New York’ta Z kuşağının ilk First Lady’si giyimiyle nasıl mesaj veriyor?

ABD’nin en büyük kenti New York’ta milyonlarca kişinin oy kullandığı belediye başkanlığı seçimini, Cumhuriyetçi rakibine 9 puan fark atarak kendisini “demokratik sosyalist” olarak nitelendiren 43 yaşındaki Demokrat Parti adayı Zohran Mamdani kazandı. Yalnızca kamucu vaatleri ve Müslüman kimliğiyle Zohran Mamdani değil; Hinge isimli uygulamadan tanışıp bu yılın başlarında evlendiği eşi Rama Duwaji de kamuoyunun ilgisini çekti. Birçok genç New Yorklu seçmen için Duwaji’nin tarzı bir stilden daha fazlasını temsil ediyor. Tarzı, liderliğin nasıl olabileceğine dair bir değişimi işaret ediyor. ABD’nin en büyük şehri, yeni nesil için first lady mitini yeniden yazmak üzere.

28 yaşındaki Duwaji, New York’un Z kuşağına mensup ilk First Lady’si. Suriye asıllı. Bu alışılmadık First Lady, yalnızca kimliği ve Filistin’le dayanışma içeren politik mesajlarıyla değil giyim tarzıyla da gündemde. ABD merkezli yayın organı New York Times’ın moda eleştirmeni Vanessa Friedman, Duwaji’nin stiliyle bir mesaj verdiğini yazdı. 

Duwaji ve Mamdani, seçim partisinde

New York’un yeni First Lady’si, eşi Mamdani’nin seçim partisinde sahneye baştan aşağı siyah bir kıyafetle çıktı. Duwaji, seçim kampanyası boyunca eşinin yanında çok da görülmemiş ve röportaj taleplerini reddetmişti. 

Friedman, “Detaylar, aslında yeni rolünü ve bundan sonra olacakları düşünmek için epey zaman harcadığını gösteriyor” yorumunda bulundu. 

Hem devrimi hem de yerleşik olanı temsil ediyor

NYT moda eleştirmeni Duwaji’nin “hem devrimi hem de sürekliliği, hem yeni gelenleri hem de yerleşik düzeni temsil ettiğini” yazdı: 

“Kendi neslinin takım elbise ve kravatları reddeden bir kuşağın ortasında bile takım elbise ve kravata sadık kalan kocası gibi, Bayan Duwaji de, şehrin ihtiyacı olduğunu söylediği değişimi somutlaştırırken kurumsal güvence sunma zorunluluğunu yansıtan, hem kendi neslinin hem de onun ötesinin bir parçası olmak zorunda”

Seçim partisinde ne giydi?

Duwaji, eşinin seçimi kazanmasının kutlandığı partide farklı parçaları birleştirip eşleştirerek farklı kültürlerin harmanlandığı bir görüntü yarattı. Büyük markaları es geçip bağımsız girişimcileri tercih etti ve Friedman’a göre “sosyalizm ile yüksek sosyete arasında bir orta yol bulacak” şekilde giyindi. 

First Lady, seçim partisinde Londra’da yaşayan Filistinli tasarımcı Zeid Hijazi’nin tasarladığı siyah bir üst giydi. Hijazi’nin çalışmaları, geleneksel nakışlarla fütüristik teknikleri birleştiriyor ve Victoria ve Albert Müzesi’nde sergileniyor. 

Duwaji, bu bluzla birlikte, New Yorklu tasarımcı Ulla Johnson’ın bir parçası olan  diz boyu, siyah kadife ve dantelden oluşan dökümlü bir etek giydi.

Ayrıca, başka bir New Yorklu tasarımcı olan Eddie Borgo’nun uzun gümüş sivri küpeleri de kulağındaydı. 

Birçok genç New Yorklu seçmen için Duwaji’nin tarzı bir stilden daha fazlasını temsil ediyor. Tarzı, liderliğin nasıl olabileceğine dair bir değişimi işaret ediyor. ABD’nin en büyük şehri, yeni nesil için first lady mitini yeniden yazmak üzere.