Zorbalığa uğrayan çocuğu hangi tehlikeler bekliyor? Uzmanı anlattı
Psikolojide sanrısal bozukluk olarak nitelendiriliyor. Yangın kullanımı saplantılı hayran zorbalığı. Özellikle oyuncu ve müzisyenlerin en büyük dertlerinden. Eskiden beri var ama günümüzde daha görünür oldu. Hemen hemen her gün bir sanatçı bu durumdan şikayet ediyor. Yıllardır da önüne geçilemiyor.
Ölümle tehditi alan da var, taciz edilen de. Kimileri evini değiştiriyor, kimileri daha korunaklı bir hayatı tercih ediyor. Sezen Aksu, Kıvanç Tatlıtuğ, Hadise, Hazal Kaya, Emel Sayın, İrem Derici gibi birçok ünlü bu dertten mustarip. Son vakanın mağduru genç oyuncu Biran Damla Yılmaz.
Biran Damla Yılmaz genç bir oyuncu. ‘Kırgın Çiçekler’ dizisiyle tanıdık onu, sonrasında birçok dizide rol aldı. Genç yaşında oyunculuk kariyerini ilmek ilmek dokuyor. Öyle ortalıklarda çok görünen ya da görünür olmaya çalışanlardan değil. Ama buna rağmen başı saplantılı hayran zorbalığıyla dertte.
Dün böylesi bir zorbalığın nasıl mağduru olduğunu sosyal medya hesabından paylaştı. Kendisine ulaşmak isteyen saplantılı hayranı önce babaannesinin hesabı hackleyip Yılmaz’ın numarasına ulaşmaya çalışmış. Bu konuda başarılı olamayınca oyuncunun vefat eden dedesinin adına hesap açmış ve telefonunun kaybolduğunu, torununa ulaşmak istediğini söyleyip Yılmaz’ı tanıyanlardan onun telefon numarasına ulaşmak istemiş. Yılmaz’ı çileden çıkaran da vefat eden dedesinin adının kullanılması.
Aslında saplantılı hayran zorbalığı şöhret dünyasının üstesinden gelemediği bir durum. Nice vaka var. Saplantılı hayranlar yaptıklarıyla şarkıcıların, oyuncuların özel hayatlarını mahvedebiliyor. Daha geçenlerde bir hayranı Sezen Aksu’nun evine girmeye çalışmıştı. Sonradan anlaşıldı ki, daha önce birkaç defa Aksu bu hayranını yaptıklarından dolayı affetmiş. Ama son olayda suç duyurunda bulunmak durumunda kaldı.
Saplantılı hayran zorbalığına maruz kalan ünlüler, yaşadıklarını anlatınca ya da bu zorbalık davaya konu olunca kamuoyu öğreniyor. Yani bildiklerimiz bilemediklerimizden az. Ama mesele çok ciddi. Mesela Kıvanç Tatlıtuğ ve Başak Dizer çiftinin yaşadıkları buna örnek. Sinan Altıntaş adlı saplantılı hayran çifti öldürmekle tehdit ettiği için hakkında dava açılsa bile tehditlerine devam etti.
Şarkıcı Nez, Beyoğlu’nda sahne aldığı mekanda her defasında aynı masada oturan 42 yaşındaki Oğuz B. tarafından, şarkıcının gözlerinin içine baka baka boğaz kesme hareketiyle tehdit edilmişti. Mekana girişi engellenen Oğuz B., bu sefer Nez’i sosyal medya üzerinden taciz etmeye başladı. Nez’e kanlı gelinlikle çekilen bir video gönderdi “Bu gelinlik senin. Ya benim olacaksın ya da öleceksin. Seçimini yap” diyerek şarkıcıyı ölümle tehdit etti. Nez şikayetçi oldu. Oğuz B., şimdilerde ‘tehdit ve cinsel taciz’ suçlarından beş yıla kadar hapis istemiyle yargılandı.
Benzer bir tehlikeyi şarkısı Hande Yener de yaşadı. Şarkıcıya “Karım! Ebediyen benimle olacaksın!” şeklinde mesajlar atan Recep G., sonra sanatçının evine zorla girmeye çalışınca Yener savcılığa şikayette bulundu. Üç yıla kadar hapis istemiyle yargılanan Recep G.’nin, Yener’e iki ay yaklaşmamasına karar verilmişti. Recep G.’nin atipik psikoz hastası olduğu belirlendi.
Oyuncu Hazal Kaya’yı mağdur eden ise İran asıllı hayranı Eissa Yazdan Karimi’ydi. Oyuncuya “Aşkım, eşim, karım” notlu hediyeler gönderince Kaya bu kişiyi savcılığa şikayet etti. Savcılıkça hazırlanan iddianamede saplantılı hayrana 3 yıl altı ay hapis cezası talebinde bulunuldu.
İrem Derici’ye musallat olan saplantılı hayranı Erol K. idi. O da önce sosyal medya üzerinden mesajlar atıp şarkıcıyı terörize etmişti. Derici şikayetçi olunca gözaltına alınan Erol K., sonra sanatçının evine kadar gitti. Erol K’.nın şarkıcıya 50 metreden fazla yaklaşması yasaklandı. Derici ise yaşadıkları sonrasında oturduğu evden taşınmak zorunda kaldı.
Şarkıcı Hadise kendisine cinsel içerikli e-mail’ler atan, onu takip edip, giydiği kıyafetleri, gittiği yerleri bile bilen Ümit S.’yi savcılığa şikayet etmişti. Ama bu şikayet bile hayranına engel olamadı. Ümit S., bu sefer sarkıcının oturduğu evi tespit edip evine girmeye çalıştı. Sonra da hakkında 6 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle dava açıldı.
Bunlar son dönemde yaşanan saplantılı hayran zorbalığından bazı örnekler. Ama sanılmasın ki son dönemde çoğaldı aslında her dönem vardı bu zorbalık. John Lennon’ın bir hayranı tarafından öldürülmesi, Björk’e bombalı paket yollanması bilinen vakalardandır. Lakin 80’li yıllarda bizde de kendini göstermişti. Mesela Bülent Ersoy 1989’da Adana’da sahne aldığı bir gazinoda hayranı Hacı Tepe tarafından vurulmuştu. Saldırganın Ersoy’u vurma sebebi ‘Çırpınırdı Karadeniz’ şarkısını istediği halde Ersoy’un okumaması. Ersoy hayranı olan Tepe güya arkadaşları içinde rencide olduğunu söyleyip Ersoy’a kurşun yağdırmıştı.
Emel Sayın 1983’te ‘Neşe-i Muhabbet’ gösterisi için sahneye çıktığı günlerde, saplantılı hayranı İrfan Özdemir tarafından bıçaklanmıştı. Bir dönem sürekli bu hayranının terörüne maruz kalan Sayın’ın çalıştığı gazinoların kulisinde polis bulundurulmuş, konserlerinde büyük güvenlik önlemleri alınmıştı.
Her konseri olay olan rahmetli Müslüm Gürses ise 1989’da Bursa’daki bir konserinde yine bir hayranı tarafından bıçaklanmıştı. Bu olay unutulsa da sanatçının hayat hikayesinin anlatıldığı ‘Müslüm Baba’ filminde anlatılınca hatırlandı. Fatma Girik yarım asırdan fazla saplantılı hayran zorbalığı ile uğraştı.
Ama şöyle bir fark var. Eskiden yaralama, bıçaklama olarak kendini gösteren saplantılı hayran zorbalığı, yöntem değiştirdi. Günümüzde cinsel içerikli mesaj atma, ev baskınları ve ölüm tehditleri şeklinde kendini gösteriyor. Ve sosyal medya önemli bir iletişim hattı. Dijital dünyanın iletişim olanaklarını çeşitlendirmesi ve artırması kişilerin birbirine kolayca ulaşmasını sağlıyor. Bir nevi kişiler arası statü ve mesafe ortadan kalkıyor. Hal böyle olunca insanlar yüz yüze gelince söylenmeyecek her türlü sözü davranışı, sosyal medyada çok rahat sergileyebiliyor. Saplantılı hayranlar için de dijital dünyanın, sosyal medyanın bu tür olanakları, onların eylemlerini gerçekleştirmesi için önemli bir zemin hazırlıyor.
Uzmanlar bu kişilerin gerçeklikle ilişkileri bozulmuş insanlar olduğunu söylüyor. Bir tür psikolojik rahatsızlık içerisindeler. Hastalığın ismi de belli: Sanrısal bozukluk. Bu hastalıktan mustarip kişilikler, sevdikleri sanatçının kendilerine aşık olduğuna inanıyor, siz ne kadar kanıt gösterirseniz gösterin gerçeğe inanmıyorlar. Şizofrenik bir durumla o inancın peşinden gidiyorlar. Çünkü gerçeklikle ilişkileri kopmuş insanlar bunlar. Uzmanlara göre kendi dürtülerini kontrol edemeyen sınır kişilikler, anti-sosyal kişilik bozukluğu yaşayan bu tür saplantılı hayranlar, bazen reddedilmeyi kendi benliklerine karşı tehdit olarak görüp düşmanca davranışlar bile sergileyebiliyorlar.
Saplantılı hayranların psikolojik bir rahatsızlık içerisinde değerlendirmesi vakalar yargıya taşınınca da mahkemelerin sert cezalar vermesini engelliyor. Çünkü iş yargıya taşınınca hukuk jargonuyla söylersek akli dengesi yerinde olmadığı için ceza almayanlar bile var. Ve serbest kaldıklarında yine aynı ünlüye musallat olabiliyorlar.
Aslında Türkiye, saplantılı hayran terörüne karşı hukuki olarak önlemlerini alan ülkelerden biri. 2012’de birtakım hukuki düzenlemeler yapılmıştı. Sürekli bir ünlüyü rahatsız etmek hukuken ısrarlı takip eylemi olarak nitelendiriliyor ve şöyle tanımlanıyor: İçeriği ne olursa olsun, fiili, yazılı, sözlü olarak her türlü iletişim aracını kullanarak kişinin güvenliğinden endişe edecek şekilde, fiziki ya da psikolojik açıdan korku ve çaresizlik duygularına sebep olan tutum ve davranışlar.
Rahatsız edilen kişi en yakın Cumhuriyet Savcılığı’na ya da karakola giderek suç duyurusunda bulunabilir. Ayrıca 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 1. maddesi tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunmasını amaçlıyor. Kişi bu kanun çerçevesinde Aile Mahkemeleri’ne başvurarak koruma kararı talebinde bulunabilir. Böyle bir başvuru sonrası delil ve belge aranmaksızın kişiye koruma sağlanıyor. Ayrıca ısrarlı takibi yapanın eylemini kısıtlayıcı kararlar verebiliyor. Bu kısıtlayıcı kararlara uyulmadığı zaman kişi hapis cezası karşı karşıya kalabiliyor. Ama tüm bunlara rağmen saplantılı hayran zorbalığı bir türlü sona erdirilemiyor.
Sonuç olarak şöhret dünyasının bir türlü çözemediği bir mesele bu. Kimi evini değiştirerek, kimi daha daha korunaklı bir hayat sürerek üstesinden gelmeye çalışıyor bu durumun. Ama iletişim uzmanları sanatçıların özellikle sosyal medyayı daha dikkatli kullanmaları gerektiği tavsiyesinde bulunuyorlar. Profesyonel destek almak en hayati tavsiye.