Haftanın oyunu: Öksüzler
Usta sanatçı Kenan Işık yıllarca oyunlar sahnelediği ve evi olarak gördüğü AKM'nin sahnesine son kez çıktı. Sahneyle bütünleşen bir hayat yaşayan Işık sahneden son yolculuğuna omuzlar üstünde uğurlandı.
AKM’nin sahnesinde Kenan Işık’ın naaşı duruyor. Türk bayrağına sarılmış. Kürsüde uzun yıllar birlikte çalıştığı dostu Ali Düşenkalkar var. “AKM evimizdi” diyor Düşenkalkar. Sonra da Kenan Işık ile AKM’de sahnelenen oyunlar için nasıl geceli gündüzlü prova yaptıklarını anlatıyor.
Kenan Işık bugün evinden uğurlandı işte. Uğurlamaya gelenler arasında Ankara Atatürk Lisesi’nden arkadaşı İlber Ortaylı da vardı. Ortaylı üzgündü, “Çok değerli bir sanatçıydı ama önce benim arkadaşımdı’ diyordu Işık’ı anlatırken. Zafer Algöz ön sıralara oturmuş dalıp gitmiş, uzun uzun bakıyor Kenan Işık’ın naaşına. Sonra da oyunculuğundan ziyade tiyatroda yönetmenliğinin ve oyun yazarlığının ne kadar iyi olduğunu anlatıyor yanındakilere.
Kültür Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Devlet Tiyatroları Genel Müdürü Tamer Karadağlı, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu sırayla giriş yapıyor AKM’ye. Kenan Işık’ın eşi Beril Işık, kardeşi Mehmet Cengiz Işık, çocukları Mehmet ve Ahmet Işık, gelini Burcu Akar ve torunu Doruk Işık cenaze sahibi olarak taziyeleri kabul ediyorlar. Aileye taziyelerini iletirken Bakan Ersoy ile başkan İmamoğlu karşılaşıyor, selamlaşıp tokalaşıyorlar. Sonra da kürsüye çıkıp Işık’ın ne kadar değerli bir sanatçı olduğunu anlatıyorlar.
Lakin herkes Işık’ın oğlu Mehmet Işık’ın konuşmasını can kulağıyla dinliyor. Ne de olsa bir evladın babasına veda konuşması bu. Işık “Babam, ömrü boyunca her şeyden çok, iyi, adaletli ve merhametliydi. Memleketinin insanını çok iyi tanımış, bir o kadar da sevmişti. Sanatını da hep memleketi ve insanı için icra etti. Sanatı vasıtası ile dünyayı olduğundan daha iyi bir yer olarak bırakmak için çalıştı. Kime sorarsanız sorun, bence bunu da başardı. Sadece bana değil, ülkenin bütün insanları için babalık görevini üstlendi” diyor.
Bir şey daha diyor oğul Işık: “Sahnelediği oyunlarda, Moliere olsun, Sofokles olsun, Shakespeare olsun, hepsini Anadolu’nun ruhu ile harmanlayarak insanımıza yol gösterdi. Sanatının ve kişiliğinin zenginliği, samimiyeti ve sahiciliğiyle bütün memleketimizin gönlü oldu. Hayatının en büyük tutkusu olan sanatı ile hem ailesine bakma fırsatı buldu hem de ülkesinin insanına fayda sağladı.”
Bu cümlesinden sonra aklıma Kenan Işık’ın Açık Radyo’ya çıktığında yaptığı bir tespit aklıma geliyor: “Sanat artık sanat olmaktan neredeyse çıktı. Sanat artık belli mevcut postmodern, liberal ekonomik anlayışın misyonu haline dönüştü, bir iş kolu haline dönüştü. Yani çok para getiren bir iş kolu, bugün de görüyoruz.”
Kenan Işık ve kuşağı sanatı insanı anlamanın yolu olarak gördüler, sanatın toplumu dönüştürücü gücüne inandılar ve bu uğurda büyük bir çaba harcadılar. AKM’nin sahnesinde Kenan Işık’ın naaşının arkasında onun oynadığı oyunlardan görüntüler dönüyor. Bu oyunlar işte bu çabanın somut ürünleri. Lakin bu uzun süren çabasında Kenan Işık hiçbir zaman zerafetinden, kibarlığından, beyefendiliğinden ve insanlığından da ödün vermedi. Sanat yolculuğundaki mücadelesi bir yana konuşanların onun insanı merkeze alan hayat görüşüne de vurgu yapması bu yüzdendi.
Hrant Dink öldürüldüğünde okuduğu ‘Hemşerim!’ şiiri geliyor aklıma: “Aynı halayla oynadık omuz omuza/ Ne çare, omuzlarımız ayrıldı; ama türküler ayrılmadı / Aynı türkü, Erivan’daki aynı Malatya’da da söylendi, söyleniyor / Çünkü iki ayrı ağacın, aynı toprakta birbirine dolanmış kökleriyiz biz”
Sonra gözüm akranı ve kuşakdaşı Tuğrul Çetiner’e takılıyor. Arkadaşıyla son kez vedalaşmak için sahneye çıkıyor. Tabutunun başında saygıyla eğiliyor.
Saygı salondaki en baskın davranış hali. Herkesin Işık’a büyük bir saygısı var. Böylesi bir saygı hali çok da günümüzde karşılaşmadığımız bir durum. Büyük bir saygı ve bu istekle Kenan Işık’ın tabutunu sırtlıyor sevenleri AKM’den, evinden uğurlanıyor Kenan Işık. Yarın Ankara Ahmet Hamdi Akseki Camii’nde öğle namazını müteakip kılınacak cenaze namazının ardından Karşıyaka Mezarlığı’na defnedilecek. Sonrası mı gönüllerde yaşamaya devam edecek!