Müzik Radarı’nda bu hafta: 2024’te 50. yılını kutlayan albümler
'Göçler' sergisi yıllar önce 'Kürtleri evsiz gösteriyor' diye engellenen usta fotoğrafçı Salgado'nun 'Genesis' sergisi eylülde Türkiye'de açılacak. Hem de bakanlık desteğiyle!
1990’larda belgesel fotoğrafçılık ölüyor mu tartışmaları yapılırken Brezilyalı fotoğrafçı Sebastiao Salgado’nun dünyanın çeşitli yerlerinde çektiği fotoğraflardan oluşan ‘İşçiler’ adlı fotoğraf albümü çıkmıştı. Fotoğrafın gücünün, insanlar üzerindeki etkisinin sapasağlam olduğunu ispatladığı anıtsal bir işti ve tartışmalara noktayı koymuştu. Ama bu sefer de küreselleşmenin, dünyada gelir dağılımı adaletsizliklerini görmek, daha doğrusu gerçekle yüzleşmek istemeyenler hedef tahtasına koymuştu Salgado’yu. Salgado ‘Acıyı estetize etmekle’ eleştiriliyordu.
Özellikle Fransa’dan dünyaya yayılan bu eleştiri etkili gazete sütunlarında sık sık dillendirilmeye başlayınca yine bir Fransız olan, belgesel fotoğrafın duayeni Henri Cartier-Bresson ortaya çıktı. ‘Utandım’ başlıklı kısa ve öz bir yazı yazıp Salgado’nun fotoğraflarındaki soyluluktan bahsetti ve asıl hedefin belgesel fotoğraf olduğunu anlatarak meslektaşına sahip çıktı. Salgado da hepsi birer anıtsal bir çalışma olan sonraki işlerinde Bresson’un kendisine sahip çıkmasını haklı gösterecek kadar vicdanlı bir fotoğrafçı olduğu gösterdi.
Aslında Sebastiao Salgado’yu ABD eski başkanı Ronald Reagan’ın suikastını fotoğraflayan fotoğrafçı olarak da anabilirdik. Ama o böyle anılmak istemedi. Bunun için bugün Salgado deyince en son hatırlanan işlerinden biridir o suikastın fotoğrafları.
Her çalışmasında insanlığın temel sorunlarından birini ele alıyor, sade ama çok etkili kadrajlarıyla insanlığın yüzüne gerçekleri bir bir fırlatıyordu. ‘Diğer Amerikalılar’, ‘Toprak’, ‘Göçler’, ‘Çocuklar’, ‘Afrika’, ‘Genesis’ gibi fotoğraf projeleriyle küresel dünyada, görmezden gelinen ne insan varsa onları baş köşeye oturtup ‘işte gerçek, yüzleşin’ demeye getiriyordu.
Bugün 80 yaşında. Güney ülkesi Brezilya’dan geldiği, iyi bir iktisat eğitimi aldığı ve ekonomik işleyişi iyi bildiği, ülkesinden kaçıp uzun yıllar sürgünde yaşamak zorunda kaldığı için olsa gerek sistemin dışındakilere odaklandı hep. Ve bize bilinen dünyada görmezden gelinenlerin yüzünü gösterdi.
Aslında kolay bir hayat sürdüğü söylenemez. Çiftlik sahibi bir babanın oğlu olarak çocukluk dönemi devasa ormanların içinde geçse de 1964’te Brezilya’daki askeri darbe sonrası siyasi görüşleri nedeniyle istihbarat örgütünün mimlediği adamlardan biri oldu. 21 yaşında evlendiği eşi Leila ile Avrupa’da sürgün hayatı yaşamak zorunda kaldı. Fotoğraf işte bu sürgün günlerinde hayatına girdi.
İktisatçı olarak hayatına devam mı etmeli yoksa fotoğrafçı mı olmalı, kararını vermesi uzun sürdü. Nihayet 29 yaşında ümit vaat eden bir kariyeri bırakıp serbest fotoğrafçı oldu. Mütevazı ama çok şey görüp yaşayacağı bir hayat sürdü ve tarihe geçen anıtsal foto-röportajlar yaptı.
Dünyanın en etkili üç beş fotoğrafçısından biri kabul edilen Salgado’nun yolu bu topraklardan da geçti. ‘Göçler’ çalışmalarında Türkiye’den de fotoğrafları var. Ama, Ara Güler’e büyük bir saygısı olan Salgado’nun ülkemizle ilgili hoş anıları maalesef yok. Sebebi de ‘Göçler’ projesini yaparken 1999’da Türkiye’ye geldiğinde uğradığı saldırı. Tarlabaşı’nda bir pazarda fotoğraf çekerken pazarcının biri ‘tezgahın önünü kapatıyor’ diye saldırdı ona ve ayağından yaralandı. Sakat kalmamak için bir dizi ameliyat geçirmek zorunda kaldı. Ama bu nahoş olaya rağmen Türkiye ile ilgili kötü düşünceler beslemediğini hep hissettirdi.
Lakin tüm dünyayı dolaşan retrospektif sergisi maalesef Türkiye’de açılamadı. Bir dönem ‘Göçler’ projesinin Türkiye’de sergilenmesi gündeme gelmişti. Projede Kürtlerin de fotoğrafı vardı ve ‘Kürtleri evsiz gösteriyor’ diye dönemin kültür bakanlığı yetkililerinden uyarı gelince sergiyi desteklemeye niyetli sponsor çekilmiş, sergi hayal olmuştu. Bunu Radikal’de yazmıştık ve bu iddia o gün bugün yalanlanmadı.
O yıllarda şimdi kapanmış olan Pamukbank Fotoğraf Galerisi’nde açılan bir karma sergide 12, Ara Güler’e fotoğrafçıların hediye ettiği fotoğraflardan oluşan Sevgili Dostum Ara’ya sergisinde 25 Salgado imzalı fotoğrafları görerek yetinmek düştü bize de. 2007’de İstanbul Fotoğraf Merkezi bünyesindeki Leica Galeri de açılan ‘India’ başlıklı sergisi memleketteki ilk Salgado sergisi olarak kayıtlara geçti.
Şimdi bütün bunların niye anlatıyoruz. Aradan yıllar geçti bu yılın başında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Yolu Festivalleri kapsamında bir Salgado sergisi açılacağını ilan etmişti. O serginin detayları açıklandı. Bu yıl 28 Eylül – 13 Ekim tarihlerinde 212 Photography Istanbul kapsamında Salgado’nun ‘Genesis’ projesinin sergisi İstanbul’da açılacak. Sergi mekanı MSGSÜ Tophane-i Amire’ olacak ve sergi üç ay boyunca görülebilecek. 245 siyah-beyaz fotoğraftan oluşan ‘Genesis’ projesi Salgado’nun 2004-2011 yılları arasında dünyayı dolaşarak gerçekleştirdiği anıtsal işlerinden biri.
Şimdi soru şu; yıllar önce ‘Kürtler’i evsiz gösteriyor’ diye sergisinin açılmasına taş koyan Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ne oldu da Salgado’nun sergisini açmaya karar verdi?