AB’den yeni karar: OECD üyesi olmayan ülkelere plastik atık gönderilmeyecek
Türkiye'de son yıllarda gerçekleştirilen kazılarda önemli buluntular gün yüzüne çıkarıldı. Bir zamanlar yurt dışına kaçırılmasına göz yumulan tarihi mirasa günümüzde çok daha farklı gözle bakılıyor.
Türkiye coğrafyasının dört bir yanındaki bu buluntulara 10Haber olarak yıl boyunca büyük önem verdik. Şimdi ise 2023 yılı boyunca dikkat çeken buluntuları bu haberde sıralıyoruz.
Medeniyetin beşiği Anadolu’nun tarihi hayranlık uyandırmaya devam ediyor. Türkiye’nin dört bir yanında devam eden arkeolojik kazılarda bu yıl yine tarihi değiştirecek buluntular gün yüzüne çıkarıldı. 2023 bitmeden özellikle yaz aylarında gerçekleşen kazılarda ortaya çıkarılan buluntulara birlikte göz atalım istedik.
Geçen hafta sadece Türkiye değil, dünyada da ses getiren Taş Tepeler diğer bir deyişle Göbeklitepe ve Karahantepe’deki buluntuları yerleştiriyoruz. Göbeklitepe kazılarında keşfedilen yaban domuzu heykeli, H şeklinde bir sembol, bir hilal, iki yılan ve üç insan yüzü veya maskesi olduğu tahmin edilen süslemelere sahip bir seki üzerinde bulundu. Kazılarda ortaya çıkarılan bu yaban domuzun renkli olması onu daha özel kılıyor. En az 12 bin yaşındaki bu boyalı heykel, şimdilik ve artık türünün en eskisi olma unvanına sahip. Dolayısıyla bu keşif, Türkiye kadar insanlık tarihi için de ses getirecek derecede önem taşıyor.
Göbeklitepe yakınındaki Karahantepe’deki buluntular bu yıl için heyecan uyandıran bir diğer keşif oldu. Sonrasında sansür tartışmaları arasında tarihi önemi ikinci plana düşse de bu buluntu tarihi değiştirecek bir niteliğe sahip. Halihazırda Şanlıurfa Arkeoloji Müzesi’de serginen ve üzerinde “dünyanın en eski insan figürlü heykeli” yazan heykelden muhtemelen daha eski olan bu buluntu tam 2.3 metre yüksekliğinde. Üstelik çok daha gerçekçi bir yüz ifadesine de sahip. Kazı çalışmalarında bulunan heykel bir sekinin içerisinde zemine sabitlenmiş olarak bulundu.
Türkiye’de bu sene dikkat çeken buluntulardan bir diğeri de İç Anadolu bölgesinde. Konya’nın Karatay ilçesinde bulunan Savatra Antik Kenti, Anadolu coğrafyasındaki önemli Roma yerleşimlerinden biri olan bu yerleşimde bir sunak bulundu. Yine Savatra Antik Kenti’nde gerçekleştirilen kazılarda sunak tam 1800 yaşında. Benzeri bir sunağın bir zamanlar Pergamon’da (Bergama) olduğunu fakat günümüzde Berlin’de sergilendiğini hatırlatalım. Sunak bölgede Roma İmparatorluğu dönemine dair bulunan en hasarsız eserlerden biri olma özelliği de taşıyor.
Antalya’nın doğusundaki Alanya ilçesinde de arkeolojik kazılar devam ediyor. Syedra Antik kentinde devam eden arkeolojik kazılarda yaklaşık iki bin yıllık iki adet Nike heykeli bulundu. Yunan mitolojisinde zafer tanrıçası olan Nike’yi tasfir eden iki heykelden bir tanesinin son derece iyi vaziyette çıkarılması arkeologlar açısında ayrı bir sevinç kaynağı olmuştu. Tabii, hepimiz için de. 75 santimetre büyüklüğündeki heykeller, Alanya Müzesi’nin envanterine kaydedildi.
Antalya’nı batısındaki Phaselis Antik Kenti’nde devam eden kazı çalışmalarında ise tarihi bir yol gün yüzüne çıkarıldı. Tarih ve doğanın tüm güzellikleriyle buluştuğu bu özel konumda devam eden kazılarda Jül Sezar ve Büyük İskender gibi birçok tarihi şahsiyetin yürüdüğü iki bin yılı aşkın geçmişe sahip cadde artık gözle görülebilir seviyede. Kazılar sonrası ortaya çıkarılan bu önemli protokol caddesi yakında ziyarete de açılacak. Böylece Büyük İskender ve Jül Sezar gibi tarihi isimlerin üzerinden geçtiği caddeden binlerce yıl sonra tarih meraklıları da geçebilecek.
Anadolu’nun en önemli medeniyetlerinden Karya topraklarında da kazılar devam ediyor. Muğla sınırları içerisinde yer alan Herakleia Antik Kenti’nde devam eden kazılarda antik liman gün yüzüne çıkarıldı. Bugün Bafa Gölü kıyısında yer alan antik liman, bir zamanlar koy olan Latmos bölgesinin Ege Denizi’ne açılan en önemli kapısı konumundaydı. Zamanla toprağın taşınması neticesinde denizle bağlantısı kesilen kentin limanı da işlevini yitirdi. Buna rağmen Herakleia’da 13. yüzyıla kadar insan yerleşimi devam etti.
Tarihi Karya ülkesinde yolculuğumuz Kaunos Antik Kenti ile devam ediyor. Bu yıl bölgede yapılan kazılarda farklı devirlere ait izler ortaya çıkarıldı. Bunlardan biri Fatih Sultan Mehmet dönemin tarihlendirilen yerleşim izi. Diğerleri ise antik kentlerin en ilgi çekici yapıları olan antik tiyatrolar. Kaunos Antik Kenti’n devam eden kazılarda 5 bin kişilik tiyatro kazılar sonucu tam manasıyla gün yüzüne çıkarıldı.
Karya yurdundaki kazılar bir mimarlık harikası ortaya çıkarıldı. İdyma Antik Kenti’nde süren arkeolojik kazılarda tarihi su tüneli keşfedildi. Binlerce yıl önce Anadolu topraklarında yaşayan insanların altyapı konusunda ulaştığı seviyeyi göstermesi ve bugünün insanlarını üzerinde biraz düşündürmesi açısından oldukça önemli olan bu su tüneli, tam 65 metre uzunluğa ve 2 metre genişliğe sahip. Bu tarihi keşfin daha da ilginç yanı tünelde temiz su kaynağına ulaşılması oldu.
Muğla’nın biraz kuzeyine Aydın’a bakalım. Bu, yavaş yavaş antik dönemin İyon topraklarına da geçtiğimiz anlamına geliyor. Aydın’ın Germencik ilçesindeki Magnesia Antik Kenti’nde devam eden kazılarda çarpıcı bir keşif ortaya çıkarıldı. Baş tanrı Zeus’a adanan tapınak arkeoloji dünyasında büyük heyecana neden oldu. Zira Antik Çağ’da her ne kadar baş tanrı kabul edilse de Zeus adına fazla tapınak inşa edilmediğini biliyoruz. Hatta rakamlarla konuşacak olursak; Yunanistan anakarasında beş, Rodos’ta iki, Girit’te bir ve Anadolu’da da beş adet Zeus’a adanmış tapınak bulunuyor.
Yılın tüm dünyada en önemli 10 buluşundan biri olarak kabul edilen Bathonea Antik Kenti’neyiz. Burası nerede mi? Avcılar. Evet, İstanbul’daki Küçükçekmece Gölü kıyısında yer alan Bathonea Antik Kenti’nde devam eden kazılarda Patara’da şu anda yeniden canlandıran antik deniz fenerinden sonra bu topraklardaki ikinci deniz feneri keşfedildi. Burası aynı zamanda Antik Çağ’da Marmara’ya açılan çok önemli bir liman olma özelliği de taşıyordu. Roma İmparatorluğu’ndan da önce bir yerleşim yeri olarak var olan Bathonea’daki bu keşif turizme kazandırılacak.
İstanbul’da ortaya çıkarılan bir diğer buluntu ise Saraçhane’den. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin merkez binasının hemen karşısında devam eden arkeolojik kazılarda özel bir buluntu gün yüzüne çıkarıldı. Saraçhane’de devam eden kazılarda binlerce yıllık Pan heykeli bulundu. Antik Yunan’da çoban ve sürülerin tanrısı olarak kabul edilen Pan için yapılan 20 santimetre büyüklüğündeki heykel, İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde.
Karadenizde de yıl boyunca kazılar devam etti. Yeni durağımız Düzce. Tarihi Prusias ad Hypium Antik Kenti’nde devam eden kazılarda Büyük İskender heykeli bulundu. ‘Karadeniz’in Efes’i’ olarak da adlandırılan antik kentte, milâttan sonra ikinci yüzyıla tarihlenen bu heykel, Büyük İskender’in ölümünün üzerinden neredeyse beş yüzyıl sonra yapılmış. Böylesi bir heykelin varlığı, o dönem için kentin sahip olduğu prestijin de bir göstergesi konumunda.
Geçen hafta Ordu’daki tarihi Kurul Kalesi’nde kazı yapan arkeologlar, 2200 yıllık ana tanrıça Kibele heykeli buldu. Kurul Kalesi’nde devam eden kazılarda ortaya çıkarılan tek buluntu bu değil elbette. Kazılarda yaklaşık dört bin parça buluntu gün yüzüne çıkarıldı. Evet, yanlış okumadınız. Bölgedeki arkeolojik kazılar önümüzdeki kazı sezonlarında da devam edecek.
Akademik yılın başlaması ve yaz mevsiminin bitmesiyle birlikte bazı kazı alanlarında çalışmalar önümüzdeki yıla kadar sona erdi. Üniversitelerde 2023-2024 eğitim yılının sona ermesiyle birlikte kazı çalışmaları da daha fazla ivme kazanacak. Ancak coğrafi şartların uygun olduğu ya da sponsor desteğinin de bulunduğu kimi kazı alanlarında arkeolojik çalışmalar durmaksızın sürüdürülüyor. Bu vesileyle Kültür ve Turizm Bakanlıığı tarafından gerçekleştirilen bu kazılarda sponsor desteğinin de çalışmalara büyük katkı sağladığını belirtmekte fayda var.