Tarihte bir ilk: Sotheby’s Suudi Arabistan’da müzayede düzenleyecek
20. yüzyılın en önemli koleksiyonerlerinden biri olan Emily Fisher Landau'nun koleksiyonundan 111 eser satışa çıktı. Koleksiyonun satışından toplamda 425 milyon dolar gelir elde edildi.
Emily Fisher Landau, 20. yüzyılın en önemli koleksiyonerlerinden biri olarak kabul ediliyor. Koleksiyonu, 20. yüzyıl sanat tarihinin özeti olarak nitelendiriliyor. Kimlerin eseri yok ki bu koleksiyonda Pablo Picasso, Andy Warhol, Henri Matisse, Piet Mondrian, Jean Arp, Mark Rothko, Franz Kline, Paul Klee ve Louise Nevelson…
27 Mart 2023’te 102 yaşında yaşamını yitiren Landau’nun koleksiyonun bir kısmı geçen hafta Sotheby’s satışa çıktı. 111 eserin bulunduğu koleksiyonun en değerli parçası Picasso’nın ‘Saatli Kadın’ tablosuydu ve bu eser 139 milyon dolara alıcı buldu. Ama iş orada bitmedi tabii ki.
Emily Fisher Landau koleksiyonundaki diğer eserler de satıldı. Toplamda koleksiyondaki eserlerin satışından 425 milyon dolarlık gelir elde edildi. Koleksiyonda Picasso’nun ‘Saatli Kadın’ eserinden sonra en yüksek değere, 41 milyon dolara Jasper Johns’un ‘Flags / Bayraklar’ eseri satıldı. Emily Fisher Landau’nun kişisel dostluğu da bulunan Ed Ruscha’nın ‘Securing the Last Letter (Boss)’ eseri 39.4 milyon dolara alıcı bulurken, Cy Twombly ‘İsimsiz’ eseri 26.5 milyon dolara yeni sahibine kavuştu.
Sotheby’s’den yapılan açıklamada Emily Fisher Landau koleksiyonundan yapılan satışlardan 425 milyon dolar elde edildiği, bu koleksiyonun tek sahipli en değerli koleksiyonlar arasında yer aldığı belirtildi.
Tüm bu gelişmeler Emily Fisher Landau’nun koleksiyoner olma hikayesini tekrar hatırlattı. Çünkü Landau, bir hırsızlık sonucu koleksiyoner olmaya karar vermişti.
1969’da bir çete, Landau’nun eşi Martin Fisher ile yaşadığı eve girmiş, kocasının ona aldığı mücevher koleksiyonunu çalmıştı. Koleksiyonda yıllar boyunca doğum günleri, yıldönümlerinde Fisher, Landau’ya aldığı 39 karatlık bir mücevherle birlikte zümrüt, yakut, safir ve pırlanta içeren uyumlu kolye, küpe, yüzük ve bilezik setleri vardı. Hepsi evde bir kasada saklanıyordu. İşte hırsızlar bu koleksiyonu çalmıştı.
Yıllar sonra Landau “Yıkılmıştım. Ama sonra mücevheri artık istemediğime karar verdim. Sigorta anlaşması sayesinde artık tahsilat için başlangıç param vardı. Gerçekten satın almak istediğim şey tablolardı. Bu yüzden muhtemelen hırsızlık başıma gelen en iyi şeylerden biriydi” demişti.
Sigortadan aldığı parayla koleksiyonu için ilk eserini aldı ve sonrasında koleksiyonunu genişletti. Bunu yaparken sanatçılarla dostluklar kurdu. 1980’lerin ortalarına gelindiğinde, New York’ta sanat piyasasının şişmesi ve müzelerin ülke geneline yayılmasıyla Landau, sanatçıları kişisel olarak, müzeleri ise kurumsal olarak destekleyerek New York’un sanat ekosisteminde giderek daha önemli bir yer edindi.
1991 yılında New York’ta eski bir fabrika binasında 1.500 sanat eserinin sergilendiği Fisher Landau Sanat Merkezi’ni açtı. 2017’ye kadar bu merkez açık kaldı.