Nasuh Mahruki CHP’den Beşiktaş adaylığı istiyor
AK Parti'ye yakın isimlerin adı cumhurbaşkanı adaylığıyla anılan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomasını tartışmaya açmaya çalıştığı gözleniyor. Eğer bu polemik tutarsa 'başrol' de değişmiş olacak.
Türkiye siyasetinde ‘diploma’ konusu özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın etrafında dönen tartışmalarla popüler oldu. Uzun yıllardır ısıtılıp ısıtılıp kamuoyuna sunulan, ancak her seferinde hiçbir yere bağlanmayan polemiğin başrolü anlaşılan o ki artık değiştirilmek isteniyor.
Detaylara girmeden önce arka planın net anlaşılması açısından kısa bir özet geçelim. Bilindiği üzere 47 yıl sonra Türkiye’nin birinci partisi konumuna yükseldiği yerel seçimlerin ardından özgüven tazeleyen CHP’de bir süredir öncelikli gündem maddesi İmamoğlu’nun karşı karşıya olduğu siyasi yasak tehdidi.
Ankara 2028 yılında düzenlenecek cumhurbaşkanlığı seçimi için adı adaylıkla anılan İmamoğlu’yla ilgili kararın istinafta kesin onanacağı söylentisiyle çalkalanıyor. Ana muhalefetse böyle bir durumda ülkeyi erken seçime götürecek adımları atmaktan çekinmeyeceğini söylüyor.
AK Parti’ye yakınlığıyla bilinen Abdulkadir Selvi Hürriyet’te yayımlanan yazısında siyasetçinin önündeki tek sorunun ‘siyasi yasak riski’ olmadığını söyleyip konuyu ‘diplomaya’ getirdi.
Yerel seçimlerden bir ay önce İmamoğlu’nun babası Hasan İmamoğlu’yla aynı dönemde ticari faaliyet yürüttüklerini belirten birinin havalimanında kulağına eğilip “Ekrem İmamoğlu’nun diplomasında sorun var” dediğini ileri süren gazeteci sandık arifesinde bunu yazmayı doğru bulmadığını, o yüzden rafa kaldırdığını söyledi:
“Ekrem İmamoğlu Girne Amerikan Üniversitesi İşletme Bölümü’nden İstanbul Üniversitesi İngilizce Bölümü’ne 1990 yılında yatay geçiş yapıyor. Bu süreçte 28 Şubat’ta başörtülüler için ikna odalarını kuran Kemal Alemdaroğlu etkili oluyor. Ama Alemdaroğlu o dönem anabilim dalı başkanı. Henüz rektör değil.
Ekrem İmamoğlu İstanbul Üniversitesi’nde okuyor. Gazeteci Fatih Portakal sınıf arkadaşı olduğunu açıklamıştı. İddia edildiği gibi 1990-91 yıllarında özel üniversitelerden devlet üniversitelerine geçiş var mıydı? Eğer yoksa o zaman İmamoğlu’nun diploması yok hükmünde mi, yani butlan mı sayılacak?
Eğer belli bir not derecesi isteniyor da Ekrem İmamoğlu’nun notları onu tutmuyorsa o da ikinci bir sıkıntı demek. Bir iddia da Kıbrıs’taki üniversitedeki bölümünün karşılığı olmadığı halde İstanbul Üniversitesi’ne geçiş yaptıysa o durumda üçüncü sıkıntı ortaya çıkmış demektir.”
Selvi devamında Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) meseleyi derinlemesine araştırmaları için çağrı yaptı.
Eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yla İmamoğlu arasında yaşanan bir tartışma yakın siyaset tarihine ‘ahmak davası’ olarak geçecek yargılama sürecine konu oldu.
Kasım 2019’da Soylu, İmamoğlu’nun bir konuşmasını hedef alarak “Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum, bunun bedelini bu millet sana ödetecek” demiş, İmamoğlu da gazetecilerin bu sözleri hatırlatarak yönelttiği soru üzerine “31 Mart’ta seçimi iptal edenler dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüze baksın. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” demişti.
Bunun üzerine açılan davada bu sözlerin Soylu’ya değil Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yönelik olduğu savunulmuş, mahkeme başkanının “Bu sözü kime söylediği belli. Süleyman Soylu’ya söylemiştir. Ben de o şekilde düşünüyorum” ve benzeri beyanlarına rağmen son kertede iki yıl yedi ay hapis ve siyasi yasak cezasına hükmedilmişti.
Yerel mahkemenin kararı uzun zamandan beri istinafta bekliyor.