İmamoğlu’ndan ‘azar’ açıklaması: Bazen uyarmak gerekiyor
Türkan Saylan'ın adı nihayet Arnavutköy'de yaşadığı sokağa veriliyor, evi de müze oluyor. Bolca tartışmaya konu olan süreci konuşmak için Karakavak Sokak'taydık. Sokak sakinleri karardan çok memnun. Saylan'ı bir de onlar anlattılar.
Türkiye’nin en önemli dermatologlarından, cüzzam çalışmalarıyla tüm dünyanın tanıdığı, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’nin (ÇYDD) kurucusu Prof. Dr. Türkan Saylan, ölümünün üstünden 15 yıl geçmesine rağmen unutulmadı.
Hayatı boyunca kendini bilime ve eğitime adamıştı. Özellikle kız çocuklarının okuması için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Türkiye onu sonraları iktidar partisince de ‘FETÖ kumpası’ olduğu kabul edilen Ergenekon sürecinde düzmece suç isnatlarıyla hedef alınmasıyla, 13 Nisan 2009’da polis baskınıyla karşılaştığında hasta haliyle gülümseyip evinin pencereden el salladığı görüntüyle hatırlıyor.
Türkan Saylan yaşamının önemli bir bölümünü İstanbul’un en eski semtlerinden Arnavutköy’de Beyazgül Caddesi ile Karakavak Sokak’ın kesiştiği köşedeki tarihi bir ahşap yapıda geçirdi. Burası onun evi, tabiri caizse sığınağıydı.
Bahsettiğimiz dönemde zorlu bir kemoterapi sürecinden geçiyordu. Rutin kan tahlilleri için hemşiresi evdeyken kapısı şiddetle çalındı. Bir anda içeri çok sayıda polis girdi. Sonrası malum; Saylan son günlerinde bir de adalet mücadelesine girişmek zorunda kaldı. Ancak ömrü beraat ettiğini görmeye yetmedi. Dava ölümünden 10 yıl sonra, 2019 yılında çöktü.
Bir hak arayışının sembolü haline gelen tarihi ev şimdilerde çiçeksiz ve Türkan Saylan’sız. Ama yerli yerinde duruyor.
Ölümünden beri birçok insan evinin bulunduğu Karakavak Sokağı’ın adının Prof. Dr. Türkan Saylan Sokağı olması için uğraşıyor. CHP’li Beşiktaş Belediyesi konuyu sık sık İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi’ne getirse de önceki dönemde AK Partili üyelerin çoğunlukta olduğu mecliste bu teklif devamlı reddediliyordu. Ak Partililer “Türkan Saylan’ın toplumun çoğunluğunu teşkil eden insanların ortak değerlerine saygı duymayan biridir. Bu sebeple de hiç lafımızı esirgemiyoruz. İstediğiniz kadar bağırabilirsiniz, biz burada olduğumuz sürece, AK Parti çoğunluğu olduğu sürece Türkan Saylan gibi bu toplumu bölen kişilerin isimleri bir yerlerde yaşatılmayacaktır” diyorlardı.
Durum 31 Mart 2024’teki yerel seçimde CHP’nin Türkiye haritasını büyük ölçüde kırmızıya boyadığı yerel seçimlerin ardından değişti. CHP, İBB Meclisi’nde çoğunluğu elde etti. Karakavak Sokak’ın adının Prof. Dr. Türkan Saylan Sokağı olarak değiştirilmesi teklifi bir kez daha İBB Meclisi’ne getirildi.
Oylama öncesinde oturumda söz alan Beşiktaş Belediye Başkanı Rıza Akpolat İBB Meclisi’ne şöyle seslendi:
“Türkan Saylan hocamızın adıyla yaşadığı yeri birleştirdiğiniz için teşekkür ediyorum. Cumhuriyet aydını Türkan hocamız gerçek bir değer. Hayatının son dönemini, uğradığı FETÖ kumpası nedeniyle hayatı zindana dönmüş şekilde Arnavutköy’deki evinde geçirdi. Cüzzamla mücadelesi, kız çocuklarını okutması nedeniyle bizim önemli bir değerimiz. Geçen dönemde AKP ‘biz burada olduğumuz sürece Saylan’ın adı hiçbir yere verilmeyecek’ dedi. Toplumun vicdanı yaralandı. Aldığımız kararla hocamızın hakkını teslim etmiş olacağız.”
Sonra oylama yapıldı ve AK Parti ve MHP yine ‘hayır’ dese de bu kez oy çokluğuyla teklif kabul edildi. Böylece eski Karakavak Sokak’ın adı resmen Türkan Saylan Sokağı oldu.
Haliyle biz de bunca tartışmaya konu olan sokağa gittik. Sokağın tabelası henüz değişmemiş. Tabelaya baktığınızda hala Karakavak Sokağı yazısını görüyorsunuz. Hemen yanında da daha önce sokağın isminin değişmesi teklifi reddedildikten sonra Akpolat tarafından çivilenen ‘geçici’ plaket duruyor. Altındaki yazı manidar: “Buraya geçici olarak asılan yukarıdaki tabela en kısa zamanda ait olduğu soldaki alana asılacaktır.”
Lakin Türkan Saylan ile ilgili gelişmeler yaşadığı sokağa adının verilmesiyle sınırlı değil. Belediye, Türkan Saylan’ın penceresinden el salladığı evi de müzeye dönüştürmek istiyor. Duyuru İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’tan geldi. Sosyal medyadan yaptığı açıklamada Polat sürprizi “İBB Miras ile önemli işbirliktelikleri yapacağız. Beşiktaş Miras ve ilk icraatımız üzerine konuştuk, çok heyecanlıyız. İşe kıymetli Türkan Saylan’ın evinden başlayacağız” sözleriyle duyurdu. Ancak Saylan’ın evi aradan geçen 15 yılda iki kez el değiştirdi. Belediyenin müze yapmak için burayı satın alması gerekecek.
Ardından hocayı mahalleliden dinlemek için sokağın aşağısına doğru ilerledik. Hedefimiz muhtarlık.
Arnavutköy Mahallesi Muhtarı Ahmet Hilmi Külhancı 2021’de de 2024’te de mahalleliyle birlikte Beşiktaş İlçe Meclisi’ne sokağın adının değiştirilmesi teklifini sunan kişi. İlk teklif bilindiği üzere İBB Meclisi’ne takılıyor. Üç yıl sonra ikinci hamlelerinde mutlu sona ulaşabiliyorlar.
Hilmi Bey mahallelinin de en az kendisi kadar bu gelişmeden hoşnut olduğunu söylüyor. Türkan Saylan’ı yakından tanıdığını, Saylan’ın her şeyden çok zamana önem verdiğini anlatıyor: “Ben de aslen sağlıkçıyım, bazen iğnesini yapmaya giderdim. Sohbet ederdik. Her gidişimde mutlaka vaktin ne kadar kıymetli bir şey olduğundan bahseder, işlerimi aksatmamamı telkin ederdi.”
Devamında Saylan’ın mahallede özellikle Boğaziçi Arnavutköylüler Derneği’ ile iç içe olduğunu söyleyince rotamızı direkt olarak buraya çeviriyoruz.
Boğaziçi Arnavutköylüler Derneği’nde biz gittiğimizde kapılar kapalıydı. Ancak eski dernek başkanı, yönetim kurulu üyesi İsmail Üstün’e ulaşıyoruz. İsmail Bey bize Türkan Saylan’ın mahalleli ile komşuluk ilişkisini anılar üzerinden anlatıyor:
“1998 yılında, Arnavutköy – Kandilli arasına üçüncü köprü yapılmak isteniyor. Bu karar üzerine Arnavutköy’de bir direniş başlıyor. Mahalle sakini böyle bir şeyi hiç istemiyor çünkü hat üzerinde bulunan tarihi bölgenin yok olma riski var. Direniş uzun yıllar boyu sürüyor. Üçüncü köprü mücadelesi kapsamında protestolar düzenleniyor, yürüyüşler yapılıyor, stantlar kuruluyor… Türkan Hanım da bir Arnavutköy sakini olarak mücadelenin aktif isimlerinden. Yardımcı olmanın dışında bizim için bir neferdi.”
İsmail Bey, Saylan’ın hasta olduğu dönemlerde dahi protestolara katıldığını, stant başında saatlerce durduğunu da ekliyor: “Onun mücadele azmi ve çalışma isteği bize örnek oldu.”
Saylan’ın evinin sokağına geri dönüyoruz. Hava sıcaklığı dayanılamaz bir boyuta ulaşmışken serinlemek için soğuk bir su almak üzere 63 yaşındaki Sadi Üzümcü’nün marketine giriyoruz.
Türkan Saylan’ı tanıyıp tanımadığını sorduğumuzda “Elbette tanıyorum” diyor: “Ben 45 yıldır bu mahallede bakkalım.”
Saylan’ın daimi müşterisi olduğunu söyleyen Üzümcü Türkan Saylan’ın kabak çekirdeği tutkunu olduğundan bahsediyor: “Neredeyse her gelişinde alırdı. Çok severdi. Hep de benden alırdı.”
Saylan’ın çok mütevazı, kibar bir kadın olduğunu anlatan Üzümcü sokağın adının değişecek olmasından çok memnun. Daimi müşterisini “Her şeyden önce çok iyi bir doktor ve eğitimciydi. ÇYDD’yi kurarak bir sürü çocuğu okuttu. Bizim mahallede burs verip okuttuğu çocuklar şimdi üniversiteyi bitirdi, onun sayesinde meslek sahibi oldular. İnancı ya da siyasi fikirleri beni ilgilendirmez. İyi insandı. Atatürkçü, aydın bir kadındı” sözleriyle yad ediyor.
Bakkaldan çıkıyoruz sıcak dayanılmaz ama Türkan Saylan Sokağı’nda farklı bir rüzgar esiyor. Umut veren bir rüzgar hem de…