Vasıf Kortun’dan Documenta’ya: Vebalı bir Avrupa’nın belirtisi gibi

İki küratör Documenta yönetimine açık mektup yazdı. Vasıf Kortun ve Manuel Borja-Villel, Avrupa'nın en önemli sanat etkinliklerinden Documenta'nın yönetimini Gazze konusundaki tutumları nedeniyle eleştirdi: "Vebalı bir Avrupa’nın belirtisi gibi"

Kültür Sanat 26 Kasım 2023
Bu haber 1 yıl önce yayınlandı

Dünyanın en önemli sanat etkinliklerinden biri olan Documenta’da yaşananlar, İsrail-Filistin savaşının sanat dünyasındaki en önemli yansımalarından biriydi. Çünkü 2027’de düzenlenecek Documenta’nın sanat yönetmenini seçmekle sorumlu olan komite üyeleri savaşla ilgili farklı görüşleri nedeniyle istifa etti ve böylece beş yılda bir yapılan Documenta’nın 2027’de kim tarafından yapılacağı belirlenemediği için düzenlenmesi tehlikeye girdi.

Vasıf Kortun ve kendisi gibi küratör olan Manuel Borja-Villel Documenta yönetimine hitaben yayınladıkları açık mektupta organizasyonun tutumunu eleştirdi.

‘Avrupa’da yeni bir cadı avı’

Dikkat çekici ifadelerin yer aldığı açık mektupta küratörler, Documenta yönetiminin tutumunu “vebalı bir Avrupa’nın belirtisi” ve “cadı avı” olarak nitelendirdi. ArtDog‘un aktardığına göre iki küratör yayınladıkları açık mektupta şu ifadelere yer verdi:

“Kültür ve kültür kurumlarının, liberal olmayan güçlerin fethetmeye hazır olduğu bir savaş alanına dönüştüğü giderek daha açık bir şekilde görülüyor. Son Documenta’ya yönelik saldırılar ve onun yönetimini yeniden düzenlemeye yönelik karşı eylemler bunu kanıtlıyor. Bir zamanlar deneyim ve özerklik alanı olan sergi, artık bir kontrol alanı haline geliyor.

Tarihsel olarak Documenta 5’ten beri direktörler ve ekipleri yaratıcılık konusunda tamamen özgürdü. Bunun yerine yeni atanan Fridericianum ve Documenta Gmbh direktörünün işlevi kontrol ve siyasi denetim gibi görünüyor. Birkaç ay önce ikimiz de bireysel olarak bir teklif sunmaya davet edildik. Ancak ortak bir teklif yapmaya karar verdik ve bu teklif seçim komitesi tarafından kabul edildi ve hatta tartışıldı. Ancak daha sonra Documenta’dan başvurumuzun formalite gereği ‘sonlandırılması’ gerektiğini belirten bir mektup aldık.

Projemiz seçim komitesi için ilgi uyandırıcı olmadığı için göz ardı edilmiş olsaydı söyleyecek hiçbir şeyimiz olmazdı. Ancak komite projeyi tartıştıktan sonra formaliteden elenmek garipti. Documenta ile ilgili son haberler, önce Ranjit Hoskote’un, ardından Bracha Ettinger’in ve komitenin geri kalanının istifası, sanatsal değil politik olduğunu düşündüğümüz bir krizin kanıtıdır. Bizi ifşa etse bile bunu kamuoyuna açıklamayı etik buluyoruz. Bizim için esas olan sadece bir kurumun özerkliği değil aynı zamanda Documenta’nın da ayakta kalmasıdır.”

Documenta’da cevap bekleyen sorular

Vasıf Kortun ve Manuel Borja-Villel mektubun devamında şunları yazdı:

“En sıra dışı edisyonlarında da olduğu gibi Documenta’nın önemi sanatın rolünü ele alma ve tarihteki değişimleri anlamaya yönelik araçlar sunma kapasitesinde yatmaktadır. Teklifimizde de yazdığımız gibi Documenta’nın dünyayı anlamanın alternatif yollarına uyum sağlaması gerekiyor. Documenta statükoyu sorgulamaktan kaçınırsa ve kendisini sosyal senaryolarla sınırlandırırsa hepimiz kaybedeceğiz.

Şu anda cevaplardan çok sorularımız var. Komitenin istifasına ne sebep oldu ve Ranjit Hoskote’a yönelik zulüm nasıl başladı? 2019’a ait karanlık bir belgenin ortaya çıkarılması ve uygun zamanda yayınlanması için yapılan kötü niyetli soruşturmanın emrini veren biri var mıydı? Olaydan sonra neden başka bir üye istifa etti? Museum Fridericianum ve Documenta Gmbh direktörünün rolü tam olarak nedir? Seçilen projenin hayata geçirilmesini kolaylaştırmak için mi orada yoksa tam tersi mi? Teklifimiz okunduktan sonra gizlilik sorunu nasıl ortaya çıktı? Belki de öne sürülen fikirler veya önerilen partnerlerin listesi Documenta’nın yeni ruhuyla uyumlu değildi. Ve son olarak Alman yetkililer, Documenta’nın da her müze veya sanat merkezi gibi toplumun korkularıyla, arzularıyla ve umutlarıyla baş edebileceği bir yer olduğunu ve bunu ancak yaratıcılık özgürlüğü garanti altına alındığında yapabileceğinin farkında mı? Ne yazık ki tüm bunlar, Avrupa’da ve yurtdışında Filistin’de barış çağrısı yapan aydınları hedef alan cadı avını yansıtıyor. Aynı zamanda boş bırakılan bir alanı doldurmaya yönelik çıkarlar var gibi görünüyor.”

Le Trio Joubran: Müzik işgale karşı bizim gücümüzLe Trio Joubran: Müzik işgale karşı bizim gücümüz

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.