Borsa İstanbul iki ayda en yüksek getiri sağlayan borsa oldu
İngiliz Financial Times gazetesine göre Masumiyet Müzesi, dünyanın en iyi 60 müze evinden biri. Nobel Edebiyat ödüllü Orhan Pamuk’un aynı ismi taşıyan romanından yola çıkarak kurduğu Masumiyet Müzesi'nin ziyaretçilerin başını döndürdüğü yazıldı.
Paris’teki Victor Hugo’nun evi; Romantik Hayat Müzesi; Gustave Moreau Müzesi, Londra’daki Sigmund Freud Müzesi ve artık İstanbul’daki Masumiyet Müzesi.
Dünyanın dört bir yanındaki bu müzelerin bir ortak yanı var. İngiliz Financial Times gazetesine göre bu yapılar, dünyanın en iyi ev müzelerinden başlıcaları. Gazete haftalık ‘Ev/Yapı’ eki son sayısında Nobel Edebiyat ödüllü yazar Orhan Pamuk’un aynı ismi taşıyan romanından yola çıkarak kurduğu Masumiyet Müzesi’ne yer verdi. Hugo Cox imzalı yazıda müzde her şeyin göründüğünden başka bir şey olduğu, bu durumun da ziyaretçilerin “başını döndürdüğü” yazıldı.
2014 yılında Avrupa Müzeler Forumu tarafından yılın müzesi seçilen Masumiyet Müzesi şu sözlerle tasvir edildi:
“Müze binası, İstanbul’un Çukurcuma bölgesindeki iki dik Arnavut kaldırımlı caddenin kesiştiği yerde, bina üstünde fantastik bir şekilde beliriyor gibi görünüyor. Bir masal ortamını çağrıştıran çarpıcı bordo boyası sizi karşılıyor. Bu, hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığı bir ev için uygun bir ilk izlenim. Girişte bir yazı sizi karşılıyor: ‘Bu bina – 1975 ve 1999 yılları arasında Keskin ailesinin evi – 1999 ve 2012 yılları arasında müzeye dönüştürüldü.’ Ama Keskin Ailesi, müzeyle aynı adı taşıyan Nobel ödüllü Türk yazar ve müzenin yaratıcısı Orhan Pamuk’un hayal gücünden çağrılan Keskin ailesi…”
Yazı Pamuk’un “Müzeler için Mütevazi bir Manifesto”sundan bir alıntıyla bitiyor: “Müzelerin geleceği evlerimizin içindedir.”
Financial Times listesinde yer alan diğer 69 müzeden bazıları şunlar:
Gaudi’nin Barcelona’daki Casa Vicens’i, Dublin’deki Oscar Wilde’ın evi; Paul Cezanne’ın Fransa’da, Aix en Provence’daki stüdyosu, Venedik’teki Fortuny Müzesi, Paris’teki Le Corbusier’in evi, Elvis Presley’in Memphis’deki malikâne-müzesi, James Joyce’un ünlü romanı Ulysses’in başında anlatılan Dublin’deki Martello Kulesi, İspanya’da, doğum yeri Malaga şehrindeki Picasso müzesi, Norveçli bestekâr Edvard Grieg’in Bergen’deki evi; Amerikan caz sanatçısı Louis Armstrong için yapılan Armstorg Müzesi, Sicilya’daki, mozaikleriyle ünlü esrarengiz Villa Romana, Amerikalı ressam Georgia O’Keefe’nin New Mexico’daki evi, Monte Kristo’nun yazarı Alexandre Dumas’nın kendi roman kahramanının adını verdiği şato, mimar Frank Lloyd Wright’ın ev ve atölye müzesi, güney Londra’daki Charles Darwin Müzesi, Liverpool’da ancak rehberle gezilebilen Beatlesların her birinin çocukluk evi bu müzelerden bazıları.
Pamuk’un 2008 tarihli romanı, varlıklı bir insanı Kemal ile uzaktan akrabası Füsun’la arasındaki ilişkiyi anlatıyor. 1975 yılında başlayan hikâye, tekstil zengini Basmacı ailesinin okumuş 30 yaşındaki oğulları Kemal ile uzak akrabaları, yoksul Keskin ailesinin 18 yaşındaki kızı, tezgahtar Füsun arasındaki aşkı anlatıyor. Çift, eski eşyalar ve hatıralarla dolu tozlu odalarda buluşurlar. Füsun bir başkasıyla evlenince Kemal onu bugün müzeye çevrilmiş olan bu binada sekiz yıl ziyaret eder. Her gelişinde Füsun’u hatırlatan bir eşyayı alıp saklamaktadır. Bu eşyalar Masumiyet Müzesi’nin koleksiyonunu oluşturur.
Kitap New York Times tarafından “2009 Yılının En İyi Kitapları” listesinde yer almıştı.
Masumiyet Müzesi’nden bir hatırlatma daha. Pamuk’un 2012’de açılan Masumiyet Müzesi, bu sene ilk kez İstanbul dışına taşındı. Masumiyet Müzesi’ndeki vitrinlerinin birer benzerinden ve Pamuk’un yeni yaptığı yirmi kutu eserden oluşan bir sergi şu anda Dresden’deki Eski Ustalar Müzesi’nde sergileniyor. Bu gezici sergi daha sonra Münih-Lenbachhaus (Mayıs 2024), Prag-Dox (Kasım 2024), Paris Picasso Müzesi (Mayıs 2025) ve Lizbon’daki Gülbenkian Müzesi’ne (Ekim 2025) gidecek.