Bahar: İntikam ve meslek hırsı bahane, bencillik şahane
10Haber Dizicinin Rehberi’ne FOX TV’nin yeni dizisi ‘Kızıl Goncalar’ı da ekliyor. Özgü Namal ve Özcan Deniz’in rol aldığı tarikat mensuplarıyla sekülerlerin kesişen hayatlarını anlatan dizi dün ekranlara gelen ilk bölümüyle övgü topladı.
‘Kızılcık Şerbeti’ gibi ‘Kızıl Goncalar’ın da yapım şirketi Gold Film ve yapımcısı Faruk Turgut. Mütedeyyin-seküler mahallelerin karşılaşmasının işlendiği dizi günümüzde geçiyor ve sanılanın aksine ana temayı 28 Şubat oluşturmuyor. Ancak Özcan Deniz’in canlandırdığı ana karakter Doktor Levent’in babasının ‘28 Şubatçı’ olduğu vurgusu yapıldı ve bunun nüvelerini göreceğiz gibi.
Diğer ana karakter Meryem’i Özgü Namal canlandırıyor. Meryem İstanbul’a göçmelerinin nedenini memleketlerinde yaşadıkları deprem sansa da eşi, kızını üyesi olduğu Faniler adlı tarikata gelin vermek için çoktan anlaşma yapmış.
Faniler’i tanıdığımız sahnenin kimine göre ruhaniliği, kimine göre kasveti epey etkileyiciydi. Dizinin yönetmeninin Ömür Atay olduğunu da not etmiş olalım. Zikir çektikleri sahne ‘Takva’nın meşhur sahnesini canlandırdı gözümüzde.
https://youtu.be/t3ryH-p20pA?si=5MejLR8KN99UXM-X
Faniler’in ‘efendi hazretleri’yle tanışamadık, ama Hoca Sadi (Erkan Avcı) tarikatta oldukça nüfuzlu biri. Yeğeni Cüneyd (Mert Yazıcıoğlu) ise kendi halinde etkileyiciliği olan derin bir genç. (Tetikleyici uyarısı) Cüneyd ‘kötülere’, spesifik olarak cinsel istismarcılara ceza vermekle ilahi olarak görevlendirildiğini düşünüyor. Cüneyd’in psikiyatra görünmesi gerekince amcası Hoca Sadi “Bizim çevre duysa ne der?” derdine düşüp onu kendi seçtiği doktora, seküler doktorumuz Levent’e (Özcan Deniz) götürünce kesişim başlıyor. Denize düşen yılana sarılırmış hoca efendi.
Doktor Levent’in Atatürk sahnesi çok konuşuldu. Sahnede Türkiye’nin önemli sorunlarından olan doktorların çalışma şartlarına değinildi. Doktor Levent asistan meslektaşına şartlar ne zaman ağırlaşsa Atatürk’ün mücadelesini hatırlamak gerektiğini öğütledi.
Meryem’in (Özgü Namal) şimdiki kızı dışında geçmişte ölü doğdu sanılıp hastanede bırakılan bir kızı daha var. Bu bebeğin aslında ölmediğini, Doktor Levent ve eşinin zamanında ona sahip çıktığını öğrendik. Bu kısımlar Yeşilçam koksa da nazar boncuğu olsun. Bölümü hem ikiz kardeşlerin, hem Meryem’le Levent’in karşılaşmasıyla bitirdik.
* Özgü Namal’ı epey özlemişiz! Namal hem oyunculuğuyla hem de tektipleşen yüzler arasında dikkat çeken ‘kendiliğiyle’ çok konuşuldu. Tarikat hocası Sadi’yi canlandıran Erkan Avcı rolüne çok yakıştırıldı. Mert Yazıcıoğlu’nun Cüneyd’inden ‘Aşk 101’ Sinan havası aldığımız için bu rolün de hakkını vereceğine eminiz.
* Yapımcıları aynı, isim ve konuları benzer olduğundan dizi sosyal medyada şimdiden ‘Kızılcık Şerbeti’nin karanlık versiyonu olarak geçmeye başladı. ‘Kızılcık Şerbeti’nde siyasal İslam’ın ana akım kliğiyle deneme yapılmış da ‘Kızıl Goncalar’da daha az göz önünde olan ama daha ağır bir klik ele alınarak gaza basılmış gibi.
* Başhekimin tarikat hocası Sadi’yi ağırladığı sahne günümüzle ilgili çok şey anlatıyor; biz falanca ülkeye benzettik. O ülkenin son dönemlerinde öne çıkan spesifik bir tarikat sağlık birimlerinde kök salmış. O ülkede ihalelere müdahale ediliyor. Soruşturmaların başlamadan kapatılmasından da anlıyoruz ki orada adalet ve hukuk da lekeli.
* Seküler Levent karakteriyle ‘Bir Başkadır’da düşülen hataya düşülmüş ve oldukça zengin bir seküler tablosu çizilmiş. Bunlar hangi ülkenin sekülerleri ve yeşil sermayeye ne yaptılar; bir arkadaşımız soruyor da.
* Dizide çağımızın hastalığı olan kolay yoldan para kazanmak, bir sertifikayla uzmanlık taslamak, girişimcilik güzellemesi, kişisel gelişim adı altında umut tacirliği de eleştirildi. Umuyoruz ki buna benzer tespitler/göndermeler devam eder.
* Meryem’in dürüst ve esnek kişiliğinin aksine eşinin ikiyüzlü ve katı kişiliği sembol niteliğinde. Meryem hak yememek için işinden olmayı göze alan dürüst mütedeyyinlerin temsilcisiyken eşi Naim (Mert Turak) Meryem’i dövüp helallik alan, tarikat şeyhine yakın olabilmek için her şeyi yapabilecek bir din ‘kullanıcısı’.
* Dizideki farklı kesimlerin ortak noktası başarı kaygısı, okula gönderilmemek, travmalar derken her kesimin gençlerin ayrı yerlerinden yaralanması.
* Çocuk istismar eden birinin kendini “Ben hastayım” diye savunmasına karşılık Cüneyd’in içimizi parçalayan haklı isyanını alıntılamazsak olmaz: “Artık her kötülük hastalık oldu. (…) Herkes hasta. Kim kötü peki, nereye gitti kötülük?”
https://youtu.be/fYJxNnm36uM?si=drDr_GsvtoOxOu_K
* Doktor-hasta çatışmasına değinilen sahne beğeni toplasa da sorumluluğu salt doktora yükleyen bakış açısı biraz kolaya kaçmak. İşine gelince (tıpkı dizideki gibi) kula kulluk eden insanların işine gelmeyen durum ve kurumlarda canavar kesildiğini biliyoruz.
* Dizide iki uç dışında ‘yetmez ama evetçi’lere de değinilmesi ve o kesime dair bazı sahnelerin gelme ihtimali kurgu sağlamlığı açısından yerinde olmuş.
* Bazı izleyicilerin diziye yönelik endişe unsurlarından biri tanıtıldığından beri “yine İslam’ı kötülüyorlar” idi. Eleştiri odağında İslam’ın mı yoksa İslam temsillerinin mi olduğu ayırdına bu kızgın yorumlarda varılamamış belli ki, yanı sıra ülkenin tarikat gerçekliğini farklı şekilde algılıyoruz herhalde demekle yetinelim.
* Fakat herkesin aklında şu soru var: Neden böyle diziler, neden bu dönemde? ‘Kızılcık Şerbeti’ ilk bölümlerinde her iki mahalleyi karikatürize temsil etmesiyle kutuplaşmaya hizmet etmekle suçlanmıştı. Dizi sonradan daha kapsayıcı bir tona evrildi. ‘Ömer’de bu kaygı pek yaşanmadı, zira başından beri kendi halinde mütedeyyinler ve inançlı sekülerler vardı. Keza dizi İsrail yapımı ‘Shtisel’den uyarlama. Yine de bu çizgide üçüncü bir dizinin gelme sebebi merak uyandırıyor. En basit gerekçe olarak ‘Kızılcık Şerbeti’ ve ‘Ömer’ tutunca temanın sündürmesi gösteriliyor. Diğer sebep yeniden körüklenmeye çalışılan bir şeyler olabileceği yönünde. Bunlar varsayım olarak kalacak, bizler kurguya dair çıkarımlarımızı yapmakla yetineceğiz.
Künye
Yayın mecrası: FOX TV
Yapım: Gold Film
Yapımcı: Faruk Turgut
Yönetmen: Ömür Atay
Senaryo: Şükrü Necati Şahin
Müzik: Ender Gündüzlü, Metin Arıgül, Can Sanıbelli
Oyuncular: Özgü Namal, Özcan Deniz, Mert Yazıcıoğlu, Erkan Avcı, Hazal Türesan, Mert Turak, Selen Öztürk, Şerif Erol, Duygu Sarışın, Sitare Akbaş, Tuğrul Tülek, Yakup Turğut, Mina Demirtaş, Esma Yılmaz, Zehra Kelleci, Tuana Gizem Uzunlar, Mısra Tüfek, (konuk oyuncu) Hamdi Alkan