Yıldız Sarayı ziyarete açılıyor! Tarihte ilk kez tamamı gezilebilecek
Sultan 2. Abdüllhamid'e ait olduğu düşünülen ve Kadıköy'deki bir evde bulunan robdöşambrın altı ay süren restorasyon çalışmaları İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsünde tamamlandı.
Kadıköy Moda’da bir ev boşaltılırken fark edilen bir robdöşambr mirasçılar tarafından önemli bir eser olabilir düşüncesiyle antikacıya iletildi. Eserin teslim edildiği antikacı robdöşambrın önemini fark ederek ünlü modacı Cemil İpekçi ile akademisyenlerin görüşüne başvurdu. Eser daha sonra koleksiyoner Şadiye Ulusoy tarafından analize gönderildi.
İstanbul Beylerbeyi Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü Taşınabilir Kültür Varlıkları Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvarına getirilen robdöşambrın madde tayini ve iplik analizleri Prof. Dr. Hülya Tezcan danışmanlığında Doç. Dr. Meral Özumay tarafından yapıldı. Çalışmaları altı ay devam eden eserde kullanılan malzeme ve boyar maddenin sentetik olduğu tespit edildi. Sonuçlar eser sahibi Ulusoy’a sunuldu.
Laboratuvar ekibinden konservatör Elif Sıla Mollaalioğlu yaptığı açıklamada robdöşambrla ilgili sürecin en önemli kısmının belgeleme aşaması olduğunu belirterek “Biz bu aşamaları, fotoğraflama, görsel analizler ve daha sonrasında mikroskobik analizler, hepsini birlikte değerlendirerek eseri bir sonraki aşamaya getirdik. altı ay gibi bir süreç içerisinde eserin tamamlanmasını sağladık” dedi.
Boyama Laboratuvarı yürütücüsü Benan Bayram da kurumda restorasyon ve konservasyon laboratuvarının dahilinde, doğal boyama laboratuvarında çalıştıklarını aktardı. Bayram şu bilgileri verdi:
“Burada eserler geldikten sonra bütün çalışmalar tamamlanıyor. Hatta analizleri de bittikten sonra gerekli tekstil eserlerde parça kayıpları, süzülmeler varsa tamamlanıyor. Biz buralarda genellikle ipek kullanıyoruz. Boyamasını doğal boyayla gerçekleştiriyoruz. Daha sonra arkadaşlarımız restorasyonu tamamlayarak eseri bütünlemeye gayret ediyor. Bu eserde de gerekli analiz yapıldıktan sonra doğal boyama üzerine çalışmalarımızı ve denemelerimizi yaptık. Denemeler neticesinde esere en uygun renk tonunu, yine doğal boyar maddelerle, kök boyayla neticeye ulaştık. İpek kumaş ve ipek iplik olmak üzere boyamalarımızı tamamladık. Daha sonra da arkadaşlarımız bu kumaş ve iplikle restorasyonu tamamladı.”
‘Abdülhamit için yurtdışında dikilmiş’
Olgunlaşma Enstitüsünde restorasyon bölümünde çalışan Kübra Kılınç ise çeşitli ipeklerle çalışmaları sürdürdüklerini dile getirerek “Doğal boyamadan gelen kumaşlar ilk önce Ödemiş ipeği yerleştirip puntolama tekniğiyle dikildi. Ondan sonra Lyon ipeğinin üstüne kaplanarak tekrardan eserimiz puntolama tekniğiyle dikilerek sağlamlaştırıldı. Prof. Dr. Hülya Tezcan’ın dediği gibi eser Abdülhamid’e özel, yurtdışında dikilmiş. Ona özel dikildiği ve kullanıldığı söyleniyor” dedi.