Yazar Mustafa Kutlu’ya ‘Türk Dilinin Yaşayan Değeri’ ödülü

Yazar Mustafa Kutlu'ya Türkiye Maarif Vakfı tarafından "Türk Dilinin Yaşayan Değeri" ödülü verildi. TDK'nin 2025 Türk Diline Hizmet ödüllerini de düzenlenen törende Kültür Bakanı Ersoy verdi.

Kültür Sanat 16 Aralık 2025

Türk edebiyatında iz bırakan yazar Mustafa Kutlu’ya Türkiye Maarif Vakfı tarafından “Türk Dilinin Yaşayan Değeri” ödülü verildi.

Türkiye Maarif Vakfı ve Türk-Alman Üniversitesi işbirliğiyle “Dünya Türk Dili Ailesi Günü” kapsamında “Köklerden Geleceğe Türkçenin Ortak Hafızası: Abide Eserler ve Şahsiyetler” başlıklı program düzenlendi.

Vakfın Üsküdar’daki merkezindeki programa sağlık sorunları sebebiyle katılamayan Kutlu’nun ödül alma videosu katılımcılara gösterildi.

Mustafa Kutlu paylaşılan videoda yazdığı eserlerin beğenilmesinin asıl nedeninin samimiyet olduğunu söyleyerek Türkçenin çok zengin bir dil olduğunu ve tüm haşmetiyle yakalamak için çok fazla emek verilmesi gerektiğini söyledi.

Ana dil ve anne dili kavramlarının farklı olduğuna işaret eden Kutlu “Anne dili şudur, benim annem bir köylü kadını, ne kadar Türkçesi varsa bana o kadarını aktarır. Ana dili ise milletin dilidir. Türkçeye bir gün değil, bir ömür verilen emek yetmez.” değerlendirmesini yaptı.

“Her bir Türk dili, kendi tarihini, edebiyatını, müziğini, düşünce geleneğini de taşır”

Türkiye Maarif Vakfı Başkan Vekili Prof. Dr. Ahmet Emre Bilgili, Türkçenin Orhun Yazıtları’ndan beri bir medeniyet dili olarak geniş bir coğrafyada kullanıldığını belirterek, Türkçeyi ve Türk dünyası içindeki iletişimi her zaman daha ileriye götürmek gerektiğini ifade etti.

Türk Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Yıldız ise UNESCO 43. Genel Konferansı’nda ilan edilen “Dünya Türk Dili Ailesi Günü” kararının insanlığın ortak kültürel mirasına yapılan güçlü bir vurgu olduğuna dikkati çekerek, şunları aktardı:

“Çünkü Türk dili ailesi, tarih boyunca bozkırlarından Anadolu’ya, Orta Avrupa’dan Sibirya’ya kadar uzanan geniş bir coğrafyada farklı seslerle ama aynı ruhla varlığını sürdürmektedir. Bugün bu diller yaklaşık 200 milyondan fazla insanın ana dili konumundadır. Her bir Türk dili, kendi tarihini, edebiyatını, müziğini, düşünce geleneğini de taşır. Ama her biri aynı zamanda ortak bir kimliğin ortak bir geçmişin izlerini de yaşatmaktadır. Bu nedenle Dünya Türk Dili Ailesi Günü, Türk dilleri için değil, tüm insanlık için dilsel çeşitliliğin, kültürel diyaloğun ve ortak mirasın sembolü haline gelmiştir.”

“Kitabelerdeki Türkçe çok daha uzun bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor”

Yazar Beşir Ayvazoğlu da Türkçe ve Türk kültürüne ait önemli belgelerin 7. yüzyılda ortaya çıktığını aktararak, “Bunlar elbette birdenbire ortaya çıkmış metinler değil. İfade kudretine bakılırsa özellikle soyut kavramlar kullanmışlar ve kitabelerdeki Türkçe çok daha uzun bir geçmişe sahip olduğunu gösteriyor. Yani en az 700 yıl öncesine belki de gitmek gerekiyor.” dedi.

Türkçenin erken çağlarda yüksek bir edebi dil olarak teşekkül etmeye başladığını belirten Ayvazoğlu, “Elimizde maalesef o günkü kitabelerden ufak tefek buluntular dışında, dilimizin zenginliğini geriye doğru gösterecek başka belgelere sahip değiliz. Ancak İslami devirden itibaren yazılı kültür öne çıkıyor. Edebiyatımızın yazılı metinleri de Türkçenin gelişmişlik seviyesini göstermesi bakımından son derece önemli.” diye konuştu.

Ayvazoğlu Türkçenin Anadolu’da saf bir biçimde yaşadığının altını çizerek şunları kaydetti:

“Türkçenin dirilişi bakımından Yunus Emre’yi, Mevlana’nın düşüncesiyle birleşerek Osmanlı devletinin kuruluş felsefesini vücuda getiren iki büyük figürden biri olarak görüyorum. Yani Türkçe bu kadar zengin bir geçmişe sahip olmasaydı, Yunus Emre o kadar güçlü bir şair olamazdı. Yunus’un arkasında büyük bir kültür var. Süleyman Çelebi’nin ‘Mevlid’i de hakikaten bir Türkçe şaheseridir.”

Yeditepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Taşağıl ise Türkçenin geleceğine dair olumlu düşünceler taşıdığını dile getirerek, “Türkler aslında bugün nüfus bakımından altın bir devir yaşıyor. Tarihte ilk defa Türkler olarak bu kadar kalabalık ve eğitimli bir nüfusa ulaştık. Türk dünyasında da durum böyle. Bu durumun demografik açıdan Türk kültürüne katkı sağlayacağını düşünüyorum.” görüşünü paylaştı.

TDK ödülleri de verildi

Türk Dil Kurumunca (TDK) “2025 Türk Diline Hizmet Ödülleri Töreni” Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlendi.

Program, Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi Öğretim Görevlisi Devrim Aycan yönetimindeki “Azerbaycan Mugam Geleneği Temsilcileri Topluluğu” ve “Türk Eli Topluluğu”nun konseriyle başladı.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, burada yaptığı konuşmada, Türkçeye harcanan her emeğin, milletin yarınlarına bırakılan en kıymetli miraslardan biri olduğunu, dile hizmetin çoğu zaman görünmeyen, değeri ölçülemeyen bir emek olduğunu söyledi.

Türk Dilinin Kaşgarlı Mahmud’dan Yunus Emre’ye, Ali Şir Nevai’den pek çok bilgeye uzanan kadim bir yolculukla bugüne ulaştığını hatırlatan Ersoy, Türk Dil Kurumunun Cumhuriyet’in Kurucusu Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünde, Türkçenin sadeleşmesi ve bilimsel gelişimi için tarihi bir rol üstlendiğini ifade etti.

Bu mirası geleceğe taşımada herkesin sorumluluğu olduğuna işaret eden Ersoy, şunları kaydetti:

“Bugün de aynı sorumluluk, öğretmenlerimizin, yazarlarımızın, akademisyenlerimizin, araştırmacılarımızın ve dili özenle kullanan her bir vatandaşımızın omuzlarındadır. Çünkü Türkçeye gösterdiğimiz özen, aslında kimliğimize, kültürümüze ve geleceğimize gösterdiğimiz özendir. Bu yüzdendir ki, Türkçeye özen gösteren her öğretmen bir nesli, her yazar bir düşünceyi, her dil bilimci bir kavramı, her öğrenci bir umudu büyütmektedir. Bu anlayışla Türk Dil Kurumu, dilimizin gelişmesine, doğru kullanımının yaygınlaşmasına ve bilimsel ve kültürel alanda saygınlığının artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları ‘Türk Diline Hizmet Ödülleri’ ile onurlandırmaktadır.”

Bu yıl “Türk Diline Hizmet Ödülü”ne layık görülen isimlerin, dilin farklı alanlarına sundukları özgün katkılarla öne çıktığını belirten Ersoy, ödül alan isimleri kutlayarak, Türkçeye gösterdikleri özverili çalışmalar için şükranlarını sundu.

“Artık dünya tarafından resmi biçimde teyit edildi”

Ersoy, UNESCO’nun “15 Aralık” tarihini “Dünya Türk Dili Ailesi Günü” olarak ilan etmesinin önemli bir gelişme olduğunu söyledi.

Bu kararın, Türk dilinin ve Türk dillerinin ortak bir kültürel miras olarak uluslararası düzeyde kabul edilmesini sağladığını dile getiren Ersoy, bu adımın Türkiye Cumhuriyeti ile diğer Türk devletlerinin ortak iradesiyle yürütülen güçlü bir diplomatik başarı olduğunun altını çizdi.

Bakan Ersoy, şunları ifade etti:

“Türk dillerinin, kadim medeniyetimizin temel unsurlarından biri olduğu artık dünya tarafından da resmi biçimde teyit edilmiştir. UNESCO’nun bu kararı, 1893 yılında Orhun Yazıtlarını bilim dünyasına kazandıran Vilhelm Thomsen’in o büyük keşfine atıfla 15 Aralık tarihine anlamlı bir vurgu yapmaktadır. Bu tarih, Türkçenin köklü geçmişinin ve tarihsel sürekliliğinin sembolüdür. Kararın Türk dünyasının kadim kültür merkezlerinden Semerkant’ta açıklanmış olması ise bu adımın kültürel bütünlüğümüzle ne kadar uyumlu olduğunun güçlü bir göstergesidir.”

“Dilini koruyan, öz benliğini yaşatır”

Ersoy, dilin bir milletin hem hafızası hem de kalbi olduğunu belirterek, düşüncelerin, duyguların, kültürün ve tarih bilincinin dil aracılığıyla geleceğe taşındığını aktardı.

Türkçe’nin korunması, geliştirilmesi ve özenle kullanılması için emek veren herkesin, milletin kültürel köprüsünü inşa eden mimarlar olduğunu vurgulayan Ersoy, bu çabalara katkı sunanlara teşekkür etti.

Türk Dil Kurumunun dilin, bilim, sanat, iletişim ve teknoloji gibi geniş alanlarda güçlenmesi adına çalışmalarını kararlılıkla sürdürdüğünü vurgulayan Ersoy, Türkçe’nin günlük yaşamda ve sosyal medyada özenle kullanılmasının önemine değindi.

Ersoy, “Dilini koruyan, öz benliğini yaşatır, diline değer veren ise milletinin onuruna ve geleceğine sahip çıkar.” dedi.

“Bu tören, kurumumuzun kararlılığının ve vefa anlayışının doğal bir sonucudur”

Türk Dil Kurumu Başkanı Prof. Dr. Osman Mert de her yıl verilen Türk Diline Hizmet Ödülleri’nin sadece bir teşekkür olmadığını, vefa ödülü olarak da değerlendirildiğini söyledi.

Mert, şunları kaydetti:

“Bugün ödül takdim edeceğimiz isimler, yalnızca akademik başarı hikayeleri yazmadılar. Onlar, Türkçeyi her yerde ve her zaman yaşatmak için emek verdiler, bu ülkenin kültür kalelerinde birer muhabbet ve irfan neferi oldular. Türk Dil Kurumu, bilimi, sanatı, teknolojiyi ve dili hayatın her alanında hakim kılma kararlılığını sürdürürken, bu kıymetli isimler en güçlü destekçilerimiz oldu. Bugün gerçekleştirdiğimiz bu tören, kurumumuzun kararlılığının ve vefa anlayışının doğal bir sonucudur.”

Türk Dil Kurumunun bugün 4. Uluslararası Ad Bilimi Bilgi Şöleni’ne de ev sahipliği yapacağını aktaran Mert, yurt içinden ve dışından ad bilimi alanında çalışan çok kıymetli akademisyenleri misafir ettiklerini dile getirdi.

Toplantıda, 16 oturumda sunulacak 68 bildiriyle 634 araştırmacıyı bir araya getirdiklerini belirten Mert, ad bilimi alanında yapılacak tartışmaların, kültür ve hafızanın hareket alanlarını derinlemesine inceleyeceğine yürekten inandığını kaydetti.

“2025 Türk Diline Hizmet Ödülleri”

Konuşmaların ardından Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy, “2025 Türk Diline Hizmet Ödülleri”ne layık görülenlere plaketlerini takdim etti.

Türkçenin doğru ve anlaşılır biçimde geniş kitlelere ulaştırılmasındaki uzun soluklu başarısı dolayısıyla TRT Türkiye’nin Sesi Radyosu ödüle layık görüldü. Ödülü Türkiye’nin Sesi Radyosu adına TRT Dış Yayınlar Dairesi Başkanı Onur Çekici aldı.

Dili estetik ve duru bir anlatımla topluma aktaran çalışmaları nedeniyle Başspiker Şener Mete, Türk dili araştırmalarına uluslararası düzeyde önemli katkılar sağlayan Prof. Dr. Ergin Jable, Türk lehçeleri, dil tarihi ve karşılaştırmalı dil çalışmaları alanında öncü çalışmalara imza atan Prof. Dr. Henryk Jankowski, terminoloji alanındaki öncü çalışmalarıyla Türkçenin bilim dili kimliğine yön veren Prof. Dr. Aydın Köksal, Türkçenin dijitalleşmesi, ses teknolojileri ve dil verilerinin işlenmesine yönelik birikiminin yanı sıra TÜBA Mühendislik Terimleri Sözlüğünün editörü olarak terminoloji alanına özel katkılar sunan Prof. Dr. Bülent Sankur ile halk bilimi, kültür tarihi ve edebiyat araştırmalarıyla Türkçenin kültürel zenginliğine önemli izler sunan Prof. Dr. Hacı Ömer Karpuz “2025 Yılı Türk Diline Hizmet Ödülü”nü almaya değer görüldü.

Programa Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Başkanı, Büyükelçi Prof. Dr. Derya Örs, Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Yüksel Özgen, Atatürk Kültür Merkezi Başkanı Doç. Dr. Zeki Eraslan, Atatürk Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Kılınç da katıldı.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.