Peruğunun altına sakladığı uyuşturucuyla yakalandı, adli kontrolle salındı
Son uyuşturucu araştırmasına göre İstanbul ve Adana Avrupa’nın en yaygın ‘metamfetamin’ kullanan şehirleri arasında. Bağımlılık Uzmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel’le bunu konuştuk. Ögel, 'Hiç şaşırtıcı değil. Başvurular çok arttı' diyor.
Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi, Avrupa şehirlerinde yaptığı atık su analizi ve uyuşturucu araştırmasının verilerini paylaştı. Sonuçlar Türkiye açısından oldukça endişe verici. Rapora göre, Avrupa’da 106 merkez arasında atık sularında en fazla metamfetamine rastlanan 10’uncu şehir İstanbul oldu. Adana ise 16’ncı sırada yer aldı. ‘Met’, ‘kristal’, ‘ateş buz’ gibi adlarla bilinen metamfetamin konusunda merak edilenleri yaklaşık 30 yıldır bağımlılık konusunda çalışan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Kültegin Ögel’e sordum. Dr. Ögel, bütün boyutlarıyla met gerçeğini anlattı.
Bağımlılık konusunda çok uzun yıllardır çalışan bir hekim olarak Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin atık su raporu sizi şaşırttı mı?
Pek şaşırtmadı çünkü biz zaten metamfetaminin bu kadar yaygın olduğunu başvuruların artışından görüyoruz. Maalesef Türkiye’de uyuşturucu kullanımı konusunda araştırma yapamıyoruz, yapılan araştırmalar da baskılanıyor ve yayınlanmıyor. Raporun verileri bizim sahada gördüğümüz artışı doğruladı.
Araştırmalara neden izin verilmiyor?
Muhtemelen “Sonuçlar yüksek. Bize zarar verir” diye politik bir düşünce var. Ama bunun bir anlamı yok. Uyuşturucuyla mücadele konusunda politika oluşturabilmek için ne durumda olduğumuzu, hangi trendlerin yoğun olduğunu görmemiz lazım.
Türkiye’de met kullanımı ne zaman yaygınlaştı?
Amerika’daki trendler her zaman bize de yansır. Yoğun salgın haline gelmesi tam da bonzainin bittiği döneme yani 2015 yılına rastlıyor. Bizim daha önce yaptığımız bazı araştırmalarda met yok denecek kadar azdı. Bonzai bastırıldı, hemen arkasından met patladı. Çünkü sadece bastırıldı, kapsamlı bir çözüm üretilemedi… Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığı İzleme Merkezi’nin geçen hafta yayınlanan raporunda dikkat çekici verilerden biri de şu: Özellikle 2020 yılından itibaren met kullanımında çok hızlı bir artış var. Bu artışta metamfetaminin çok ucuz, kolay erişilen bir madde olması etkili.
Kullanan kişilerde bu madde nasıl etkilere yol açıyor?
Yapıldığı atölyeye göre etkileri farklılıklar gösteriyor ama ortak etkisi şu: Akıl hastalığına yol açıyor. Metamfetamin çok güçlü bağımlılık potansiyeline sahip. Bu yüzden ne çalışma hayatı ne okul hayatı ne de aile hayatı kalıyor insanların. Sağlığa en büyük yansıması psikoz dediğimiz bir duruma yol açması. Yani hayaller görmek, kendisinin takip edildiğini, başkaları tarafından izlendiğini söylemek gibi psikotik belirtilere neden oluyor. Bizim başvurularımıza bu durumun doğrudan etkisi var, psikotik hasta popülasyonunda son yıllarda ciddi bir artış oldu. Maddenin yol açtığı psikoz, başkalarına zarar vermeyle sonuçlanabiliyor. Kişi, “Beni neden takip ediyorsunuz”, “Beni öldürecekler” deyip ya kendisine ya da çevresine zarar verebiliyor. Saldırgan davranışları çok görüyoruz çünkü bu madde agresyon yapıyor. Tabii başka ciddi sorunlara da yol açıyor, ciltte yaralar, diş dökülmesi, aşırı kilo verme gibi.
Diş dökülmesi ya da ciltte yaralar uzun vadede ortaya çıkan problemler değil mi?
Mette uzun vadeli diye bir şey yok, met kullanmaya başladıktan sonra kısa sürede bağımlılık gelişir. Türkiye’ye ilk girdiğinde dişlerin dökülmesi ya da cilt sorunlarını pek görmüyorduk. Şimdi sık görmeye başladık. Bu sıklığın nedeni de yapılan yerdeki üretim molekülüne bağlı. Met, eskiden daha çok İran tarafından ülkeye giriyordu, şimdi başka yerlerden de girdiğini duyuyoruz. Dolayısıyla molekül değişimine bağlı yan etkilerde farklılıklar oluyor.
Türkiye’de üretiliyor mu?
Hastalarımız üreten atölyelerin olduğunu söylüyor. Eskiden yoktu ama artık birçok atölyeden bahsediliyor.
Bir kez kullanmak bağımlılık gelişmesi için yeterli mi?
Bir ya da üç gibi bir rakam veremeyiz ama şöyle söyleyeyim, met en hızlı bağımlılık yapan uyuşturucu-uyarıcı maddelerden bir tanesi.
Az önce söz ettiğiniz psikotik etkiler yalnızca maddenin etkisi altında mı ortaya çıkıyor yoksa bir kez çıkınca artık kalıcı mı oluyor?
Bağımlılık yapan maddelerin önemli bir kısmı psikoza yol açıyor ama genelde genetik bir yatkınlık varsa psikozun tetiği çekiliyor. Metamfetaminde diğerlerinden farklı olarak genetik yatkınlık gibi bir ön koşul yok, maddenin kendisi doğrudan psikoza, akıl hastalığına yol açabiliyor. O yüzden de psikozun görülme sıklığı çok fazla oluyor.
İkincisi, met psikozunun kalıcı olma ihtimali çok daha yüksek, yüzde 100 diyemem ama oldukça yüksek. Dünyada da bu konuda net çalışmalar yok. Biz de “Met psikozunun ne kadarı geçici ne kadarı kalıcı?” sorusuna yanıt bulmak için bir çalışma yürütüyoruz. Şu an için sorunun yanıtı piyango gibi, kime çıkacak, kime çıkmayacak bilmiyoruz.
İnsanlar bu maddeye genellikle nasıl başlıyor, hikayelerde benzerlikler var mı?
Bir kere bir madde bu kadar yaygınlaşınca kullanım nedeni de ortadan kalmaya başlıyor. Eskiden çok yaygın olan uçucu maddeler, örneğin tiner daha çok acıları dindirmek, bali daha çok eğlenmek için kullanılıyordu. Ama şimdi bu şekilde belirgin bir gerekçe yok. Met genellikle zahmetsizce bulunuyor, çok ucuza satılıyor. Dahası ne yazık ki hâlâ “Met bağımlılık yapmaz” diye yanlış bir kanı hâkim. Dolayısıyla “Bir deneyeyim” demek için yeterince uygun ortama sahip insanlar. Bir kez deneyince de çok hızlı şekilde bağımlı hale gelebiliyorlar.
Hangi yaşlarda met kullanımı daha yaygın?
Genellikle 18 yaş üstünde met kullanımı görüyoruz ama şu sıralar 15-18 yaşlar arasında da yaygınlaştı.
Daha çok sosyoekonomik seviyesi düşük bölgelerde mi kullanılıyor?
Metamfetamin diğer maddelere kıyasla biraz daha ucuz… Dolayısıyla evet daha yoksul mahallerde yaygın olarak kullanılıyor. Ama az olsa da yüksek gelirli, iyi eğitimlilerde de met kullanımına rastlayabiliyoruz.
Bonzainin hâkim olduğu yıllarda İstanbul’un işlek caddelerinde bile bonzainin etkisi altında olan gençlere rastlıyorduk. Met için böyle bir tablo yok, sokakta kullanılmıyor mu?
Bonzai sigara gibi sarıldığı için sokakta kullanımı daha rahattı. Met için bir aparata, sisteme ihtiyaç var. Bu nedenle genellikle kapalı yerlerde ya da şantiyelerde kullanılıyor.
Met bağımlıları tedavi başvurusu için gönüllü olarak mı geliyorlar yoksa daha çok ailelerinin zoruyla mı? Bırakmak zor mu?
Sigara, alkol ya da madde bağımlılığı fark etmez her türlü bağımlılıkta kişinin kendi rızasıyla başvuru oranı düşük. İşin gerçeği, mette o kadar düşük değil çünkü kısa sürede ciddi sorunlar yaratıyor. Mesela sigaranın size verdiği zararları yıllar sonra fark eder ve sigarayı bırakmak istersiniz. Mette etkiler çok çabuk geliştiği için kendi kendine başvuru oranları da oldukça yüksek. Ama karar verme ve bırakma aşaması elbette çok zorlu oluyor. Met bağımlıları, maddeyi bıraktığında yaşayacağını tahmin ettiği zorluklardan dolayı bırakmaya biraz çekiniyor. Bırakmak o kadar zor değil. Fakat met çok fazla istek yaratan bir madde, bu yüzden de tekrar başlama oranı maalesef yüksek.
Uyuşturucu-uyarıcı madde kullanımına daha yatkın bireyler var mı? Örneğin parçalanmış aile, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu riski artırıyor mu?
Tek başına bu faktörlerin yatkınlık oluşturduğunu söylemek güç ama birkaç faktörün bir araya gelmesi bağımlılıkta rol oynayabiliyor. Örneğin her hiperaktif çocuk bağımlı olmaz ama diyelim ki ailesinde alkol bağımlılığı hikayesi, arkadaşları arasında da madde kullananlar var. Bu durumda evet bağımlı olma ihtimali artar. Yani çevre, aile ve genetik özellikler bir araya geldiğinde riskin yükseldiğini söyleyebiliriz.
Aileler için ne tür önerilerde bulunabilirsiniz?
Öncelikle bu maddenin varlığından aileler haberdar değil, genç aileler bile… Çünkü Türkiye’de metamfetaminin kısa bir geçmişi var. İlk önerim bu madde konusunda bilgilenmek, maddenin yaratacağı belirtileri tanımak. Başlangıçta yakalarsanız durdurmak çok daha kolay. “Nasıl anlarız?” sorusunun yanıtı “Şurasına bak, anlarsın” kadar kolay değil ne yazık ki… Belirtiler moleküle göre değiştiği için çok farklı olabilir. Farklı kaynaklardan bilgiler edinsinler. İkinci önerim, çocuklarını takip etmeleri. Nerede, ne yapıyorlar, arkadaşları kimler… Şu anda İstanbul’da bence en büyük sorunlardan biri ebeveynlerin çocuklarını takip etmemesi.
YARIN: Psikiyatrist Prof. Dr. Cüneyt Evren: Ailelerin çocuklarının madde bağımlısı olduğunu fark etmeleri ortalama iki yıl sürüyor
6 Aralık 2024 - D vitaminiyle ilgili bu bilgileri mutlaka öğrenin: 21 soru, 21 cevap
29 Kasım 2024 - Astım ve KOAH’ta 50 yıl sonra “mucize” tedavi mi geldi? Uzmanı yanıtlıyor
22 Kasım 2024 - Tarih yazıldı: Körlüğe karşı yeniden programlanmış hücreler
16 Kasım 2024 - “Bana bir şey olmaz” demeyin. İnme pusuda bekliyor olabilir
6 Kasım 2024 - Aile hekimleri yeni yönetmeliğe neden karşı çıkıyor? Neden iş bıraktılar?