CHP, 2,2 milyon kişilik mitingle erken seçim istedi

Saraçhane eylemlerini bitiren CHP dün İstanbul Maltepe Meydanındaydı. Büyük bir kalabalığa konuşan Özgür Özel mitinglerin süreceğini ilan etti, “Adayımı bırak, sandığı getir” dedi. CHP erken seçim için pazartesiden itibaren 27,8 milyon imza toplayacak.

Siyaset 29 Mart 2025

Cumhuriyet Halk Partisi cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul’un seçilmiş belediye başkanı Ekrem İmamoğlu 19 Mart sabahı şafak operasyonuyla gözaltına alındığından beri yerinde durmuyor. O günden beri sürekli sokakta olan parti Saraçhane’de yedi gün boyunca yaptığı mitinglerin ardından dün İstanbul’un Maltepe Meydanı’ndaydı. CHP, bu mitingde erken seçim çağrısı yaptı, erken seçime gidilmesini sağlamak için 28 Mayıs 2023’te Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilirken aldığı oy olan 27 milyon 800 bin oy sayısı kadar imza toplamak için kampanya başlattı. Özgür Özel, Erdoğan’a “Adayımı bırak, sandığı getir” diye seslendi. CHP bu mitingleri her hafta sonu başka bir şehirde sürdürecek, her çarşamba günü de İstanbul’un bir ilçesinde miting yaparak iktidarı erken seçime zorlayacak.

Dokuz günlük bayram tatiliyle okulların ara tatili birleşince İstanbul büyük ölçüde boşalmıştı, dün şehirde trafik yok gibiydi ama İstanbul’un görece uzak bir meydanı olan Maltepe alanı sabah saatlerinden itibaren dolmaya başladı. Kısa sürede miting alanı doldu, miting alanının dışında alanda olandan daha fazla insan birikti. Yer yer barikatların yıkıldığı ve dışarda kalanların da miting alanın çeşitli yerlerine doluştuğu görüldü.

Dilek İmamoğlu: Adalet yasaklanamaz, hapsedilemez

CHP’nin Maltepe mitinginde önce Dilek İmamoğlu konuştu. İki oğluyla kürsüye gelen Dilek İmamoğlu “Bu daha başlangıç” diyerek eşine yapılan muameleye tepki gösterdi. “Bayrama babasız giriyoruz, Ekrem’e ceza işlemez” diyen İmamoğlu, eşinin halkla kurduğu güçlü bağ nedeniyle hedef alındığını vurguladı. Dilek İmamoğlu “Adalet yasaklanamaz, vicdan hapsedilemez” sözleriyle konuşmasını tamamladı.

Hava İmamoğlu: Canım oğlum, çalışkan oğlum

Onun ardından Ekrem İmamoğlu’nun annesi Hava İmamoğlu kürsüye çıktı, “Her şey çok güzel olacak. Oğlum devlete hizmet ediyor. Bütün halkını seviyor, halk onu seviyor. Teşekkür ediyorum oğlum benim. Canım oğlum çalışkan oğlum” dedi.

Mansur Yavaş: Gençler tam yanı başınızdayız

Onların ardından kürsüye Mansur Yavaş geldi. Yavaş “Gençler gitmek istiyor. İş yok, umut yok. Hepimiz zamanında haksızlar hukuksuzluklar karşısında yer aldık, yeri geldi meydanlara indik. Memleketimize ve geleceğimize sahip çıktık. Bizim de önderimiz bugünkü gençler gibi Atatürk idi. Bizim dönemimizde de yapay ayrılıklar vardı. Şimdi gençler arasında tam bir bütünlük var. Anayasal taleplerini medenice kullanan gençlerimizi kutluyorum. Doğruyu yapıyorsunuz. Tam yanı başınızdayız. Buradaki insanlar yeter demek için toplandı. Haksızlık hukuksuzluk karşısında insan olmanın vicdan olmanın hatta insan fıtratını yerine getiren bu gençlerin asla kılına dahi zarar gelmemeli. Devlet polisleriyle bu çocukların güvenliği için risk oluşturmak yerine onların güvenliğini sağlamalı. Yanlış üzerine yanlış yaparak doğruyu bulamayız. Bu ülkenin tüm evlatlarıyla gurur duyuyoruz. Atamızın sizlere iletmemiz için emanet ettiği cumhuriyeti tam demokrasi ile taçlandırıp sizlere vereceğiz” dedi. 

İmamoğlu’nun mesajı

Yavaş’ın ardından CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Ekrem İmamoğlu’nun mitinge gönderdiği mesajı okudu. İmamoğlu mesajında “Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar suçlular için, yaptıklarından pişman olanlar için aşılmaz engeller olabilir. Benim için bu parmaklıklar yok hükmündeler, yok hükmündeler” dedi.

İmamoğlu’nun mesajı şöyleydi:

“Yüreği adalet ve ülke sevgisiyle atan, kıymetli kardeşlerim, merhaba!

Adalet, demokrasi ve özgürlük talep ettiğiniz, insanca yaşamak istediğiniz için bir araya geldiniz. Güler yüzünüzle, enerjinizle, sağduyunuzla herkese örnek ve umut oldunuz. Her birinize yürekten teşekkür ediyorum. Sağ olun, var olun!

Sizlerin ve ülkenin dört bir yanında haksızlığa karşı ayağa kalkan milyonların meselesi elbette Ekrem İmamoğlu değil. Bunu ben de çok iyi biliyorum. Mesele memleket meselesi. Adalet, demokrasi, özgürlük meselesi. Eğitim, üretim, paylaşım, hak, hukuk meselesi. Mesele ülkenin geleceği meselesi. Onun için gençler en öndeler. Çünkü gelecek kaygısını en çok gençler yaşıyorlar. Hayatlarının ellerinden kayıp gittiğini, en çok onlar hissediyor. Gençler, gençliklerini çalanın kim olduğunu sorguluyorlar ve karşılarında tek bir kişiyi görüyorlar. O kişi, bu ülkenin gençlerini anlamak için hiçbir gayret göstermedi. Kendisine oy veren gençleri bile yeterince dikkate almadı. Sadece gençleri ayrıştırmaya, birbirine düşürmeye çalıştı.

O kişi bugün de öyle yapıyor. Çünkü seçim kazanmak için hep birilerini düşman ilan etmek zorunda. Oysa bizim milletçe kardeşliğe ve dayanışmaya ihtiyacımız var. En çok da gençlerin birliğine ihtiyacımız var. Gençler yarışmayı, rekabeti severler ama mutlaka mertçe olsun isterler. Gençler, kim kazanacaksa bileğinin hakkıyla kazansın isterler. Hangi siyasi görüşten olursa olsun, bütün gençlerin içinde adalet duygusu vardır. Mertlik vardır. İşte onun için herkesten çok gençlerin sesi, seslerini çıkartıyorlar. Gençler meydanları dolduruyorlar. Gençlerin hepsiyle gurur duyuyorum.

“Milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar”

Gençler Recep Tayyip Erdoğan’a “Vatandaşa saygı göster. Milletin iradesine el uzatma” diyorlar.

Gençler Recep Tayyip Erdoğan’a, “Faul yapma, mertçe yarış” diyorlar.

Ama Erdoğan bu seslere kulaklarını tıkıyor. Birbiri ardına haksız hukuksuz talimatlar veriyor. Yaptığı kötülükler, milletimizin sırtına yeni ekonomik yükler bindiriyor. Her şeyi kendi yaptığı halde, Erdoğan asla sorumluluk üstlenmiyor. Yıllardır ekonomik krizin sorumlusu olarak kimleri göstermedi ki? Dış güçler, faiz lobisi, bankalar, pazarcılar, çiftçiler, hatta bakkallar ve fırıncılar. Bir tek bu iktidar ve onun başındaki zat, ekonomik krizin sorumluluğunu üstlenmedi. Haksız hukuksuz tutuklamaları, sıkıyönetim dönemlerini aratan uygulamaları yüzünden 3 günde Merkez Bankası’ndaki birikimin %40’ı, 26 milyar dolar uçup gitti. Ama bu krizin sorumluluğunu da, hiç utanmadan gençlerin demokratik tepkilerine, adalet talebiyle protesto hakkını kullanan milletimize yüklüyorlar.

Amaçları bellidir. Baskıyla, zorbalıkla, kara propagandayla milletimize boyun eğdirmeye çalışıyorlar. Başaramayacaklar! Başaramayacaklar! Başaramayacaklar!

Bu millet yedi düvele boyun eğmemiş, sandıktan kaçanlara, milli irade hırsızlarına mı boyun eğecek?

“Bu parmaklıklar yok hükmündeler”

Sevgili dostlarım, ben sizlere içimdeki memleket sevgisi kadar büyük, uçsuz bucaksız hücremden sesleniyorum.

Etrafımdaki taş duvarlar, demir parmaklıklar suçlular için, yaptıklarından pişman olanlar için aşılmaz engeller olabilir. Benim için bu parmaklıklar yok hükmündeler, yok hükmündeler.

Çünkü, çünkü ben hiçbir suç işlemedim. Belediye başkanı olarak yaptıklarımdan pişmanlık değil, gurur duyuyorum. Devletin birçok kurumu tarafından 6 yılda 1300 defa incelenmiş ve hepsinden aklanmış bir belediyenin yöneticisiyim.

48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnının akıyla çıkmış bir yöneticisiyim. Devletin müfettişlerinin yıllardır bulamadığı suçları şimdi gizli ve yalancı tanıkların ipe sapa gelmez ifadelerine dayanarak bulduklarını iddia ediyorlar. Onlara “Hadi oradan!” diyorum. “Hadi oradan!” diyorum.

Bu uyduruk davada, kendisini aklamak zorunda olan ben değilim. Yargıyı talimatla çalışır hale getiren, gizli tanıkların arkasına saklanarak beni saf dışı etmeye çalışan Erdoğan kendini aklamak zorunda. Ahmak davasından kreşlerimizi kapatmak için açtıkları soruşturmalara, 30 küsur yıllık diplomamı baskıyla iptal ettirmek, sözde yolsuzluk davasına kadar bana yapılanların siyasi amaçlı, kirli bir operasyon olmadığını Erdoğan kanıtlamak zorunda. Erdoğan bana karşı her hamlesiyle seçimden kaçan, rakibinden korkan biri olduğunu gösteriyor. Bu mertlikten uzak hamleleriyle, kendisini seven vatandaşlarımızı utandırıyor. Kendisine güvenenleri boşa düşürüyor. Varlığını koruyabilmek için elindeki yetkileri kötüye kullanan, hukukun ve demokrasinin dışına çıkan her iktidar acizdir, zavallıdır.

“Milletimiz var”

Böyle iktidarlar rakiplerini ortadan kaldırıp tüm muhalifleri baskı altına almakla işe başlar ve sonunda ülkeyi göstermelik seçimlerle yöneten çağdışı bir hanedanlık haline gelirler. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde milletimizin feraset ve cesaretle yürüttüğü mücadeleyle kurulmuş olan Cumhuriyetimiz işte böyle bir tehdit altındadır. Daha önce de devletin gücünü kendi gücü zannedenlerin, kendi iradesini milletin iradesinden üstün görenlerin zorla, zorbalıkla bu ülkeye istikamet belirlemeye çalıştıklarını gördük. Milletimiz tüm bu dayatmaları, darbeleri bertaraf etmeyi başarmıştır. Türkiye’ye istikamet belirleyecek tek iradenin millet iradesi olduğunu her seferinde kanıtlamıştır. Yine öyle olacak. Millet iradesine değil, ele geçirdikleri devletin gücüne güvenenler yine kaybedecekler. Çünkü karşılarında siz varsınız, millet var, milletimiz var.”

Bu mesajın ardından İmamoğlu’nun yapay zekayla oluşturulmuş ve seslendirilmiş bir videosu da ekranlara getirildi.

Özgür Özel kürsüde

Mitingde en son Özgür Özel konuştu. Özgür Özel iktidara “darbeci” vurgusuyla seslenerek “Bugün burada Türkiye’nin geleceğine el koyuyor, demokrasiyi ve geleceğimizi savunuyorsunuz. Yurt dışındaki belli odaklardan icazetli bir darbe planı harekete geçirildi. Türkiye’ye ihanet eden bir avuç insanın darbe girişimine hep birlikte tanık olduk. Kendinden sonraki cumhurbaşkanını engellemek için halefine darbe yapan, demokrasiyi rafa kaldırıp ölene kadar o koltuğu bırakmak istemeyen birinin ilk denemesiydi. En ciddi denemesiydi. Bunu siz püskürttünüz, darbecileri siz yendiniz!” dedi.

Özel’in konuşmasından bazı pasajlar şöyle:

“Bugün burada böyle bir iradeyi ortaya koymak… Fikri ilk ortaya attığımızda meydan boş kalır, yanlış zaman dediler. Ama Silivri’de yatan arkadaşlarımız da bizler de 19 Mart’ta yaşananlardan sonra sokağa çıkmayı neredeyse yasaklayıp, bütün ulaşım araçlarını durdurup, Saraçhane’ye gelen bütün yolları kesip, vapurları ve metroları durdurup bizi orada yalnız bırakmaya çalışanlara inat milyonlar bize şunu gösterdi; biz endişeyi, korkuyu ve yorgunluğu evde bıraktık! Bugün burada Türkiye’nin geleceğine el koyuyor, demokrasiyi ve geleceğimizi savunuyorsunuz. Yurt dışındaki belli odaklardan icazetli bir darbe planı harekete geçirildi. Türkiye’ye ihanet eden bir avuç insanın darbe girişimine hep birlikte tanık olduk. Kendinden sonraki cumhurbaşkanını engellemek için halefine darbe yapan, demokrasiyi rafa kaldırıp ölene kadar o koltuğu bırakmak istemeyen birinin ilk denemesiydi. En ciddi denemesiydi. Bunu siz püskürttünüz, darbecileri siz yendiniz!

Her yer miting meydanı

Bugün burada sadece bir miting yok. Bütün metro istasyonlarında, Marmaray istasyonlarında mitingler var. Sandıkla geldiği halde sandıkla gitmeme hayalini hayata geçirmek için demokrasiyi araç gören, kendinden sonraki cumhurbaşkanını engellemek için halefine darbe yapanları yeneceğiz. Bu güzel ülkeyi onlara asla teslim etmeyeceğiz. Millet 31 Mart’ta iktidarı değişim sürecini başlattı. Ekrem İmamoğlu Beylikdüzü’nde bir kez, İstanbul’da ise üç kez Erdoğan’ı ve karşısına çıkardığı adayları, Meclis başkanlarını, başbakanları, bakanları yendi.

Biz bu süreci bir zafer, bir kibir, kazanmanın tadını çıkarma değil bir görev olarak gördük. Türkiye’de bütün seçmenlerin, bizi sandıkta destekleyen bütün demokratlara yakışan şekilde çalışmaya devam ettik.

Geçim yoksa seçim olur, erken seçimin adayı erken belli olur dedik. Birileri kötülüğe iyice karar vermiş. Seyyar giyotini Tayyip Bey ödüllendirerek bakan yardımcısı yapmıştı. Bakan yardımcılığı kendi deyimiyle siyasi bir pozisyondu. O seyyar giyotini İstanbul’da görevlendirdi ve ondan sonrasını hep birlikte yaşadık. Biz sinmek yerine büyük bir mücadele ilan ettik. Ön seçimi duyurduğumuz gün Ekrem Başkan’a yasak getirilmeye çalışıldı ve ondan sonra süreci iyice hızlandırdılar ki fakülte yönetiminin iptal etmeyeceğini anlayınca üniversite yönetimini topladılar. 19 Mart’ta Ekrem Başkanı gözaltına alıp 4 gün tuttular. İşte o bir kırılma anıydı. Ya bekledikleri gibi herkes evinde oturacaktı ya da dünyanın en korkak saldırısına karşı millet cesaret kazanacaktı. İstanbul Üniversitesi önüne çekilen barikatı yıktı attı. İstanbul Üniversitesi’nin öncü sesine ODTÜ’nün devrimci sesi eklendi. Tüm üniversiteler eklendi.  Bu süreçte her gece biz çoğaldıkça, daha kalabalık oldukça, Ankara ODTÜ’ye yürüdükçe mücadele büyüdü. 

“Tele 1, Sözcü TV ve Halk TV ile dayanışacağız”

Beş günlük verilen yasağa karşı bizler sivil darbenin, Tayyip Erdoğan’ın saray darbesinin karşısında direnmek için Saraçhane’ye, İstanbullunun Ekrem Başkan’a emanet ettiği sembol mekana davet ettik. O gece İstanbul’un dört bir yanından hiçbir araç olmadan, önlerine çekilen barikatı kimseye zarar vermeden devirip geçerek Saraçhane’ye toplanan yüzbinler geleceğe sahip çıktılar. Hepinizi ayrı ayrı kutluyorum. 15 buçuk milyon kişi geldiler ve seçtiler. ‘Tek adama hayır, diktaya hayır, millet biziz, biz kazanacağız’ dediler. Tarihin en büyük buluşmasını burada gerçekleştiriyoruz. Darbeciler hala iktidarda oldukları için şu an başımızda cunta pozisyonunda duruyorlar. Çeşitli cezalarla lisansları iptal edilmeye çalışılan Tele 1’e, Sözcü TV’ye, Halk TV ile dayanışma içerisinde olacağız.

“Dava TRT’de canlı yayınlansın”

Erdoğan’a tarihin en büyük meydan okumasını yapıyorum. Ekrem Başkan diyor ki yargılanmam TRT’den canlı yayın yapılsın. Adayımı yanımda, sandığı önümde istiyorum.

“Turbun büyüğü sensin Erdoğan”

Tanık yok, şahit yok, delil yok. FETÖ’den miras kalan gizli tanıklar. Turp, Tayyip’in uydurduğu rezil palavralardır. Turpun en büyüğü sensin Erdoğan, sensin.

“Mehmet Şimşek bu darbenin bir parçası”

Mehmet Şimşek bu darbenin bir parçasıdır. Tüm dünya bir otokratın tetikçisi olduğunu görmüştür. Mehmet Şimşek’in ne itibarı vardır ne de bu ülkeye katabileceği bir şey vardır. Şimdi çıkmış utanmadan Özel, Türkiye’yi dünyaya şikayet ediyor diyor. Bir ülkede demokrasi tehdit altındaysa o ülkede darbe oluyorsa dünya bununla ilgilenir. Erdoğan, 15 Temmuz darbesini bütün dünyaya anlatalım dedin. Şimdi o darbeyi, nasıl anlattıysam bu darbeyi de öyle anlatacağım insanda biraz utanma, hafıza olur. Başörtüsü meselesinde kardeşlerimize antidemokratik işler yapan sizdiniz o zaman kimse size Türkiye’yi şikayet eden sizdiniz. O zaman kimse demiyordu. Geçmişin mağdurları şimdi zalim olmuş.”

2,2 milyon kişi katıldı

Özgür Özel daha sonra Maltepe Mitingine 2,2 milyon vatandaşın katıldığını açıkladı. Özel “Bu millet susmayacak: Adayımı bırak, sandığı getir!” dedi.

Özgür Özel miting sonrası sosyal medyadan yaptığı paylaşımda şöyle dedi:

“Bugün 2,2 milyon yurttaşımız sel olup Maltepe meydanından taştı. Bayram arefesinde adalet için, iradesine sahip çıkmak için meydanları dolduran tüm yurttaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu daha başlangıç. Bundan sonra her hafta sonu bir ilde, her çarşamba İstanbul’un bir ilçesinde meydanlardayız. Bu millet susmayacak: Adayımı bırak, sandığı getir!”

Silivri’de tutuklu bulunan CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun hesabından da Maltepe Mitingi paylaşıldı. İmamoğlu’nun paylaşımında” Millet büyüktür!” dendi.

 

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.