Kayseri’deki kaçak sünnet skandalında son gelişme: İlk vukuatı değilmiş
Geçen hafta Kayseri’de kaçak sünnet nedeniyle yedi yaşında bir çocuğun penisinde kangren gelişmişti. Bu trajik olay sonrasında Prof. Dr. Levend Özkan, güvenli sünnet konusunda aileleri uyardı. Sünnet yaptırmadan önce bu bilgilere mutlaka göz atın.
Geçen haftanın en sarsıcı haberlerinden biri sağlık kabininde yapılan bir sünnet işlemi sonrasında yaşanan trajik olaydı. Sünnet edilen yedi yaşındaki F.E.B’nin penisinde kangren gelişmiş ve küçük çocuğun penisi kesilmek zorunda kalmıştı. Sünnet yapma yetkisi olmamasına rağmen işlemi gerçekleştiren kişi ve sağlık kabininin işletmecisi tutuklandı ama F.E.B günlerdir yoğun bakımda yaşam mücadelesi veriyor.
Bu olay sünnetin kimler tarafından ve hangi koşullarda yapılması gerektiği konusunu bir kez daha gündeme taşıdı. Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Levend Özkan, “Yaklaşık dokuz yıldır sünnet yalnızca hekimler tarafından yapılabiliyor. Sağlık memurlarının bu işlemi gerçekleştirmesi yasal değil” diyor. Ünlü sünnetçi merhum Kemal Özkan’ın oğlu olan Prof. Dr. Levend Özkan ailelerin sünnetle ilgili bilmesi gerekenleri anlattı.
Günümüzde sünnetin sağlık açısından önemi hâlâ geçerli mi yoksa bu uygulamanın tıbbi faydaları artık sorgulanıyor mu?
Gelişmiş toplumlarda koruyucu etkisi geçmişe göre daha az. Sünnet daha ziyade geleneksel ve dini sebeplerle yapılıyor. Fakat dünya nüfusunun önemli bir bölümü temel hijyenini sağlamakta zorlanıyor, birinci basamak sağlık hizmetlerine erişemiyor ve hastalıklarla sık karşılaşıyor. Dolayısıyla bu tür toplumlarda sünnetin hâlâ ciddi koruyucu etkisinin olduğunu söyleyebiliriz.
Mesela ne gibi?
Sünnet, cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yayılmasını önlemede kısmi bir koruma sağlayabilir. Ayrıca özellikle çocukluk çağında sık idrar yolu enfeksiyonu, bazı böbrek hastalıkları gibi sağlık sorunlarında sünnetin tıbbi kullanımının olduğunu söyleyebilirim.
Bir dönem “Bebek doğar doğmaz sünnet yaptırılmalı” şeklinde bir öneri vardı. Sizce bu yaklaşım doğru mu? Sünnet için en uygun yaş aralığı nedir?
Türkiye’de özel hastanelerin yaygınlaştığı dönemde doğar doğmaz sünnet çok yaygındı, evet. Şimdi bu uygulamadan artık yavaş yavaş vazgeçiliyor.
Bebeklikte sünnet elbette yapılabilir. Ama dış dünyaya alışmamış, vücudu su kaybeden, yeni doğmuş bir bebeğe acil olmayan bir cerrahi işlem yapılmasını ben doğru bulmuyorum. Zaten genelde cerrahi kurallar da buna izin vermez. Yeni doğmuş bir bebeğe sadece mecburi bir işlem uygulanabilir.
Ben bebeklikte sünnet isteyen ailelere “Kırkı çıktıktan sonra sünnet yaptırın” önerisinde bulunuyorum. En azından bebek bu süreçte doğum kilosunun iki katına çıkar. Kilonun önemi ise şu: Sünnet için lokal anestezi kullansak da sonuçta ilacın belli bir dozu var. Bu doz da bebeğin kilosuna göre ayarlanır. Bebeğin kilosunun artması, ilacın daha güvenli bir şekilde uygulanmasını sağlar. Ben sünnette psikolojiye ve konfora da çok önem veriririm ama her zaman birinci önceliğim güvenliktir.
“Doğar doğmaz sünnet yaptırmazsanız çocuk ileride mutlaka narkoz almak zorunda kalır” görüşü doğru mu?
Kesinlikle yanlış. Ben de bu tür bilgilendirmelere çok sık rastlıyorum. Hem bebeklikte hem de okul çağında hiç narkoz vermeden, sadece lokal anesteziyle sünneti yapabilirsiniz.
“Psikolojik yönden olumsuz etkilenmemesi için sünneti iki yaşına kadar yaptırın. Bu dönemi kaçırırsanız yedi yaşına kadar bekleyin” önerisi için ne dersiniz?
Bu öneri çok yaygın. Fakat ben kendi pratiğimde biraz daha farklı bir yol izliyorum. Eğer sünneti bebeklik döneminde yaptırmak istiyorsanız iki yaşına kadar beklemenizi tavsiye etmem. Çünkü iki yaş civarındaki erkek çocukları son derece hareketli ve kontrolsüz bir dönemdedir. Çocuğun sünnet sonrası bakım süreci de zordur.
Bebek sünneti için en ideal dönem iki-altı ay arası diyebilirim. Altıncı aydan sonra işlemi lokal anesteziyle yapmanın konforu azalır, evde bakım süreci biraz daha zorlaşır. Elbette sünnet tıbbi olarak her yaşta yapılabilir. Ama süreç hem aile hem de çocuk açısından rahat geçmeli. İki veya üç yaşında bir çocuğu düşünün. İşlem sırasında bu çocuğa lokal anestezi için bir krem veya sprey uygulayacaksınız. Ayrıca mutlaka küçük de bir enjeksiyon yapacaksınız. O yaştaki çocuğa enjeksiyonu yapıp rahat yatmasını beklemeniz çok zor. Bu nedenle sünnetin daha erken dönemde yapılması daha uygun.
Okul çocukluğu döneminde sünnet isteyen ailelere de yedi, sekiz, dokuz yaşlarını önerebilirim. Yani ergenlik yaklaşmadan sünnet yapılmalı.
Peki sünneti kimler yapabilir?
2015 yılından bu yana sağlık memurlarının sağlık kabinlerinde sünnet yapma yetkisi kısıtlandı. Benim babam da sağlık memuruydu, Türkiye’deki birçok insandan daha iyi sünnet yapardı. Fakat yaklaşık dokuz yıldır sünnet yapma yetkisi sadece hekimlerde. Bu yetki pratisyen hekimlerden ürologlara, çocuk cerrahlarından genel cerrahlara kadar tüm tıp doktorlarını kapsıyor.
Bana sorarsanız sünneti yapacak kişinin doçent ya da profesör gibi unvanlarından ziyade, bu konuda uzmanlaşmış ve deneyim sahibi bir doktor olması daha önemli. Sünnetin öncesi ve sonrasını takip edebilen, komplikasyon olduğunda bunu halledebilecek bir hekimin olması elbette daha akla yatkın. Fakat Türkiye’yi düşündüğünüzde genel cerrahların, ürologların veya çocuk cerrahlarının sünnet işlemine yetişmesi pek gerçekçi değil. Çünkü sünnet Türkiye’de neredeyse her iki çocuktan birine uygulanan bir cerrahi işlem. Bu kadar yaygın yapılan bir işlemin yetkisiz kişilerin eline geçmesini istemiyorsak ya tıp eğitimi sırasında veya doktor olduktan sonra her hekime bu işlemi uygulamalı olarak öğretmeliyiz.
Sünnet, doktor olmayanlar tarafından sık yapılan bir işlem mi?
Maalesef, öyle. “Alt tarafı sünnet işte” diye bakıldığı için hiç sağlık eğitimi olmayan kişiler “Ben sünnet yaparım” diyor. Tabii ki en büyük komplikasyonlar da bu kişilerden geliyor.
Peki doktorların yaptığı sünnette komplikasyon riski yüksek mi?
Her cerrahi işlemde komplikasyon görülebilir. Deneyim ve dikkat ise komplikasyonları azaltır. Sünnet deneyimli bir doktor tarafından yapıldığında ciddi komplikasyonlardan ziyade daha basit sorunlar görülür.
Mesela ne tür sorunlarla karşılaşılabilir?
İlaçlara, cerrahiye ve cerrahi sonrasına bağlı komplikasyonlar olabilir. İlaçlar derken lokal veya genel anestezide kullanılan ilaçları kastediyoruz. Bunlara bağlı alerjik bir reaksiyon gelişebilir.
Cerrahide yanlış kesme, organ hasarı veya kanama olabilir. O nedenle sünneti yaparken özen göstermek, birkaç dikiş yapmaya üşenmemek lazım. İşin doğrusu “Ben iki dakikada sünneti yaptım, oldu da bitti maşallah” demek süreci riske atabilir. Ben dikişle yapılan cerrahi sünneti hâlâ savunup uyguluyorum. Zaten konulan dikişler kendi kendine eridikleri için alınmalarına da gerek kalmıyor.
Cerrahi sonrası komplikasyonlara gelince… Her cerrahi işlem sonrasında olduğu gibi sünnet sonrasında da enfeksiyon ihtimali var. Ama bu son derece nadir bir durum. Hatta sünnette genellikle koruyucu antibiyotik bile kullanmayız.
Aileler genellikle sünnet sonrası doktorları çok sık arar. Aslında çoğu zaman endişelendikleri konular ciddi değildir. Ama 100 telefondan bir tanesi ciddi olabilir. Örneğin bazen basit bir sargının aşırı sıkmasına bağlı sorunlar yaşanabilir. O nedenle sünnet yapılan yerin acil durumlarda kolay ulaşılabilir olması önemli. Ayrıca aileler, sünnetin yapılacağı merkez ve doktor seçiminde titiz davranmalı.
Kayseri’de kaçak sünnet sonrası penisinde kangren gelişen ve bu nedenle penisi kesilen çocukla ilgili haberi görmüşsünüzdür. Kangren, gerçekten bir gün gibi kısa bir sürede gelişebilir mi?
Evet, gelişebilir. Kangren, dokuya genellikle kan gitmediğinde meydana gelen bir durum. Dikişlerin veya bandajların yanlış uygulanmasına bağlı ortaya çıkabilir. Bu yüzden sünnetin ehil ellerde yapılması gerektiğini tekrar vurgulayalım.
Bu arada sünnet sonrası gözden kaçan bazı enfeksiyonlarda sepsis (vücudun enfeksiyona karşı aşırı tepki vererek organlara zarar vermesi durumu) tablosu da oluşabilir. Ama sepsis ve kangren sık gördüğümüz komplikasyonlar değil.
Sünnet sonrası iyileşme sürecinde nelere dikkat etmek gerekir? Örneğin bandajın 24 saat sonra alınması gibi bir zorunluluk var mı?
Bandajın çıkarılma süresi, doktorun tavsiyesine ve çocuğun durumuna göre değişebilir. Burada en önemli kural sünneti yapan hekimin önerilerine uymak. Anne babalara sünnet sonrasında genellikle bakım bilgileri içeren kağıtlar verilir. “Şu gün kremleri kesin, böyle bir şey olursa bizi arayın” gibi. Dolayısıyla aileler mutlaka sünnet sonrası süreç konusunda bilgilendirilmeli.
Sünnet işlemi ağrılı mıdır?
İşlem sırasında ağrı olmaz. Hatta işlemden birkaç saat sonrasına kadar da genelde hiç ağrı görülmez. Çünkü sünnet sırasında biraz uzun etkili lokal anestezikler kullanıyoruz. Onların etkisinin tam geçmesine fırsat vermeden de ağrı kesici şuruplara başlıyoruz. Sonuçta penis hareketli bir organ. Ayrıca çocuğun tuvalete gitmesi gibi bir durum var. Dolayısıyla bir miktar ağrı olması kaçınılmaz. Fakat ağrı sadece ilk gün, o da lokal anestezinin etkisi geçtiğinde hissedilir. Sonraki süreçte genellikle ciddi bir ağrı problemiyle karşılaşmayız.
İyileşme süreci tam olarak ne kadar sürer?
Bu konuda hiçbir zaman kesin bir yorum yapmam. Çünkü bu süreç çocuğun anatomisine, yapılan işleme, çocuğun mizacına, ailenin beklentisine göre değişkenlik gösterebilir. Örneğin, bebeklerde sünnet derisi kayganlığı oluşmadan sünnet yaptığımız için pipi başında doğal soyulmalara bağlı bir tahriş görünümü olur. Yine kilolu veya anksiyetesi yüksek olan çocuklarda iyileşme süreci farklı bir seyir gösterebilir. Bu yüzden her çocuğun durumu farklıdır ve süreç kişiye özeldir.
Ben standart bir sünnet sonrasında mutlaka ilk gün dinlenmeyi öneririm. Genellikle ertesi gün çocuk zarar verici hareketlerden kaçınarak normal hayata dönebilir.
Sünnet mutlaka hastanede mi yapılmalı?
Hayır. Tüm sünnetlerin ameliyathanede ve genel anestezi altında yapılması gerekmiyor. Ayrıca ülke şartları düşünüldüğünde bu pratik de değil. Birçok cerrahi işlem gibi sünnet de steril koşullar sağlandığında ameliyathane dışında yapılabilir. Sünnet, sağlık standartlarının ve düzenlemelerin çok sıkı olduğu ABD’de bile muayenehanede yapılabilecek işlemler sınıfında yer alıyor. Ama dediğim gibi muayenehane ortamında steril koşullar mutlaka sağlanmalı.
6 Aralık 2024 - D vitaminiyle ilgili bu bilgileri mutlaka öğrenin: 21 soru, 21 cevap
29 Kasım 2024 - Astım ve KOAH’ta 50 yıl sonra “mucize” tedavi mi geldi? Uzmanı yanıtlıyor
22 Kasım 2024 - Tarih yazıldı: Körlüğe karşı yeniden programlanmış hücreler
16 Kasım 2024 - “Bana bir şey olmaz” demeyin. İnme pusuda bekliyor olabilir
6 Kasım 2024 - Aile hekimleri yeni yönetmeliğe neden karşı çıkıyor? Neden iş bıraktılar?