10 yıllık dava kayyım atandıktan iki gün sonra bitti: Hakkari Belediye Başkanı’na 19.5 yıl hapis cezası

Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış'ın 10 yıldır devam eden davası, yerine kayyım atandıktan iki gün sonra bitti. Mahkeme heyeti 19 yıl 6 ay hapis cezasına hükmetti.

Siyaset 5 Haziran 2024
Bu haber 1 ay önce yayınlandı

Türkiye’de muhalefetin haritayı büyük ölçüde ‘renklendirdiği’ ve AK Parti’nin tarihinde ilk kez ikinci sırada tamamladığı yerel seçimlerin ardından en merak edilen konulardan biri, Doğu illerine yönelik  ‘kayyım atamalarının’ devam edip etmeyeceğiydi.

15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi nedeniyle ilan edilen ‘olağanüstü hal’ döneminde ilk olarak HDP’li belediyelere yöneltilen uygulama, Mart 2019’daki yerel seçimlerden sonraki ‘olağan’ dönemde de devam etmişti.

Öyle ki 2020 yılına gelindiğinde HDP, kazandığı belediyelerin çoğunu bahse konu uygulamayla kaybetmişti. Yöneltilen suçlamalar ise ‘terör’ ile ilintiliydi.

Siyasilere göre bahse konu ‘merak’, DEM Partili Hakkari Belediye Başkanı Mehmet Sıddık Akış’ın gözaltına alınması ve birkaç saat içinde yerine kayyım atanmasıyla giderilmiş oldu.

Kayıtlara ‘üçüncü kez kayyım atanan ilk şehir’ olarak geçen kentte yüksek gerilim bugün de devam etti.

Akış hakkında 2014 yılında açılan davanın 61. duruşması bugün Hakkari 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Davayı takip etmek isteyen milletvekilleri ve belediye başkanlarının önü polis tarafından kesildi. Valiliğin kentte uyguladığı 10 günlük eylem, etkinlik, toplantı ve gösteri yürüyüşü yasağı gerekçe gösterilerek heyetin geçişine izin verilmedi.

Heyet, yapılan uygulamayı alkış ve sloganlarla protesto etti. Ardından adliyeye gelen vekiller bu kez de duruşma salonuna alınmadı.

‘Avukatıyım ve içeri giremiyorum, yargılama nasıl yapılacak?’

Sabah saatlerinde adliye binasına gelenler de içeri alınmadı. Akış’ın avukatı Azad Özer, “Dosyanın avukatı olmama rağmen kolluk engeline takılıyorum ve içeri giremiyoruz. Yargılama nasıl yapılacak?” diyerek tepki gösterdi.

Duruşma koridorlarda yaşanan tartışmaların ardından 10.04’te başladı.

Kimi avukatlara listede isimleri olmadıkları gerekçesiyle izin verilmedi. İsmi bulunan yalnızca altı avukatın salona alınabileceğinin belirtilmesi üzerine tartışmalar yaşandı. Görüşmelerin ardından salona girişlerine izin verildi.

Duruşmada söz alan Akış, iddianameyi hazırlayan dönemin savcısının, polisinin ve hakiminin FETÖ’cü olduklarını, hazırladıkları dosyanın siyasi olduğunu, bugün gündeme alınan dosyanın da siyasi olduğunu söyledi.

‘Benim başım dik’

Akış’ın savunması ise şöyle:

“Benim başım dik. 53 yaşındayım. Bunca yıldır mücadele ediyorum ve mücadele etmeye devam edeceğim. Benim kaçtığıma ilişkin haberlerin yapıldığını duydum. Ben asla kaçma girişiminde bulunmadım. Ben yaptığım her şeyin arkasındayım. Siyasi olarak ne yapmam gerekiyorsa onu yaptım. Karşınızda başı dik bir şekilde duruyorum. Ben ‘barış’ dedim, ‘kardeşlik’ dedim, ‘adalet’ dedim, ‘eşitlik’ dedim, ‘özgürlük’ dedim. Halen de diyorum. Tüm yaşamımı bunların etrafında ördüm, bundan sonrada öyle yapacağım.

Tutuklanmaktan, cezaevine girmekten korkmuyorum. Başım dik bir şekilde karşınızdayım. Yeniden iddianame hazırlanmasını talep ediyorum. FETÖ’cü bir savcının hazırladığı iddianame ile yargılanmak istemiyorum. Sizden tahliye ya da beraat talep etmiyorum. Sadece vicdanınıza bırakıyorum kararı. Ben bugüne kadar şerefimle, bu halkın tek kuruşuna dokunmadan görev yaptım.”

Akış burada iddianameyi yazan savcı D.Y.’nin gri kategoride ‘terörden arananlar’ listesinde ‘FETÖ firarisi’ olarak yer almasından bahsediyor. 15 Temmuz sonrası yasa dışı dinlemeler, usulsüz tahliyeler, askeri casusluk, Oda TV gibi davalarda rolleri olduğu gerekçesiyle açılan ilk davada yargılanıyordu.

Seçilmiş belediye başkanı ayrıca “Neden dört ay önce değil, neden bir yıl önce değil? Neden dört yıl önce yapılmadı bu yargılama? Bu yargılamanın siyasi olduğunu biliyorum” ifadelerini kullandı.

19 yıl 6 ay hapis cezası

Mahkeme heyeti Akış’a ‘silahlı terör örgütünü yönetmek’ suçundan 19 yıl 6 ay hapis cezası verdi ve tutuklanmasına hükmetti. Akış zırhlı araçla adliye binasından çıkartılarak Van Cezaevi’ne gönderildi.

DEM Parti: AK Parti – MHP’nin talimatlı yargısının kararları yok hükmünde

Duruşma sonrası DEM Parti’den yapılan açıklamada,”Hakkari Belediye Eş Başkanımız Mehmet Sıddık Akış’a, kayyım gaspına gerekçe yapılan ve düzmece delillerle oluşturulan, teknik olarak çökmüş bir davada 19 yıl 6 ay ceza verildi. AK Parti – MHP’nin talimatlı yargısının hukuku ayaklar altına alan kararları yok hükmündedir. Kumpasçı çok iktidar geldi geçti ama biz buradayız, olmaya da devam edeceğiz, siz gideceksiniz” denildi.

Esnaf kepenk kapattı

Karar nedeniyle kentteki protestolar da yeniden başladı. Kent esnafı da kepenk kapatarak kararı protesto etti.

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan ile siyasetçi Leyla Zana da hastane önünde inerek il binasına geldi. “Hakkari uyuma iradene sahip çık”, “Hakkari faşizme mezar olacak”, “Baskılar bizi yıldıramaz” ve “Direne direne kazanacağız” sloganlarıyla yürüyüşe geçildi. Çevrede bulunan halk ise alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde yürüyüşe dahil oldu.

İl binasına geçen halkın kısa bir süre sonra valilik önündeki grupla buluşması bekleniyor.

Ahmet Türk: Kayyım atanmasını beklemiyordukAhmet Türk: Kayyım atanmasını beklemiyorduk

AK Parti’de tartışma konusuydu

Aslında kayyım uygulaması AK Parti içinde de tartışma konusuydu.

Tutuklu siyasetçiler ve kayyım politikaları konusundaki tutumun gözden geçirilmesi gerektiğini savunan bazı parti kurmayları ‘yeni anayasa’ zemininin bunun için iyi bir fırsat olacağı görüşünde.

Uygulamanın ‘karşı tarafı’ daha da konsolide ettiğini savunan kimi AK Partili vekiller kulislerde “Bu konuda yeni formüller devreye sokulabilir, kayyum yerine zaten kanunda olan belediye meclislerinden seçim yapılması yöntemi tercih edilebilir” gibi öneriler sunuyordu.

Eleştiriler ve öneriler kapalı kapılar ardında konuşulanlarla sınırlı değil.

Örneğin AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) Üyesi Orhan Miroğlu bunun partiye hiçbir faydası olmadığını belirterek  “AK Parti’nin de meclis üyeleri kayyıma karşı, çünkü onlar da seçiliyor ve onlara da kayyım atanmış oluyor. Aslında Batı’daki hali ve işleyişi itibariyle belediye diye bir şey kalmadı. Biraz böyle ikinci bir valilik gibi oldu. Ben bu durumdan mülki idare amirlerimizin de memnuniyet duyduğunu hiç sanmıyorum. Düşünün devletin bir valisi orada görevlendiriliyor ve iki üç yıllık çalışma dönemi içinde kritik kararlar vermek zorunda kalıyor” diyordu.

İktidar partisince kurulan hükümetlerde – 2003-2009 yılları arasında uzun süre Milli Eğitim bakanlığı yapan Hüseyin Çelik de bir demecinde “Bu olup bitenler en çok hükümete ve Ak Parti’ye zarar veriyor. Kayyım atamalarından sonra siyasi olarak hiç bir şey elde edilmediği, aksine daha önce alınan belediyelerin de kaybedildiği ortada iken hangi akılla bu iş sürdürülür? Van’da Dem’in 14 belediyenin hepsini alması tek başına ibret alınması gereken bir sonuçtur” ifadesine yer veriyordu.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.