Sahildeki bu çiçekler metal kafesle korunuyor
İsviçre'de geçirdiği trafik kazası sonrası bir yıl yoğun bakımda kaldıktan sonra mayıs ayında yaşamını yitiren akademisyen Özlem Kumrular'ın ölmeden önce yazdığı roman yayımlandı. Kitapta roman kahramanı da Kumrular gibi trafik kazası geçiriyor.
Tarihçi ve yazar Prof. Dr. Özlem Kumrular 2023 yılında bir iş gezisi için İsviçre’nin Cenevre kentine gitti. Orada bir trafik kazası geçirdi. Kumrular bir yıl boyunca yoğun bakımdaydı. Tedavisi sürerken herkes Kumrular’dan gelecek iyi haberi bekliyordu. Fakat maalesef olmadı. Kumrular 29 Mayıs tarihinde 50 yaşında hayatını kaybetti.
Hayata dört elle tutunan, enerjik, neşeli biriydi Kumrular. Sıkı bir metal müzik tutkunuydu. Popüler tarih romanlarıyla tarihi herkesin okuyabileceği bir üslupla anlatmaya çalıştı. Tarihe olan tutkusunu edebiyatla harmanlamak isteği bilinirdi.
Türkiye onu ‘Kösem Sultan’, ‘Haremde Taht Kuranlar – Nurbanu ve Safiye Sultan’, ‘Türk Korkusu’, ‘İslam Korkusu’ ve ‘İstanbul Nasıl Eğleniyordu’ gibi büyük ilgi gören kitaplarıyla biliyordu. Önemli bir tarihçiydi, uzmanlık alanı özellikle Türk-İspanyol ilişkileriydi. Kaleme aldığı ‘Türk Korkusu’ özellikle oryantalizm çalışmalarında önemli bir Türkçe kaynak haline geldi.
Ancak sonradan öğrendik ki yazar geçirdiği kazadan bir yıl kadar önce ilk kez bir roman yazmış. Kumrular tek kurgu eseri olan bu polisiye romanı 2022’de bitirmiş. Hatta yayın tarihi de belirlenmişti, ancak onu bu dünyadan alan kaza yüzünden Kumrular bu romanının okurla buluştuğunu göremedi.
Ve bir de acı tesadüf vardı bu romanda. ‘Kafes’in kahramanı tarihçi Nosta da bir kaza geçirmiş. O da uzun süre hastanede kalmış. Ve en sonunda hayata tutunup geri dönmüş. Fakat bu kazaya bağlı hafıza kaybı yaşıyor Nosta. Roman boyunca da sık sık onu yarı yolda bırakan hafızasıyla ilgili sorunlar yaşıyor.
‘Kafes’ isimli bu roman Kumrular’ın ölümünden yaklaşık üç ay sonra yayımlandı. Kumrular’ın ailesinin isteği ve onayıyla bir vedaydı artık bu roman. Bu bilgileri kitabın editörü ve Özlem Kumrular’ın yakın arkadaşı Hülya Balcı’nın sunuş yazısından öğreniyoruz.
Özlem Kumrular sadece diplomasi ve savaş meydanlarıyla ilgilenmiyordu. Renkli ve hayat dolu kişiliğinin yansıması olarak eski çağlarda mutfak ve eğlence kültürünün yanı sıra gündelik hayat da araştırma konularındandı. Topkapı Sarayı’ndaki kadın sultanları bir kurguyla onun kaleminden de okumuştuk. ‘Haremde Taht Kuranlar – Nurbanu ve Safiye Sultan’ akademisyenin dikkat çeken bir çalışmasıydı.
Akademinin renksiz havası üstüne hiç sinmeyen Özlem Kumrular sosyal medyayı da müzik ve kitap tavsiyeleri için kullanırdı. Kendi anlatımıyla ilk gençlik yıllarından itibaren iyi bir rock müzik dinleyicisi olan Kumrular Boğaziçi Üniversitesi’nde öğrenci olduğu yıllarda da ağır ders temposundan ferahlamayı müzikte bulmuştu.
Balcı romanın kahramanı Cinayet Büro’dan Nosta ile yazar Kumrular arasında büyük benzerlikler olduğunu, yazarın bu karaktere kendinden çok şey kattığını söylüyor:
“Özlem okurları günümüz İstanbul’unda, İstanbul’un tarihi mekanlarında dolaştırırken bize etimolojiye meraklı, bilgili bir tarihçi olduğunu sürekli hatırlatıyor. Dünyayı ne çok gezdiğini, birçok kültürü kavramış ve bağrına basmış biri olduğunu da. Ve bu açıdan tarihi basitçe fon olarak kullanan yazarlardan ayrışıyor. Tarih mezunu polis Nosta, aynı Özlem gibi, hiç durmadan okuyan, bulduğu ipuçlarını zihninde hızlıca birleştiren ve referanslarını sürekli değerlendiren bir başkahraman. Onun kadar komik, kafasının dikine giden, seçtiği epigrafa bakarsak unutarak öldüren bir kadın…”