Fazıl Say’a İsviçre’den Filistin sansürü: Dört konseri iptal edildi
Fazıl Say yeni bestesini duyurdu. Geçen yıl Cumhuriyetin 100. yılı için bir marş ve bir senfoni besteleyen müzisyen bu kez Doğu ile Batı arasında dostluk köprüsü kurmayı amaçladığı 'Mozart ve Mevlana' adlı eserini tamamlamaya çalıştığını söyledi.
Yoğun konser programını sürdüren Fazıl Say sosyal medyadan yeni bestesini duyurdu. Doğu ile Batı arasında dostluk köprüleri kurmayı umduğunu belirten besteci, bir süredir eseri üzerinde çalıştığını söyledi. 40 günde 20 konserlik bir konser maratonu içerisinde olduğunu açıklayan piyanist bu süreçte yolculukla geçen zamanlarında da ‘Mozart ve Mevlana’ adını verdiği bestesine de vakit ayırdığını sözlerine ekledi.
“Derin felsefeler arayan, geleceği aydınlık bir dünya olan” sözleriyle yeni bestesini tanımlayan Fazıl Say yeni çalışması hakkında şimdilik başka bilgi paylaşmadı. Güncel siyaset hakkında da görüş dile getiren besteci 2023’teki Cumhurbaşkanlığı Seçimi sonrası “muhalefete verdiğim desteklerin bir faydası, bir anlamı olduğunu hissetmiyorum. Yıprandık sadece” dedi. Laiklik tartışmalarına da değinen müzisyen ‘Biz Türkiyeyiz, elbette laik kalacağız. Bu toplumun kimliğidir bu. Çoksesliliğidir” dedi.
Fazıl Say geçen sene Cumhuriyetin 100. yılı kapsamında 23 Nisan’da İzmir’de prömiyerini yapan bir marş bestelemişti. Marş müzik çevrelerinde bir süre tartışılmıştı. Marşın ardından piyanist Borusan İstanbul Filmaroni Orkestrası’nın sezon açılış konserinde ‘100 Yaşında Bir Çocuk’ senfonisinin dünya prömiyerini yapmıştı. Eser büyük beğeni toplayıp dakikalarca ayakta alkışlanmıştı.
Fazıl Say ‘100 Yaşında Bir Çocuk’ adlı senfonisini şu sözlerle anlatmıştı: “Bu senfoni bir kahramanlık eseri değil. Cumhuriyetin 100 yılını anlatıp bundan sonraki yüzyıllara mesaj vermek istiyoruz. Cumhuriyetimizin insanlarının yaşanmışlıkları iyisiyle kötüsüyle, aydınlık taraflarıyla karanlık taraflarıyla anlatılıyor. Bu ülkede dertler de var, büyük mutluluklar da. Kendim de bu 100 yılın neredeyse yarısını yaşadım. Eserde yaşadığımız gerçekçiliği belirli ses kümeleriyle anlatmak istedim.”