Refik Anadol’un Mercan Rüyaları’nın yeni durağı Çanakkale
Türkiye dünyanın en büyük açık hava müzelerinden biri. İnsanlık tarihini kırılma noktalarına tanıklık eden Anadolu'nun zenginliğini bıg,m Türkiye'nin dört bir yanındaki müzelerde görmek mümkün. 10Haber içlerinden 10 tanesini sizin için seçti.
Anadolu coğrafyası bereketli topraklarının yanı sıra pek çok önemli olaya tanıklık eden tarihiyle de büyük bir zenginliğin üstüne kurulu. Bu zenginlik Türkiye’nin dört bir yanında pek çoğu uluslararası ödüllere de lâyık görülmüş müzelerde sergileniyor. Hititler, Frigler, Lidyalılar, Likyalılar ve daha nicesine dair sayısız eserin sergilendiği bu müzelere yakından bakmak istedik. İşte Türkiye’nin önde gelen 10 müzesinden 10 eser.
İstanbul Arkeoloji Müzeleri Osmanlı döneminde açılan ilk müze olma özelliği taşıyor. Osman Hamdi Bey tarafında açılan müzede sergilenen İskender Lahdi görüntüsüyle ziyaretçileri büyülüyor. Bizzat Osman Hamdi Bey tarafından Lübnan’da yapılan kazılarda ortaya çıkarılan lahit müzede sergilenmek üzere İstanbul’a getirilmişti. Lahdin isminden ötürü Büyük İskender’e ait olduğu yanılgısına düşülüyor. Oysaki lahit muhtemelen Sidon Kralı 1. Abdalonymos’a ait. İskender Lahdi adıyla anılmasının nedeniyse Makedonya Kralı İskender’in Perslerle Antakya yakınlarındaki İssos Savaşı’na ait bir rölyefin yüzeye işlenmesi.
Efes Türkiye’nin en çok ziyaret edilen ören yeri. Bir zamanlar dünyanın en önemli ve en zengin kentlerinden olan Efes bu yıl başlatılan gece müzeciliğinin de gözdesi. 100 yılı aşkın bir süredir bölgede sürdürülen arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan Selçuk ilçesinin merkezindeki Efes Arkeoloji Müzesi’nde sergileniyor. 1954’te Efes’teki kazılarda gün yüzüne çıkarılan Artemis heykeli tüm ihtişamıyla günümüzde bu müzede sergileniyor. Heykeli Anadolu Artemis’i ya da Kibele olarak da adlandıranlar var. Zira heykel Antik Yunan anlatısındaki Artemis tasvirinden bir hayli farklı.
2018 yılında açılan Troya Müzesi o tarihten bu yana çok sayıda ödülün sahibi oldu. Avrupa’da Yılın Müzesi seçilen yapı içindeki tarihi eserlerle dikkat çekiyor. 19. yüzyılda yurtdışına kaçırılışı acı bir olay olarak hafızalarda yer etmişken bunların önemli bir bölümü Moskova’da Puşkin Müzesi’nde sergileniyor. Kaçırılanların yanında sayıca az olsa da bu hazinelerden Türkiye’de kalabilenler var. İşte bu görkemli mücevherler günümüzde ören yerinin hemen yanı başında açılan Troya Müzesi’nde ziyarete açık. Üstelik de müzenin en çok ilgi gören parçalarından.
St. Jean Şovalyeleri’nin bölgeyi kontrol amacıyla kullandığı Bodrum Kalesi günümüzde kentin en önemli müzelerinden biri. Kalenin içinde yer alan Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi çok özel bir esere de ev sahipliği yapıyor. Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde Yassıada, Şeytan Deresi ve Serçe Limanı batıklarının yanı sıra dünyanın bilinen en seki gemi batığı da sergileniyor.
Başkent Ankara, Türkiye’nin en çok müzesine ev sahipliği yapan kentlerinden biri. Mustafa Kemal Atatürk döneminde kurulan Anadolu Medeniyetleri Müzesi bu kadim torakların binlerce yıllık kültürünü gözler önüne seriyor. Müzede sergilenen en dikkat çekici eserlerden biri Hititler döneminde yapılmış heykel. Bu kurs uzun yıllar boyunca Ankara belediyesinin de sembolüydü.
Burası 50 binden fazla arkeolojik esere ev sahipliği yapan bir müze. Başta Sagalassos, Kibyra ve Boubon olmak üzere bölgedeki pek çok antik kentten çıkarılan tarihi eserler kent merkezindeki bu müzede sergileniyor. 1956 yılında kurulan ve 2001 yılında yeniden düzenlenen müzede özel bir tarihi eser sergileniyor. 2 bin yıllık Dans Eden Kızlar frizi, Sagalassos Antik Kenti’nde, Kuzeybatı Heroon’un orta kısmında bulunmuştu. Bu frizdeki kızlardan biri zither (kanuna benzeyen bir çalgı) çalar ve dans eden on üç kız bir halay oluşturur.
1984 yılında Denizli’de Türkiye’nin en önemli müzelerinden biri açılmıştı. Pamukkale’deki Hierapolis Arkeoloji Müzesi’nde sergilenen en özel eserlernden biri, bir efsaneyi anlatan lahit. Mitolojiye gore Marsyas, Apollon ile müzik yarışmasına grime cüreti gösterir. Yarışta en iyi müziği Apollon yapmıştır ve Marsyas’ı yener. Neticede Tanrı Apollon ile müzik yarışmasına girme cüretini göstermesinden dolayı Marsyas’ın derisi yüzülecektir. Bu görev için bir İskitli bulunur. Kabartmada Marsyas kollarını kaldırarak ellerinden bir çam ağacına bağlamış durumda.
Antakya Arkeoloji Müzesi’nin hemen girişinde sevimli ifadesiyle bir heykel karşılar ziyaretçileri. Hitit kralı Şuppiluliuma’nın bu heykeli dünyanın en büyük mozaik müzelerinden de biri olan bu yapının simgelerinden. Hatta artık kentin de simgesi. Kral bir elinde hançer, bir elinde buğday başağı tutuyor. Elindeki buğday başakları Amik Ovası’ndaki bolluğu ve bereketi, hançer savaşı simgeliyor.
Urfa Adamı, diğer adıyla Balıklıgöl Heykeli, 1990’lı yıllarda Balıklıgöl’deki kazılarda ortaya çıkarılmıştı. Gerçek insan boyutlarında ve formundaki tarih öncesi ait heykelin boyu 193 cm. Bir erkeği betimlediği düşünen heykelin yüz hatları tam belirgin değil. Müzenin dikkat çekici yönlerinden biri de Göbeklitepe’ye dair replikaları.