gitmiyordu yine de. Bu yıllar aşk hayatındaki tüm inişli çıkışla gelişmelere rağmen sanatçının üretkenliğine de devam ettiği bir dönemdi. İrlandalı müzisyen yeni binyılda da albüm yapıyordu. 2002 yılında yayınladığı ve İrlanda halk ezgilerinin ağırlığının hissedildiği albümü ‘Sean-Nós Nua’, sanatçının görmeyi umduğu ilginin uzağında kalır. Kendisi açısından bir hayal kırıklığı yaratan bu olay sonrası müziği bıraktığını açıklayan O’Connor, 2005’e geldiğimizde bu tutkusundan daha fazla ayrı kalamayacağını görür.
Ancak aradan geçen yıllarda o 90’lı yıllarda yakaladığı atılımı bir türlü tekrar edemez. Bu da Sinead O’Connor’ın hayatına olumsuz etkiler bırakmaya başlar. 2018 yılına gelindiğinde İrlandalı müzisyen twitter hesabından yaptığı bir paylaşımla İslamiyet’i seçtiğini açıkladı. Adını Şuheda Sadakat olarak değiştiren, sanatçı bu süreçte sahneden uzak kalmadı. 10 Ocak 2022’de ilk çocuğu Jake’in ölümü müzisyende derin bir acıya neden olur. Bu trajik kayıp sonrası müzisyen daha içine kapanık bir hayat yaşamaya başlar. Bu süreçte sanatçının tedavi gördüğü de basında yer alan haberler arasındaydı.
Dün akşam saatlerinde hayatını kaybeden bu özel sesin ölüm nedeni şimdilik açıklanmadı. Hayatı boyunca yakaladığı başarıların yanında yaşadığı derin üzüntüler de ruhunda derin izler bırakan Sinead O’Connor, hafızalara kazınan sesi ve şarkılarıyla müzik tarihine adını yazdırdı. 14 Temmuz 2007’de İstanbul’da da konser veren sanatçının cenaze törenine dair ayrıntılar henüz açıklanmadı. 2018 yılında Müslüman olan O’Connor’ın cenaze töreni ve şayet varsa vasiyetine dair detaylar merak konusu.