Petros Markaris: ‘Yapay zekaya kızdım, romanını yazdım’

Usta yazar ve senarist Petros Markaris şu aralar doğup büyüdüğü İstanbul'da. Okurlarıyla buluşan ve söyleşilere katılan yazar yapay zekaya kızanlardan. Markaris "Son romanım, yapay zeka üzerine. Bu yapay zeka meselesi beni çok sinir ediyor" diyor.

Kültür Sanat 7 Aralık 2024
Bu haber 2 hafta önce yayınlandı

Polisiye edebiyatın en önemli kalemlerinden biri Petros Markaris. Yarattığı Komiser Haritos karakteri polisiye dünyasının namlı dedektiflerinden biri. Markaris’in bir ayağı da sinemada. Yunan yönetmen Theo Angelopoulos’un kadim dostu ve senaristi olarak biliyoruz kendisini. Yönetmenin ‘1936 Günleri’, ‘Sonsuzluk ve Bir Gün’, ‘Büyük İskender’, ‘Leyleğin Geciken Adımı’ ve ‘Ulis’in Bakışı’ filmlerinin senaryosu ona ait.

87 yaşındaki yazar, zaman zaman doğup büyüdüğü İstanbul’a geliyor. Çünkü bu topraklarla olan bağını hiçbir zaman koparma niyetinde değil. Zaten “Nerelisiniz?” diye sorulduğunda “İstanbulluyum” diyor.

Rum bir anne ve Ermeni bir babanın oğlu olarak İstanbul Heybeliada’da 1937’de dünyaya gelen Markaris Avusturya Lisesi’nde okudu. Lakin 6-7 Eylül olaylarının da tanıklarından biri. Zaman zaman memleketi İstanbul’u ziyaret eden Markaris bir dizi etkinliğe katılmak için şu sıralar İstanbul’da.

‘İstanbulluyum’ diyen bir yazar

“1950’lerin ortalarında liseden çıkıp İstiklal Caddesi’nde yürürken etrafınızda Türkçe, Rumca, Ermenice, İtalyanca, Fransızca konuşan insanları duyardınız. Bu dilleri konuşanlar İstanbul’da yaşayan insanlardı. Ama artık böyle bir çeşitlilik yok. Yani çokkültürlü yapı kalmadı. Bugün başka bir İstanbul var. Öte yandan yürürken, şehirle iletişim kurarken, onu solurken İstanbul hep aynı kalıyor. Dün de sizi etkiliyordu bugün de. Benim İstanbul’la kurduğum ilişki çok derindir ve buradan kopamam” diyecek kadar çok seviyor bu kadim şehri. Bazen de romanlarına konu ediyor. Mesela Alfa Yayınları’ndan çıkan, ‘Eskiden Çok Eskiden’ romanının mekanı İstanbul’dur.

‘Yapay zeka beni sinir ediyor’

Markaris, son romanını İstanbul’a getirmeden önce bitirmiş: “Romanım, yapay zeka üzerine. Bu yapay zeka meselesi beni çok sinir ediyor. Kendi kendime, ‘Bu nereye gidecek?’, ‘Sonucu ne olacak?’ diye bir cevap almaya çalışıyorum. Kolay değil. Şimdi, yarın aklıma ne gelecek diye bekliyorum. Beni ne kızdıracak? Ona göre yazacağım şeye karar vereceğim” diyor.

‘Senarist yönetmenle çalışır, yazar tek başınadır’

İyi bir roman yazarı iyi bir senaryo da yazar mı? Markaris bu soruya ilginç bir cevap veriyor: “Açık söyleyeyim yazarlık ve senaristlik birbirini hiç beslemiyor. Romancılık ve senaristlik arasında büyük bir fark var. Senarist olarak şunu söyleyeyim, yönetmensiz çalışamazsınız. Yazar ve romancı olarak ise kimsenin işinize karışmasına müsaade etmemelisiniz. Aslında ikisinin arasındaki büyük fark budur. Ben bu farkı her zaman uyguladım. Her zaman yönetmen Theo Angelopoulos’la böyle çalıştım. Ama bu şu anlama gelmesin, yani bir yönetmenle çalışıyorum demek, yönetmenin her istediğini yapıyorum demek değildir. İtirazlarınız da olur, başka fikirleriniz de olabilir ama sonunda yönetmenle anlaşmalısınız. Yazarlıkta aksine siz kendinizi memnun saydığınızda devam edebilirsiniz. Aradaki fark bu.”

Usta yazar ve senarist bugün Pera Müzesi’nde ‘Romanı Senaryoya Uyarlama Yolculuğu’ başlıklı bir söyleşiye katıldı. Yönetmen Hüseyin Karabey’in moderasyonluğunda düzenlenen etkinlik öncesiyse okurlarıyla buluşup kitaplarını imzaladı.

Petros Markaris’in polisiyelerini neden seviyoruz?Petros Markaris’in polisiyelerini neden seviyoruz?

Haftanın kitabı: Bir İstanbul polisiyesiHaftanın kitabı: Bir İstanbul polisiyesi

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.