Uyuşturucu baronundan Timur Soykan’a dava: İncindim
Cumhuriyet'in 100. yıl kutlamaları ve coşkusu geçen yılla sınırlı kalmadı. Şair Haydar Ergülen de '100. Yıl Cumhuriyet Alfabesi'nde kendi merceğinden Cumhuriyet'in 100 yılına bakıyor. Kitap bir nevi geride bıraktığımız 100 yılın muhasebesi.
Cumhuriyet’in 100. yıl kutlamaları ve coşkusu geçen yılla sınırlı kalmadı. İkinci yüzyılının ilk günlerini yaşayan Türkiye Cumhuriyeti’nin coşkusu ve bugünlere nasıl geldiğini anlatan kitaplara bir yenisi eklendi. Şair Haydar Ergülen A’dan Z’ye Cumhuriyet’in 100 yılını kendi merceğinden anlatıyor.
Kırmızı Kedi Yayınevi’nin yayımladığı kitapta Ergülen okuru Ankara’dan İzmir’e, Ulus Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na uzanan bir yolculuğa çıkarıyor; Nazım Hikmet’i, Aşık Veysel’i, Zeki Müren’i anıyor. Ve “Zeki Müren yalnızca müziği, modayı ve sinemayı mı temsil ediyordu? Nazım Hikmet Cumhuriyet’e karşın mıdır yoksa karşıt mı? Türkiye’nin kalbi Ankara, meydanı Taksim’dir. Peki Ankara’nın Ulus Meydanı nedir?” gibi sorulara kendine has üslubuyla cevap veriyor.
‘100. Yıl Cumhuriyet Alfabesinde’ Ergülen Ankara’dan kalkan tramvayla yurt sathına uzanıyor; İzmir Fuarı’nda sahneyi yeniden kuruyor. Ulus Meydanı’ndan Taksim Meydanı’na simge meydanları ve burada yaşananları yazıyor, Bomonti Bira Fabrikası’na uğramayı ihmal etmiyor. Siyasetten gündelik hayata, sanattan yakın tarihin travmalarına yeni bir sözlük yaratıyor.
Şair Türkiye Cumhuriyet’nin nasıl kurulduğunu tarih kitaplarından aşina olduğumuz kitabi bilgilerle değil günahıyla sevabıyla ele alıyor, bir nevi geride bıraktığımız yüzyılın muhasebesini tutuyor. Kitabın sonunda da okuru ‘Cumhuriyet’in 100. Yılına 100. Sevinçli Cümle’ bölümü bekliyor. Cumhuriyet’in kültürel ve sosyal hayata etkilerini anlatan Ergülen bir de hatırlatıyor: “Cumhuriyet ilelebet payidar kalacaktır.”