Nurhak Belediye Başkanı: Murat Kurum beni salondan çıkarmak istedi
İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin grup toplantısında konuştu. CHP’yi ‘ortak bildiri tartışması’ üzerinden eleştiren Akşener konuyu yerel seçimlere getirerek “Açık şekilde DEM'le el sıkışın. Görelim bakalım neymiş dünya” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener partisinin grup toplantısında önemli açıklamalar yaptı. Akşener ikisi büyükşehir üçü il ve 30’u ilçe olmak üzere 35 belediye başkan adayını da açıkladı. İYİ Parti’nin Antalya adayı Nesrin Ünal, Kocaeli adayı Gencay Yıldıztekin, Giresun adayı Harun Cici, Kars adayı Metin Özat oldu.
Geçen Eylül ayında CHP’den istifa ederek görevini bağımsız olarak devam ettiren Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay da İYİ Parti’ye katıldı. Atay’a rozetini İYİ Parti’nin grup toplantısı sırasında Meral Akşener taktı.
Akşener “Pençe-Kilit Harekat” bölgesindeki asker ölümleri sonrası başlayan bildiri tartışması ve Erdoğan ile telefon görüşmesi hakkında konuştu. Ortak bildiri hakkında “Günlük siyasette birbirimizi kıyasıya eleştirebiliriz ama dış dünyaya karşı bu tür konularda elbette ortak tutum belirlemeliyiz” diyen Akşener, Erdoğan ve bakanlarla görüşmesiyle ilgili de “rutin” dedi.
Akşener görüşme trafiğini şöyle anlattı:
“Bir konuya açıklık getirmek istiyorum, her büyük terör hadisesinden, her önemli dış politika krizinden sonra ilgili bakanlıkları ve cumhurbaşkanını bugüne kadar telefonla aramışımdır. 33 şehidimizde de her şeyi iptal edip hem kendilerini yani üç bakanı arayıp hep aramış bilgi almışımdır. Bu defa da aynını yaptık. Anlayamadığım ve çok da ayıpladığım bir biçimde bir bildiri savaşı çıktı. PKK’lılar herhalde çok mutlu olmuştur. Herhalde bu birbirine düşen gazi meclisin mensuplarına çok gülmüşlerdir. AK Parti’ye gıcık olmak, yaptığı işleri eleştirmek, onu sandıkta yenmek, bu iddia ile ortaya çıkmak elbette hakkımız ama şehit ailelerinin karşısında bu milletin temsilcileri olarak bizler kaya gibi durmak zorundayız o PKK’lı şerefsizlere karşı. Neyse sakin sakin geçirdik konuyu. Şımardıkça şımardılar, hadsizleştikçe hadsizleştiler! Şimdi gene şehitlerimiz oldu. Gene ben aradım, ya bu rutin! Aradım. Bu rutin. Milli Savunma Bakanı dönmedi. En hızlı dönen Hakan Fidan, sabah ise Sayın Erdoğan döndü.”
Akşener Meclis’te yaşanan bildiri tartışmasıyla ilgili de isim vermeden CHP’yi eleştirdi. CHP bildiriyle ilgili önceki tavrını sürdürerek AK Parti’yle aynı bildiriye imza atmayacağını belirtti. Bu kez DEVA, Gelecek ve Saadet Partisi de kendi bildirgesini hazırlama kararı aldı. Kriz TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un “başkanlık tezkeresi” formülüyle aşıldı. DEM Parti hariç tüm partiler tezkereye evet oyu kullandı. CHP ayrıca kendi bildirgesini yayınladı.
Akşener bu tartışmayla ilgili “Bizim hür ve müstakil olmamız bazı şeyleri ortaya çıkardı. Hani her konuda biz suçluyduk? El sıkışın kardeşim, el sıkışın. Dürüst, açık şekilde DEM’le el sıkışın. Sizin elinizi tutan mı var? Hemen bütün, her yeri alın. Görelim bakalım neymiş dünya. Benzer bir meclis bildirisini DEM’in imzalamasını beklemiyoruz ama buradan da bir çıngar çıktı. Dün bir toplantı oldu, o toplantıda bu üç siyasi parti imza atacak, diğer siyasi partiler imza atmayacak bu parçalı görüntüden vazgeçildi, burası çok enteresan… Numan Kurtulmuş’un imzasıyla ortak tezkere meclise sunuldu, ilginç bir biçimde ayrı bildiri yayımlayanların hepsi bu tezkereyi destekledi. Soru şu; karın ağrısı İYİ Parti miydi?” dedi.
Akşener “AK Parti’yle anlaştınız” eleştirilerine ise İYİ Parti’den ayrılıp AK Parti’den aday olan Nebi Hatipoğlu’nu hatırlatarak yanıt verdi. Akşener “Eğer AK Parti ile el sıkışmamız olsa idi bizim bir milletvekilimizin Eskişehir’den aday gösterilmesi mümkün olur muydu? Anlaşma olsaydı böyle bir şey olabilir miydi? Bas bayağı şahsıma hakarettir. Bunların her birini ahlaksızlık görüyorum, gereğini yapmayan namerttir! İstediğiniz kadar zırlayın hür ve müstakil olarak gidip, bu ülkede üçüncü yolu açıp bu milletin sesi olacağız ve kazanacağız” diye konuştu.
Akşener konuşmasının bir bölümünü de deprem bölgesinde kaybolan çocuklara ayırdı. Akşener iktidara ve ilgili bakanlıklara da bir dizi soru sorarak yanıt istedi: “Kahramanmaraş’ta Yeşilada Apartmanı’nda yaşayan altı yaşındaki Talha Demirel nerede? Ebrar Sitesi’nde yaşayan Alya Kılınç nerede? Antakya Rönesans Rezidans’ta yaşayan üç yaşındaki Mustafa Kemal Koşar, bir yaşındaki Mehmet Akif Koşar nerede? Adıyaman’daki Arzıklar Apartmanı’nda yaşayan dokuz yaşındaki Muhammed Enes Demir nerede? Yedi yaşındaki ikiz kardeşler Elif ve Esma Yapar, 17 yaşındaki Şükran Yapar nerede?” diye sordu. Akşener “Deprem bölgesinde toplam bine yakın çocuğun kayıp olduğu iddiası var, sadece deprem mağdurları ve kayıp yakınlarıyla dayanışma derneğine 142 kayıp çocuk başvurusu yapılmış. Madem bu çocuklar kayıp değil, neden ailelerin haberi yok?”
Akşener Anayasa Mahkemesi ile Yargıtay arasında gidip gelen Can Atalay dosyasıyla ilgili de tepki gösterdi. Akşener “Yargıtay 3. Dairesi’nin AYM’yi alenen yok saydığı bir ortamda eğer ki iktidar Anayasa’nın çiğnenmesine göz yumuyorsa, gayrı meşruluktan siyasi çıkar elde etmeye çalışıyorsa, ortaya çıkan anayasal devlet krizine engel olamıyorsa o zaman yetkiyi aldığı milletine karşı sorumluluğunu yerine getiremiyor demektir” dedi.