CHP sokağa çıktı, Saraçhane’de dev bir miting yaptı

Ekrem İmamoğlu'nun şafak operasyonuyla gözaltına alınmasına Türkiye'nin dört bir yanında mitingler ve yürüyüşlerle tepki verildi. CHP'nin en büyük mitingi Saraçhane'de belediye binasının önünde yapıldı. Miting oldukça kalabalıktı. Özgür Özel burada konuştu.

Siyaset 20 Mart 2025

Cumhuriyet Halk Partisi’nin Cumhurbaşkanı aday adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun dün sabah bir şafak operasyonuyla gözaltına alınması çok büyük bir siyasi tepkiye neden oldu. Dün gün boyu Türkiye’nin dört bir yanında bazen örgütlü bazen de spontane protesto gösterileri yapıldı. Protestoların merkezi, bekleneceği gibi İstanbul’du ama protestolar Çorum’dan Trabzon’a Ankara’dan Nazilli’ye, Konya’dan Rize’ye her yerde vardı.

İmamoğlu ve gözaltına alınan diğer kişilerin İstanbul’da Vatan Caddesindeki Emniyet Müdürlüğüne götürülmesi üzerine CHP’lilerin ilk toplanma yeri burası oldu. Valilik İstanbul’da bir çeşit sıkıyönetim ilan etmiş, Vatan Caddesi başta pek çok ana caddeyi trafiğe kapatmış, polis bariyerleri örülmüş, metro istasyonları kapatılmıştı Ayrıca valilik İstanbul’da dört gün gösteri yasağı da koymuştu.

Ancak bu yasaklar pek işe yaramadı. Vatan Caddesinde emniyet Müdürlüğü önünde ciddi bir kalabalık toplandı ve protestoya başladı. Ardından CHP bir açıklama yaparak esas protestonun Saraçhane’de Belediye Sarayı önünde yapılacağını duyurdu. Bunun üzerine Vatan Caddesindeki kalabalık toplu halde buradan önce Aksaray’a, oradan da Saraçhane’ye hayli uzun olan yolu yürüyerek kat etti. Polis yürüyüşe engel olmadı, bir olay da çıkmadı.

Saraçhane’de kalabalık akşamüzeri saatlerinden itibaren soğuk havaya rağmen toplanmaya başladı. Miting, iftarın ardından başladı. Önce kürsüye İmamoğlu’nun eşi Dilek İmamoğlu çıktı bir konuşma yaptı, ardından CHP Genel Başkanı Özgür Özel konuştu. Mitingde İyi Parti lideri Müsavat Dervişoğlu da vardı. Mitinge ayrıca CHP’nin üç eski genel başkanı Hikmet Çetin, Murat Karayalçın ve Altan Öymen de katıldı. Kemal Kılıçdaroğlu da dün İstanbul’a gelip Dilek İmamoğlu’nu ziyaret etmiş ve Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını sert bir dille eleştirmişti ama mitingde yoktu.

CHP lideri Özgür Özel dün sabah şafak operasyonunu haber alır almaz Ankara’dan İstanbul’a geldi, önce Dilek İmamoğlu’nu evinde ziyaret etti, ardından Saraçhane’ye Belediye Sarayına geçti. Özel, İmamoğlu serbest kalana kadar Saraçhane’de olacağını duyurdu.

“19 Mart darbe girişimidir”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in miting konuşması, gün boyu yaptığı sert açıklamaların bir araya getirilmiş hali gibiydi. Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyleydi:

“Kimsenin kafası karışmasın, dünden beri olan bitenin bir adı var. O adı koyalım, dünden beri olan biten bir darbe girişimidir. 19 Mart darbe girişimidir. Bugün milletin iradesiyle yargı darbesiyle elinden alınmak istenmektedir. İstanbulluların tam 3 kez üstüste büyükşehire seçtikleri, emanet ettikleri, sizlerin kardeşim, ağabeysi, evladı Ekrem İmamoğlu’na yapılan darbe girişimi milli iradeye yapılan darbe girişimidir. Ortada ne yolsuzluk vardır ortada ne bir terör örgütü ne bir çıkar örgütü vardır. Ama ortada minareye kılıf uydurmaya çalışan, görevlendirilmiş yargı cellatları vardır. Ne diyeceklerdi? Ekrem İmamoğlu’nun aday olmasından, Recep Tayyip Erdoğan korkuyor, o yüzden mi gözaltına aldık diyeceklerdi?

“Bunu kimin yaptığını biliyoruz”

Adı hukuksuzluktan başka bir işle anılmayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı sadece bir aracıdır. Bir başsavcı, bir savcı, bir büyükşehir belediye başkanını, dünyanın çok bildiği şehrin belediye başkanını, Türkiye’nin gözbebeği, en büyük metropolün belediye başkanını haksızca iftiralarla, kumpaslarla aynı anda 5 dava açarak, Ekim’den bu güne 25 yıllık hapis cezası isteyerek. 35 yıl önce yüzlerce arkadaşıyla davet edilip geçiş yaptığı, 2 ders hariç, daha önce aldığı derslerden 10 tanesini yeniden aldığı, diplomasını aldığı üniversitenin 31 yıl sonra verdiği diplomasını vicdanı olan bir savcı, hukuku düşünen bir savcı, ülkeyi düşünen bir savcı yapabilir mi? Bunu kimin yaptığını biliyoruz. Bunu yaptıran geceleri uykusundan sıçrayarak uyanıyor ve kendi sesini duyuyor; İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder. Kabusu olan o ses, o ses onu rahat bırakmıyor. Yeniden uykuya dalamıyor. Çünkü o sesi duyuyor. İstanbul’u kazanan Türkiye’yi kazanır. Allah şahit hepimiz biliyoruz ki Tayyip Erdoğan, Ekrem İmamoğlu ile onunla karşı karşıya girdiği 4 seçimi kaybettiği için. Birinde hazımsızlıkla iptal ettirdiği, bir diğeri tekrar seçim ve geçen yıl 31 Mart’taki üçüncü seçimle 3 seferdir Ekrem İmamoğlu’nu, bükemediği bileği yargı sopasıyla kırmaya çalışıyor.

“Talimatı alan değişti, talimat ve talimatı veren değişmedi”

Bunun için yargıda sözünden çıkmayacak gözü kara, gözünü kin bürümüş birilerini alet ederek ederek yapıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Anadolu’daki Trakya’daki kıymetli seçmenleri, MHP’nin kıymetli seçmenleri, düşünün, hatırlayın 12 yıl önce bu sefer yine başta aynı kişi. Ama bugün FETÖ terör örgütü dediği yapının savcılarına, hakimlerine, ordumuza kumpas kurdurarak ordu bana darbe yapacaktı yalanını uydurarak aynı böyle saldırılar yapıp, bu ülkenin genelkurmay başkanından terörist, kahraman askerlerinden terörist ya da bu ülkenin iyi yetişmiş subaylarından casus çıkartmadı mı? O gün önleri yapan savcılar şimdi ya Zekeriya Öz’ün kaçtığı gibi bir fare gibi kaçıp saklandılar ya da cezaevinde yatıyorlar. Apart değişti, talimatı alan değişti, talimat ve talimatı veren değişmedi. O gün o kötülüğü yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan’dı, bugün bunu yaptıran da Recep Tayyip Erdoğan’dır.

“O gün Saraçhane’nin mağduruydun”

Bu gece öfkelisiniz, kararlısınız ama buradan sesleniyorum ki, bu meydanın öfkesine bu meydanın inancına duruşuna, kararlılığına çok ihtiyacımız var. Ama bu meydanda olmayanların hatta bizimle aynı görüşte olmayanların vicdanına, ahlakına, insafına, sağduyusuna da çok ihtiyacımız var. Bundan 9 yıl önce Fetullahçı terör örgütü kalkıp da AK Partili seçmenlerin seçtiği yöneticilere, bütün meclise darbe girişiminde bulunduğunda milletimiz ‘Ben milletim, egemenlik kayıtsız şartsız benimdir, seçtiğim kötüyse sandıkta ben değiştiririm, ama hiçbir tanka, hiçbir topa tüfeğe hiçbir kötü niyete seçtiklerimi teslim etmem” diyordu. Şimdi bu meydandakilerin milyonlarca İstanbullunun seçtiği Ekrem İmamoğlu’na tek suçlu anketlerde önde çıkmak olduğu için, tek suçu bu milletin gönlünde yer ettiği için, gelecek Cumhurbaşkanı olduğu için bunu yapmak reva mıdır, hak mıdır? Ey Erdoğan, Ey Recep Tayyip Erdoğan, burası Saraçhane, buradan 27 yıl önce seni uğurlayanlar bugün o günleri hatırlatıyorlar. Okuduğu bir şiirden dolayı yasaklı duruma düşen ve buradan bir arkadaşının muayenehanesine oradan da cezaevine yolcu edilen, 3 ay cezaevinde kalan 23 yıldır o mağduriyeti anlatan. Millet ona yapılan bu muameleye tepki verdi diye 23 yıldır bu ülkede pekçok göreve gelen Recep Tayyip Erdoğan. O günün, Saraçhane’nin mağduruydun, bugün Saraçhane’nin zalimi olmaya utanmıyor musun?

“Yenildin yine yenileceğini biliyorsun”

Ey Recep Tayyip Erdoğan sana sesleniyor, seni mertçe bir mücadeleye davet ediyorum. Ben CHP’nin genel başkanı olarak bütün üyelerime danışarak, en doğru adayı belirlemek için gayret sarf ettim, bir yol yürüyorum ve o yolun sonunda iktidar görüyorum, zafer görüyorum. Sen benim, bizim, bu ülkenin Cumhurbaşkanı adayına karşı kendinde bir güç göremiyorsun. Ona kaybettin, yenildin, yine yenileceğini biliyorsun. Bunun için türlü kumpaslarla şu canım İstanbul’un evladına zulmediyor, onunla uğraşıyorsun. Sen çok seçimlere girdin, çok seçimleri de kazandın. Bu seçimi kazanamayacağın için bu hukuksuzluklara başvurmak yerine, madem öyle son cumhurbaşkanlığı seçiminin galibi olarak bir kenara çekilmeni, adayımın karşısına onunla mertçe rekabet edecek aday beklemeni bekliyorum.

“Mertçe bir mücadele için biz hazırız”

Demokrasi sessiz yığınların sesidir, hiçbir AK Partili seçmen, örneğin bir futbol müsabakası izlerken hakemin, kendi tuttuğu takımın kendi tuttuğu takımın formasıyla sahaya çıkmasını ister mi? Hiçbir MHP’li kendi kalesinin 1 metre, rakibin kalesinin 10 metre olmasını ister mi? Mertçe bir mücadele için biz hazırız, İstanbul hazır, Türkiye hazır, sana meydan okuyorum. Korkma Erdoğan, var mısın karşımıza çıkmaya, var mısın? Şu meydanda değil de meydana giremeyip dışarıda kalanlar kadar kalabalığı bulabilse, ama bulamıyor.

“Artık hiçbirimiz elimizdeki tapuya bakıp evim var diyemeyiz”

Kıymetli İstanbullular bu mesele artık Ekrem İmamoğlu meselesi olmaktan çıkmıştır. Mesele milletimizin tamamının meselesidir. Dün akşamdan bu sabahtan beri her geçen gün yıpratılan, sayfaları yırtılıp atılan her gün işlevsizleştirilen anayasa tamamen askıdadır. Dün akşam iptal edilen şey, Ekrem İmamoğlu’nun diploması değil Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşayan herkesi hukuk güvencesi, mal güvencesi, can güvencesidir. Artık hiçbirimiz elimizdeki tapuya bakıp, evim var diyemeyiz. Diplomamıza bakıp mesleğim var, ruhsatımıza bakıp işim var diyemeyiz. Şunu biliyoruz ki kaybettiklerimizi geri almak için Ekrem Başkanı o kirli ellerden kurtarmak için, İstanbul’un iradesine sahip çıkmak için var gücümüzle birbirimize sarılmalı, safları sıklaştırılmalı, meydanları, sokakları hep birlikte doldurmalıyız.

“Bu mücadele tek başına, bir partiyle verilecek bir mücadele değildir”

Bugün, sabahleyin o kararı aldıklarında, bir karar daha aldılar. Ne dediler, ‘4 gün boyunca İstanbul’da gösteri yürüyüşü, toplantı, toplanmak yasaktır’. O kararı alanlara, aldıranlara söylüyorum, bu alanı görüyor musun? Bu meydanı görüyor musun? Bu mücadele tek başına, bir partiyle verilecek bir mücadele değildir. Biz Ekrem Başkan’ın arkasına yüzler, binler, on binler, milyonlar tüm Türkiye geçeceğiz, o yürüyecek, biz yürüyeceğiz. Ey Erdoğan meydanı duyuyor musun? Sen meydanlardan korkarsın, kalabalıklardan korkarsın, sokaklardan korkarsın ama İstanbul senden korkmuyor.

“Sizler sel oldunuz, aktınız koştunuz geldiniz”

Bugün Ekrem Başkan gözaltına alınıp, Vatan Emniyet’e götürüldü. Sizler sel oldunuz, aktınız koştunuz geldiniz. Ekrem Başkan’la her ne kadar görüştürmeyiz deseler de sizin gücünüzle, sizin enerjinizle, sizin enerjinizle avukatlarınız gittiler görüştüler. Ekrem Başkanın tüm gençlere, tüm üniversitelere, tüm sokaklara, tüm meydanlara, tüm yiğitlere binlerce selamı var, sizleri selamlıyor.

Hem benim hem partimin hem adayımızın çok önemli bir tespitimiz çok önemli çağrımız var. Biliyorsunuz CHP biliyorsunuz bütün demokratik süreçlerini işletip, karar organlarını çalıştırıp, bir kararı bütün üyeleriyle birlikte vermek için Cumhurbaşkanı adayını tüm üyeleriyle birlikte belirlemek için önemli bir adım attı. Bir çağrı yaptı ve Şubat ayı içinde 250 bin yeni üyesiyle birlikte 1 milyon 750 bin üyesiyle birlikte bir yola çıktı. Ancak şimdi yeni bir çağrımız var, o çağrı da şudur; dünya siyaset tarihi tek adamların, diktatörlerin nasıl geldiklerini nasıl bir ülkeyi ve kıtaları felaketlere sürüklediklerini yazar. Onlara karşı nasıl başarısız olan mücadeleleri anlatır. Ancak dünyada tek adamların, diktatörlerin nasıl gittiği konusunda örneğin geçmişte Arap baharı denilen dönemde bir meydana milyonların inmesi dışında bir çare, bir seçenek yoktur.

“Ekrem başkan’a Türkiye’nin gelecek cumhurbaşkanına sahip çıkmaya çağırıyorum”

Şimdi buradan Ekrem Başkan’ın selamıyla ve CHP olarak sadece CHP’lileri değil tüm siyasi görüşten ama bu diktatörlükten bu tek adam rejiminden bıkan, yoksulluktan bıkan, işsizlikten bıkan, açlıktan bıkan, güvencesizlikten bıkan, gelecek kaygısından bıkan milyonları pazar sabahı kalkmaya, sokaklara dökülmeye CHP’lileri bir sandıkta Cumhurbaşkanı adayını belirlemeye, olmayanlara diğer sandıkta dayanışmalarını göstermeye Ekrem Başkan’a Türkiye’nin gelecek Cumhurbaşkanına sahip çıkmaya çağırıyorum.

Pazar günü binler, onbinler, milyonlar, on milyonlar hep birlikte sokaklardayız, sandıktayız, meydanlardayız. 86 milyonu itiraz etmeye, 86 milyonu ses yükseltmeye, 86 milyonu sesini duyurmaya, yanındakini ikna etmeye, uzaktakine sesini duyurmaya, mücadeleye, ayağa kalkmaya davet ediyorum.

Kalkın ve bu ülkeyi kurtarın. Davetim Ekrem Başkan’ın sizlere hep söylediği gibi 23 Mart Türkiye’nin baharıdır. 23 Mart’ta sandık gelecek, Ekrem gelecek, dertler bitecek. 23 Mart sandığı erken seçimin müjdesidir, öncüsüdür.

23 Mart’ta Ekrem Başkana sahip çıkarak, sandıklara koşarak, partili partisiz herkesi Türkiye’nin baharına, demokrasi devrimine davet ediyorum.

Siz varsanız, şunu söylüyorum ki CHP’nin genel başkanı olarak ve bu memleketin bir evladı olarak bundan sonra Ekrem İmamoğlu millete emanet. Ekrem Başkan burada olsa bu mikrofon elinde olsa sizi böyle görse kararlı görse inançlı görse size şunu söylerdi; değerli evladı ve eşiyle birlikte biz de sizlere sesleniyoruz ki, her şey çok güzel olacak.”

Trabzon’da İmamoğlu yürüyüşü: 5. kez yenilmemek için engel olmaya çalışıyorlar

Trabzon’da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması protesto edildi. CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak “5. kez yenilmemek için İmamoğlu ile sandıkta asla karşılaşmamak için kendisine engel olmaya çalışıyorlar.” dedi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması memleketi Trabzon’da yürüyüş yapılarak protesto edildi.

Kahramanmaraş Caddesi’nden başlayan yürüyüş Meydan Parkı’nda son bulurken yürüyüş esnasında “Hükümet istifa”, “Mustafa Kemal’in askerliyiz”, “Hak, hukuk, adalet”, “Eşkiya dünyaya hükümdar olmaz” ve “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” sloganları atıldı.

Yürüyüşün ardından düzenlenen basın açıklamasına Trabzon Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya, CHP Trabzon İl Başkanı Mustafa Bak, ilçe başkanları ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Çorum’da halk İmamoğlu için sokağa indi: Hedef alınan milletin ta kendisidir

Çorum’da İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun önce diplomasının iptal edilmesi, ardından da gözaltına alınması yürüyüş ile protesto edildi.

Çorum Emek ve Demokrasi Platformu’nun düzenlediği yürüyüş, Bahabey Caddesi’nde başladı.

CHP İl Başkanı Dinçer Solmaz, il ve ilçe yöneticileri, belediye başkanları ve partililerin katıldığı yürüyüşte, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına tepki gösterildi.

Ankara’da yürüyüş

CHP’li milletvekilleri Meclis Genel Kurulunda protestolar yapıp Meclis’i tatil ettirdikten sonra Meclis’ten çıkıp bir hayli uzakta olan CHP Genel Merkezine yürüyüşe geçti. Bu yürüyüş sırasında çok sayıda Ankaralı ve CHP Ankara il örgütü de onlara katıldı.

Milletvekilleri ve kalabalık CHP Genel Merkezi’nin önünde bir miting yapıp protestoyu sona erdirdi.

Güven Park’ta eylem

Bu arada CHP Ankara İl Başkanlığı ve gençlik teşkilatı da Ankara Güven Park’ta toplandı. Hayli kalabalık bir grup bir araya geldikten sonra yakındaki Adalet Bakanlığı’na yürüyüşe geçildi ve bakanlığın kapısında  br basın açıklaması yapıldı.

ODTÜ ve Hacettepe’de protesto

Ankara’da ayrıca Ortadoğu Teknik Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi kampüslerinde de protesto gösterileri yapıldı. Polis Hacettepe’deki gösteriye biber gazıyla müdahale etti.

10Haber bültenine üye olun, gündem özeti her sabah mailinize gelsin.