Bir ‘savaşçı’ya veda: Suzanne Somers 76 yaşında yaşamını yitirdi
Yaklaşık 30 yıldır meme kanseri konusunda farkındalık yaratmak için çalışan Elizabeth Hurley bu hastalık nedeniyle kaybettiği büyükannesi üstünden önceki yıllara göre değişimi anlattı: Kanseriyle ilgili hiçbir zaman konuşmadı, çünkü utanıyordu.
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türü. Dünya Sağlık Örgütü’nün en güncel verilerine göre 2022’de dünya genelinde 2.3 milyon kadına meme kanseri teşhisi kondu, 670 bin kadın bu nedenle öldü. Çoğu kanser türünde olduğu gibi erken teşhis hayati önem taşıyor. İşte bu nedenle düzenli tarama ve kontroller konusunda kadınları bilinçlendirmek için he yıl Ekim ayı Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı olarak takvimlerde yerini alıyor.
Meme kanseri deyince akla ilk gelen pembe kurdele oluyor. Bu hastalıkla mücadelenin ve farkındalık yaratmanın sembolü haline gelen pembe kurdeleyi ilk takanlardan biri İngiliz oyuncu Elizabeth Hurley The Telegraph gazetesi için bir yazı kaleme aldı.
29 yıldır kozmetik şirketi Estée Lauder Companies’in meme kanseri kampanyasının elçisi olan oyuncu 1995 yılında şirketin kendisine teklifle geldiğini anlatıyor: “Estée Lauder’in gelini Evelyn Lauder yeni projelerine destek olmamı istedi. ‘Dünyanın her yerinde kadınlar meme kanserinden ölüyor, kimse bundan bahsetmiyor. bunu değiştirmek istiyorum’ dedi. Haklıydı. Şimdi inanması güç de olsa kimsenin meme kanseri hakkında konuşmadığı zamanlardı. Bunu çok iyi anlayabilmiştim çünkü büyükannem yakın zamanda, 90’ların başında meme kanserinden hayatını kaybetmişti. O zamanlar bu konuşulmazdı. Büyükannem teşhisi, tedavisi, kanseriyle ilgili hiçbir zaman konuşmadı. Birilerine anlatabileceğini düşünmemişti, çünkü utanıyordu. Böyle hissetmesi o kadar üzücü ki… Kanser kelimesi bile sessiz söylenirdi. Televizyonda ya da gazetelerde tedavileri, kendi kendini muayene etmeyi konuşmak, hatta memelerden bahsetmek… Bu olağan üstü bir şey gibiydi. Yapılmazdı.”
İşte bu nedenlerle Hurley meme kanserinin sembolü pembe kurdelenin yaratıcılarından Breast Cancer Research Foundation (Meme Kanseri Araştırma Vakfı) kurucusu Evelyn Lauder’ın teklifini kabul etmiş.
Geçen 30 yılda çok şeyin değiştiğini ve pek çok şeyin de aynı kaldığını söylüyor: “Tedavilerde olağanüstü ilerlemeler oldu ve meme kanserinin farklı tiplerine dair çok daha fazla farkındalık oluştu. Bu daha önce yoktu, hele büyükannemin zamanında. Ne tür bir meme kanserine yakalandığını bilmiyorum ve eminim o da bilmiyordu. Aynı kalan şeyler var. Meme kanseri olan binlerce kadınla tanıştım, bunların arasında bunu başaramayan birçok kadın da var. Onların hikayeleri, ailelerinin hikayeleri çok dokunaklı. Ve mesaj değişmedi: Erken teşhis hayat kurtarır.”
Hurley’ye göre bazı insanlar memelerini kontrol ettirmek konusunda biraz gergin; biraz kafalarını kuma gömmeyi tercih ediyorlar. Bu yüzden insanların aklından çıkarmamalarını istediği bir şey var: “Eğer erken yakalanırsa beş yıl veya daha fazla yaşama şansı yüzde 90: “Büyükannemin zamanından bu yana meme kanseri ölüm oranlarının yüzde 43 oranında azaldığını söylemekten gurur duyuyoruz. Bu harika, ancak daha fazlasının yapılması gerekiyor. Erken evre meme kanserlerinde bile hala 10 kadından biri hayatta kalamıyor. Ve hepimiz biliyoruz ki daha da gecikilirse sonuçlar o kadar iyi olmuyor.