Tatilinizi mahvedebilecek 7 kulak burun boğaz problemi ve çözüm yolları
Bademcik iltihabı, orta kulak enfeksiyonu, sinüzit, larenjit… Sonbahar ve kış aylarında artışa geçen bu sorunlar basit yakınmalardan ciddi tıbbi müdahale gerektirecek durumlara kadar bir dizi soruna yol açabilir. Peki hangi belirtiler önemsenmeli? Tedavi nasıl yapılır? Prof. Dr. Metin Önerci anlattı
Sonbahar ve kış aylarında çocuklarda sık görülen kulak, burun, boğaz (KBB) sorunlarının büyük kısmında antibiyotiklerin yerinin olmadığını biliyor musunuz? Ya da burnu açılsın diye kullandığınız serum fizyolojiğin zararlı olduğunu? Peki bazı bademcik enfeksiyonlarının tedavisiz kaldığında kalp ve böbrekte ciddi sorunlara yol açtığını duydunuz mu? Ebeveynlerin sonbahar ve kış aylarında artışa geçen KBB enfeksiyonları hakkında bilmesi gerekenleri Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metin Önerci ile konuştuk. İşte en sık karşılaşılan 4 hastalık.
Bilmemiz gereken ilk bilgi bademcik iltihabına hem virüslerin hem de bakterilerin yol açabilmesidir. Bademcik iltihabı çoğu zaman bakterilerden değil, virüslerden kaynaklanır. Virüs-bakteri ayrımı tedavi açısından önemli çünkü bademcik iltihabına grip ya da nezle virüsü gibi virüsler yol açtığında tedavide antibiyotik kullanılmaz, hastaya basit ağrı kesiciler ve istirahat önerilir.
Halk arasında kısaca ‘Beta’ olarak bilinen A Grubu Beta Hemolitik Streptokok bakterisinin neden olduğu bademcik iltihabında ise mutlaka antibiyotik kullanılır. Boğaz kültüründe Beta mikrobu üremezse ya da doktorun bileceği bazı ‘marker’lar pozitif çıkmazsa antibiyotik verilmez.
Gereksiz antibiyotik alerji riskini artırır
Çocuklar sonbahar ve kış aylarında daha sık olmak üzere yıl boyunca çok sayıda solunum yolu enfeksiyonu geçirir, bunların çok büyük bölümünde antibiyotik gerekmez.
Antibiyotiklerin gereksiz kullanımı bağışıklık sistemini olumsuz etkiler ve çocukların sık hastalanmasına neden olur. Gereksiz yere devamlı antibiyotik verilen şehir çocuklarının alerji oranıyla köyde az antibiyotik kullanan çocukların alerji oranı karşılaştırıldığında şehirli çocuklarda alerjinin çok daha yüksek olduğu ortaya çıkmış. Dolayısıyla gereksiz antibiyotik kullanımından kaçınmak alerjiye giden o kapıyı da kapatır.
Bu arada Beta her yaşta görülebilse de genellikle 4-14 yaşları arasındaki çocuklarda yaygındır. 24 yaşından sonra beta geçirme ihtimali çok düşer.
Beta mı yoksa virüs mü? Nasıl anlaşılır?
İkisinin ortak belirtileri kırmızı-şiş bademcikler, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü ve ateştir. Burun akıntısı, gözde sulanma, öksürük olması virütik (virüs kaynaklı) enfeksiyonlar lehinedir. “Çilek dili” olarak adlandırdığımız dilde kızarıklık ise kesinlik göstermese de bakteriyel enfeksiyon olduğunu düşündürebilir. Kesin tanı için doktor muayenesi ve çocuğun boğazından kültür alınması lazım.
Bademcik iltihapları tedavi verilse de verilmese de iyileşir. Fakat korkumuz şu: Beta tedavisiz bırakılırsa çocukta kalp romatizması ya da nefrit (böbrek iltihabı) gelişebilir. Bu nedenle boğaz kültüründe beta üreyen çocuklara 10 gün süreyle penisilin verilmeli.
Boğaz kültürü sonucu 24 saatte çıkar. Test sonuçlanana kadar bazen çocuğun şikayetleri azalır ama anne-baba buna aldanıp “Tedaviye gerek kalmadı” diye düşünmemeli, çocuğa yine de penisilini vermeli. Önemli bir konu daha var: Bazen çocuk ateşlenir, boğazında hiç iltihap olmaz, kültür alınır ve sonuç Beta çıkar. Ama sonucun pozitif çıkması “Yüzde 100 beta” anlamına gelmeyebilir. Bu durumda doktor, çocuğun muayene bulgularına bakarak antibiyotik kararı verir.
Son olarak bademcik iltihaplarında apseleşme varsa apsenin boşaltılması, daha sonra da bademciklerin ameliyatla alınması gerekir.
Orta kulak iltihabı genellikle geçirilen grip ya da nezlenin orta kulağı etkilemesiyle ortaya çıkar. En önemli belirtisi kulak ağrısıdır.
Orta kulak iltihaplarının büyük çoğunluğu virütik olduğu için genellikle antibiyotik vermek gerekmez. Burun tıkanıklığını açan bir ilaç, yanına da kulak ağrısını azaltan bir ilaç yeterlidir.
Kulak kepçesinin arkasında şişlik varsa tablo orta kulak iltihabına bağlı bir komplikasyona gidiyor demektir. Muhakkak doktora gidilmesi gerekir. Şişlik varsa ameliyatla iltihabın boşaltılması önem taşır. Aksi takdirde iltihap kulak kemiğinde erimeye yol açar.
Kulağa hangi durumlarda tüp takılır?
Her orta kulak iltihabında işitme kaybı olur çünkü orta kulakta sıvı birikir. Kulaktaki iltihap bir süre sonra iyileşir ve ağrı geçer. Ama biriken sıvı bir ay gibi bir sürede boşalır, işitme de ancak o zaman düzelir. Sıvı toplanmasında ebeveynlerin hemen paniklemesine gerek yok çünkü bu sorunun yüzde 90’ı kendiliğinden düzelir. Fakat iki kulakta birden sıvı toplanması varsa ve üzerinden bir mevsim geçmesine rağmen düzelme olmazsa sıvıyı boşaltmak için kulağa tüp takmak gerekebilir.
Özellikle kulak zarında çöküntü veya orta kulaktaki sıvının zamk gibi yapışkan olması tüp takmayı gerektirebilir. Bu tedavi ihmal edilirse her iki kulakta uzun süreli işitme kayıpları ortaya çıkabilir. Bu da çocuğun konuşma gelişimi olumsuz etkiler. Dolayısıyla çocukların uzun süre, mesela bir yıl boyunca ağır işiterek kalmasını istemeyiz. Burada sınırımız bir mevsim… Yani üç aylık bir zaman diliminde ilaçlara ve doktor önerilerine rağmen düzelmeyen, kulak zarında çökmeye yol açan sıvı birikimlerinde tüp takılması gündeme gelebilir.
Geniz eti büyükse alınmalı
Çocuklarda sık tekrarlayan orta kulak iltihabının en önemli nedenlerinden biri büyük geniz etidir. O nedenle büyük geniz eti olan çocukların 2.5-3 yaşlarında ameliyat edilmelerini öneriyoruz. Geniz eti genellikle 7-8 yaşlarından sonra küçülmeye başlar ama o zamana kadar tahribatı büyük olur. Örneğin çocuğun sık hastalanmasına, yüzünün ablak gelişmesine, uyku apnesi gibi sorunlara yol açabilir.
Bebekleri yatar pozisyonda beslemeyin
Bu arada bebekler dümdüz yatar pozisyonda emzirilir ya da biberonla beslenirse süt ya da mama orta kulağa kaçar. Bu da orta kulak iltihabına neden olur. Süt kaçmasına bağlı orta kulak enfeksiyonlarına herhangi bir tedavi yapmak gerekmez. Ama geçici de olsa kulak tıkanıklığı ve işitme azlığına yol açtığı için önlem alınmalı, bebekler kucakta 45 derece açıyla beslenmeli.
Alnımızda, kafamızın içinde, yanaklarımızın arkasında ve gözümüzle burun perdesi arkasında olmak üzere dört ana sinüsümüz var. Sinüs boşluklarının içindeki örtünün iltihaplanmasına ise sinüzit adı verilir.
Sinüzit genellikle grip ya da nezlenin sonucu olarak ortaya çıkar.
Çocuklarda en önemli sinüzit nedenlerinden biri büyük geniz etidir. Geniz eti burnun arkasındaki deliği kapatacak kadar büyükse çocuk burnundan nefes alamaz. Bu da sinüslerin havalanmasını engelleyerek sinüzite uygun zemin oluşturur.
Başlangıçta sulu, daha sonra kıvamı koyulaşan, önce beyaz ardından yeşil renge dönen burun akıntısı en önemli sinüzit belirtilerinden biridir. Sinüzit yüzde ya da alında ağrı ve öksürük şikayetlerine de yol açabilir.
Sinüzitte her zaman burun da hastalandığı için tedavide en önemli adım burun tıkanıklığını açmak ve çocuğun genzini çekmesinin önüne geçmektir. Çocuk genzini çekip yutkunduğunda burnundaki akıntılar orta kulağa geçip burada iltihaba neden olabilir.
Sinüzitte hemen antibiyotik verilmez, önce 5-7 gün beklenir, çocuk düzelmezse antibiyotiğe geçilir. Antibiyotik başlamak için bir gerekçemiz daha var: Diyelim ki çocuk hastalandı, 3 gün sonra iyileşti ama 4’üncü gün yine kötüleşmeye başladı. Bu durumda da “bakteri binmiştir” der ve antibiyotik başlarız.
Dikkat edilecekler: Serum fizyolojik kullanmayın
📍 Çocukların burnunu serum fizyolojik ile yıkamak yanlış çünkü burnun PH’ını değiştirir. Bu da burundaki savunma hücrelerinin çalışmasını engelleyerek ortamı kötü mikroplara bırakır. Sonuçta çocuklar daha sık hastalanır hale gelir.
📍Okyanus suyu ya da deniz suyu spreyleri ve burun temizleme kitleri de zararlı olabilir. Eğer bunların ağzı her kullanımdan sonra steril edilmezse mikroplar devamlı burna girer.
📍 Serum fizyolojiği evde kendiniz yapabilirsiniz. Bir su bardağı suyun içine bir çay kaşığı tuz, üçte bir çay kaşığı karbonatı koyup karıştırsanız burun PH’ına uygun bir temizleme sıvısı elde edersiniz.
Genellikle 18 ay-3 yaş arasında görülen solunum yolu enfeksiyonlarından biridir. Ses kısıklığı ve nefes darlığı yapar. Bazıları basit bir ilaçla tedavi edilir ama bazılarında hastane ortamında ilaçla solunumun rahatlatılması gerekir. Tedavi ihmal edilirse çocuk ciddi solunum sıkıntıları yaşayabilir. Çocuk nefes alırken zorlanıyor ve çekilme hissi yaşıyorsa mutlaka hastaneye götürülmeli.
Enfeksiyonlardan korunmak için 5 kural
📍Çocuğunuza el yıkama alışkanlığı kazandırın, ellerini sık yıkamasını söyleyin.
📍Evde hasta biri varsa havluları ayırın.
📍Çocuğunuz odasını kardeşiyle paylaşıyorsa iyileşene kadar odaları ayırın.
📍Hastalandığında çocuğunuzu okula, kreşe göndermeyin. (Okulda salgın varsa okul da aileleri bilgilendirmeli.)
📍Daha güçlü bir bağışıklık sistemi için çocuğunuzun beslenmesine, uykusuna ve açık havada egzersiz yapmasına özen gösterin.
[web_stories title=”false” excerpt=”false” author=”false” date=”false” archive_link=”false” archive_link_label=”” circle_size=”150″ sharp_corners=”false” image_alignment=”left” number_of_columns=”1″ number_of_stories=”1″ order=”DESC” orderby=”post_title” view=”circles” /]
5 Ekim 2024 - Kök hücreler insülini tahttan indirebilir mi? Diyabette çığır açan gelişme
29 Eylül 2024 - Melatonin: Herkesin birbirine önerdiği o takviye uyku sihirbazı mı efsane mi?
28 Eylül 2024 - Belirtilerden ameliyata 20 soruda kataraktı tüm yönleriyle öğrenin
23 Eylül 2024 - Çocuklar kalp krizi geçirir mi? Ani ölümlerin perde arkasındaki tehlikeler