Türkiye’nin utanç günü: Meclis hukuk devleti konuşacaktı, onun yerine kaba kuvvet kullanıldı, kan aktı
‘Yeni – sivil anayasa’ talebi 2021’den bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın gündeminde.
’12 Eylül darbe anayasasından’ kurtulmak gerektiğini savunan Erdoğan’ın bu çağrısına ittifak ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 4 Mayıs 2021’de 2023’ü kastederek “Cumhuriyet’in 100. yılında 100 maddelik anayasa değişikliği” teklifiyle yanıt verdi ve taslak metni de Erdoğan’a bizzat iletti.
Yeni anayasa konusunda birkaç kez çalıştay da düzenleyen iktidar partisi Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulu Başkanı Prof. Dr. Yavuz Atar başkanlığında bir ekibi taslak anayasa metni hazırlamakla görevlendirmişti.
31 Mart 2024’te düzenlenen ve AK Parti’nin yaklaşık yüzde 9 oranında oy kaybetmesi ve ana muhalefetin 47 yıl sonra sandıktan birinci çıkmasıyla sonlanan yerel seçimlerin ardından da sık sık yeni anayasa çağrısı yapan Erdoğan’ın bu isteği için TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş harekete geçti.
Meclis yaz tatiline girmeden önce parlamentodaki siyasi partilerin liderleriyle görüşen Kurtulmuş yeni anayasa yapımıyla ilgili siyasi partilerden ‘usul’ önerisi istedi.
CHP’yse yeni anayasa konusunda masaya oturmak için iktidar partisinin öncelikle ‘mevcut anayasaya uyması’ koşulunu öne sürüyor. Parti bu çerçevede Anayasa Mahkemesi’nin milletvekilliği düşürülen Can Atalay kararının okutularak milletvekilliğinin iade edilmesi gerektiğini savunuyor.
Cumhur İttifakı’nı oluşturan AK Parti ve MHP’nin parlamentodaki sandalye sayısı anayasayı değiştirecek çoğunluğu sağlayamadığı için muhalefetin desteğine ihtiyaç duyuyor.
DEM Parti de yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğu noktasında iktidar kanadıyla hemfikir gibi:
“Mevcut anayasanın sadece kötü bir kopyası olarak sunulan yeni taslaklar ne yeni ne de demokratik bir anayasa yazmak anlamına gelir. Anayasa’nın her maddesinde 12 Eylül’ün ruhu ve kokusu hissedilmekte.
Muhalefete açık bir çağrı yapıyoruz: Değişim iddiasındaki bir muhalefet, tutucu olamaz ve ilk yüz yılın tekrarını yaşatma politikasını sürdüremez. Yeni ve demokratik bir Anayasa konusunda herkese açık çağrımızdır: Ön yargılarınızı bir kenara bırakın, gelin hep beraber demokratik ve özgürlükçü bir anayasa için çalışalım.”
Kurtulmuş Gazi Üniversitesi Akademik Yılı Açılış Programı’nda konuştu. Yeni anayasa tartışmalarıyla ilgili “Tepeden inme olmamalı, mutlaka demokrat olmalıdır. Katılımcı ve kuşatılmış olmalıdır. Ben şahsen uzun yıllardır anayasa konusunda fikirleri olan biri olarak şunu söyleyebilirim; Türkiye önemli bir fırsat yakalıyor” dedi ve şöyle sürdürdü:
“82 Anayasasının birçok siyasal ve toplumsal sorunların kaynağında büyük payı olduğunu hepimiz biliyoruz. Artık Türkiye’nin darbelerin ürünü olan bu anayasadan kurtulma vakti gelmiştir. Darbeci ruh anayasada hala gizli. Sadece metin değişmesi yetmez. Demokrasinin en büyük düşmanı imtiyaz ve istisnalardır. Bu anayasa yapım sürecinde imtiyaz ve istisnaların ortadan kaldırılması, demokratik kurumların millet anlayışı içerisinde yeniden gözden geçirilmesi demektir.
Yeni anayasanın içerisinde önemli bir konu da anayasa ve ideoloji arasındaki ilişkidir. Türkiye’de yüzlerce ideolojinin olduğu açıktır. Kimin ideolojisini anayasaya yazacağız. Partilerin tamamı aslında yeni bir anayasa teklifini halka teklif etmişlerdir. Bu sadece bir fantezi olarak olursa olur diye ortaya konmuş değil.
Maalesef bütün hukuk metinlerimizde var olan dil meselesi. Anayasamızın öyle bir dili var ki okuyorsunuz okuyorsunuz, ne diyor diyorsunuz. Dil meselesinin yeni anayasa yapılması konusunda ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bir başka önemli konu da anayasanın sistematiğidir.
Anayasanın sistematiği çok güçlü olmalıdır. Anayasa tartışmaları inanın ki bu tartışmaları yapalım. Sadece bu tartışmaların yapılması bile Türk siyasetine çok şey katacak. Tartışmaları siyasi diyalog anlayışı düzleminde yapalım. Önyargısız bir şekilde tartışmaları yaparsak neden sonuç almayalım. Bu anayasa yapım sürecini kimse zehirlenmeye kalkmasın. Kimse bu tarihi fırsatı heba etmeye aracı olmasın.”