İstanbul’a bir sanat mekanı daha: Dünyanın en eski tersanesi İstanbul Sanat Müzesi oldu
3 Mayıs 1481'de sefer hazırlığı sırasında Gebze'de hayatını kaybeden Fatih Sultan Mehmet'in en önemli sanatsal mirası Londra'da sergileniyor. Fatih'in National Gallery envanterine kayıtlı Bellini imzalı tablosu, Victoria & Albert Museum'da ilgi odağı olmuş durumda.
Fatih Sultan Mehmet, İtalya seferi öncesi konakladığı Kocaeli yakınlarındaki Hünkâr Çayırı’nda 3 Mayıs 1481’de hayatını kaybetmiş, kimi kaynaklara göre de zehirlenmişti. Sanata olan ilgisi ve desteğiyle bilinen Fatih Sultan Mehmet, daha hayattayken tablosunu yaptırmak üzere iyi bir diplomatik ilişki kurduğu Venediklilerden ressam göndermelerini talep etmişti. 15. yüzyılın önemli ressamlarından Gentile Bellini bu talebe cevaben İstanbul’a gelmiş ve Fatih Sultan Mehmet’in en bilinen tablosunu resmetmişti.
Günümüzde Londra’nın en önemli müzelerinden biri olan Victoria & Albert Museum, Fatih Sultan Mehmet’in bu tablosuna ev sahipliği yapıyor. Esasen National Gallery envanterine kayıtlı olan 15. yüzyıla ait tablonun bir benzeri de hatırlanacağı üzere iki yıl önce İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Londra’daki müzayedede satın alınıp İstanbul’a getirilmişti.
Gentile Bellini, tabloyu 1480’de İstanbul’da olduğu dönemde tamamlamıştı. Ancak bilinen ilk sanat tarihçisi Vasari aynı fikirde değil. Eserin sergilendiği Victoria ve Albert Müzesine göre, portre İstanbul’da yapılmış olsa da İtalyan Rönesans sanatçılarının biyografilerini kaleme alan 16. yüzyıl tarihçisi Giorgio Vasari’ye göre tablo, Bellini’nin Venedik’e dönmesinden sonra tamamlanmıştı. Tablonun altında yazan “1480, Kasım’ın 25’inci günü” ifadesi tablonun İstanbul’da yapıldığına işaret etse de tablonun yazı bölümlerindeki bozulmalar çeşitli dönemlerdeki tamirlerde büyük oranda yok olmuş durumda.
Portrede sağ ve sol üstte olmak üzere üçer taç bulunuyor. Bu üç taç, Doğu Roma İmparatorluğu, Trabzon Rum İmparatorluğu ve Anadolu’nun fethi anlamına gelen Konya’nın alınması ile Fatih Sultan Mehmet’in üç önemli zaferini simgeliyor. Tabloda sol profilden çizilen Fatih’in başında kırmızı beyaz bir sarık bulunuyor. Sarık, Fatih’in siyasi ve dini mevkisini sembolize ediyor, yan duruş ise Venedik’te o dönemde yeni yeni ortaya çıkmış portreleri profilden çizme modasının bir yansıması. 19. yüzyılda adeta yeniden boyanarak tadilatı yapılan tabloda bazı detaylar kaybolsa da kemerli kapının altındaki mücevherlerle süslenmiş dantelli örtüdeki detaylar ve titizlik dikkati çekiyor. Zamanla kısmen okunmaz hale gelen yazılarda Latince “Victor Orbis (Dünyanın Fatihi)” ifadesi yazıyor.
Tablo ile madalyonların müzelere kimlerden geldiği bilinse de bu kişilerin eserleri nasıl elde ettiğine ilişkin bilgi bulunmuyor. Son 10 yılda yaklaşık 30 milyon ziyaretçi ağırlayan Victoria ve Albert Müzesindeki bilgilere göre, tablonun sahibi National Gallery ancak galeri envanterine Austen Henry Layard isimli İngiliz diplomatın mirası olarak 1916’da dahil olmuş.
İngiltere’nin 1877’de İstanbul’a atadığı büyükelçi olan Layard, farklı dönemlerde Osmanlı topraklarında farklı kademelerde diplomatlık ve arkeolojik araştırma ekip başkanlığı da yaptı. Çocukluğu Venedik’te geçen Layard, emekliliğinde de Venedik’te yaşadı. Sanat eseri koleksiyonu yapan Layard, diplomatlığın verdiği dokunulmazlık sayesinde birçok sanat eserini rahatlıkla İngiltere’ye kaçırabildi. Layard, 1894’te öldüğünde koleksiyonundaki birçok eserini miras olarak National Gallery’ye bırakırken, bunlar arasında Bellini’nin Fatih portresi de yer aldı.